Makaleler

Published on Şubat 15th, 2021

0

15 Şubat’ı unutma, unutturma! – Dilzar DÎLOK


Hiçbir Kürt, 15 Şubat’ı unutmamalı, unutturmamalıdır. Komplonun 22. yılı tamamlanırken, 23. yılında komployu boşa çıkarmak, Önderlikle birlikte özgür yaşamak tüm onurlu Kürtlerin istemidir ve bu istem doğrultusunda eylemlerin sokağa taşınarak faşizmin yıkılması da soykırımı boşa çıkarmanın bir gereğidir.

Önder Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen uluslararası komplonun 23. yılına giriyoruz. 22 yılı bu komplonun varlığıyla yaşamak, öz itibariyle hiçbir Kürt için gerçek anlamda yaşamak değildir ve öyle de olmamıştır. Uluslararası komplonun yürürlükte olduğu bu dönem içinde yaşadım diyebilmenin tek şartı, komploculara karşı mücadele etmek, mücadelede başarmak, komploculara karşı önderliksel değerleri anlamlandırmak, bu değerlerle yaşamak ve özgür yaşamın inşasında bir adım atabilmektir.

Kürt halkının bu 22 yıl boyunca yaşadığı acılar, verilen büyük bedeller Kürt halkının hafızasında büyük izler bıraktı. Kürt halkının yok oluştan uyanmasına, özgür bir toplum olarak varlığını sürdürmesinin hayalini kurdurmasına, bu hayal uğruna büyük mücadelelere girişmesine ve mücadele ettikçe onur kazanarak özgür insan olmanın anlamına varmasına önderlik eden Önder Apo’nun komplo ile esaret altına alınması, Kürt halkının belleğine büyük acılar yazdı. Bununla birlikte uğruna verilen mücadeleler, verilen bedeller kapsamında, başta Önderliğimiz olmak üzere, halkımızın, Kürdistan özgürlük gerillasının, PKK’nin verdiği amansız özgürlük mücadelesiyle de Kürdistan tarihinde boşluğu derinden hissedilen, bilinen Önderlik kurumunun bilinci daha da derinleşmiştir.

Uluslararası komplo gibi bir saldırıyı boşa çıkarmak, hatta tersine çevirmek ancak Önder Apo gibi bir Önderliğin başarabileceği bir eylemdir. Önder Apo’nun İmralı’da yürüttüğü direnişiyle, dünyaya yayılarak evrenselleşen Kürdistan özgürlük mücadelesiyle komplo boşa çıktığı gibi Önderliğimizin de Kürt halk Önderi olarak tüm parçalardaki Kürdistan halkı tarafından sahiplenilmesi, hatta dünya demokratik konfederalizm Önderliği olarak tanımlanması da komploculara verilen en güçlü yanıt oldu.

Bu anlamıyla komplonun gerçekleştiği gün olan 15 Şubat günü, Kürt soykırım günüdür. Kürdistan tarihinde de bugüne denk getirilen soykırım saldırıları vardır. Önder Apo üzerinde gerçekleştirilen uluslararası komplo saldırısından dolayı Kürt halkı 15 Şubat tarihini ‘Kürt’ün Soykırım Günü’ olarak tanımlamaktadır.

Soykırım kavramı bu ay ve gün vesilesiyle yeniden ele alıp incelenmeyi gerektirir. Bir halkın, ulusun, inanç grubunun varolmasını sağlayan, varlığını mümkün kılan ve sürekliliğini sağlayan tüm zihniyet, yaşam öğelerine yönelik yok etme saldırısıdır soykırım. Kürtlere uygulananlar, yapılan tanımların çok çok üstündedir.

Üzerinde gerçekleşen soykırımın farkına varmayan, soykırımı unutan veya soykırımın boyutlarını bilince çıkarıp karşısında köklü bir varoluş adımı atamayan toplumlar, soykırım çemberinde yok olmaktan daha beter bir kadere mahkum olurlar. Önderliğimiz bunu özlü bir şekilde posa olmak diye tanımlamıştır.

Kürt halkına dünya merkezi hegemonyasının, kapitalist modernite güçlerinin biçtiği misyon posa olmaktır. Kürt soykırımı faşist Türk devletinin uygulayıcılığında olsa da kapitalist modernite güçlerinin bir uygulamasıdır, kararıdır. Ve Kürtlere bu kararda biçilen rol posa olmaktır. Özgür insan savunması olarak başlayan savunmaları boyunca Önder Apo, posa olmanın anlamını ve posa olmamanın gerekliliklerini ortaya koymuştur. Daha da öncesi, Önder Apo’nun yürüttüğü yarım asırlık mücadele, hatta çocuk yaşlarından başlayan mücadele posa olmama mücadelesidir. Posa olmak, insan olmaktan çıkmaktır. Soykırıma uğramak, soykırım çemberinden kurtulamamak, özgür insan fikrini geliştirememek köle olmak, başka varoluşların en kötü malzemesi olmak posa olmaktır. Ve bugün Kürt halkına dayatılan budur.

Önderliğimizin çocuk yaşta başlayan özgür insan olma mücadelesi tüm Kürt halkının geleceğini içinde barındıran bir yaşamın başlangıcıdır. Bu anlamıyla Önder Abdullah Öcalan’ın çocukluğu bizim geleceğimizdir, özgürlüğümüzdür. Bu geleceğin ve özgürlüğün 15 Şubat komplosuyla esaret altına alınması, tüm halkımız için soykırım anlamına gelmektedir.

Kültürü, zenginlikleri, insan gücü ve herşeyi çalınarak ruhu elinden alınmak ve özünden boşaltılmak istenen Kürt halkının bu kader diye dayatılandan kurtulması Önder Apo sayesinde olmuştur. Kürtler Önder Apo sayesinde posa olmaktan kurtulmuştur. Bundan dolayı da her Kürt’ün var olabilmesi, posa olmaktan kurtulması, kendini başka varlıkların ucuz malzemesi olmaktan kurtarabilmesi ve özgür yaşam olanağını yakalayabilmesi soykırım karşısında durmasıyla, soykırıma karşı çıkmasıyla mümkündür. Bunun için de en başta Önder Apo üzerindeki tecride, uygulanan İmralı faşizmine, işkence sistemine, Önder Apo’nun fiziki esaret durumuna karşı çıkması gerekir.

Kürtler şubat ayının ilk günlerinden başlayarak 15 Şubat komplosunu kınayan ve komployu boşu çıkararak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü amaçlayan eylemler yapmaya başladı. Bugünden tüm şubat ayının Önderliğin fiziki özgürlüğünün ve halkımızın tüm Kürdistan parçalarında özgür-özerk yaşamda ısrarının zirveleşeceği eylemlerin gelişeceği de baştan belli oldu. İmralı esaretiyle geçen 22 yıl için verilecek özeleştiri de ancak bu kapsamda olabilir.

Hiçbir Kürt, 15 Şubat’ı unutmamalı, unutturmamalıdır. Komplonun 22. yılı tamamlanırken, 23. yılında komployu boşa çıkarmak, Önderlikle birlikte özgür yaşamak tüm onurlu Kürtlerin istemidir ve bu istem doğrultusunda eylemlerin sokağa taşınarak faşizmin yıkılması da soykırımı boşa çıkarmanın bir gereğidir.


Dilzar Dîlok – Yeni Özgür Politika – 05.02.2021

Tags: , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑