Kültür-Sanat

Published on Mart 14th, 2021

0

Amed / Diyarbakır: Çok surlu, çok sırlı, çok kültürlü şehir (1) – Gül Güzel


Amed / Diyarbakır: Sırları Surlarında, Surlarında Sırları saklı; Çok Surlu, çok Sırlı, çok Kültürlü şehir…
Kentin tarihçesi: Surlar, Kuleler, Kaleler, Hanlar – Bölüm I…

Çok kültürlü, çok Surlu, çok Sırlı 5.000 yıldır süregelen 4 kapılı tarihin simgesi; Mekke ve Medine’den sonra en çok ibadet edilen şehir. Diyarbakır tarih boyunca Amida, Amid, Kara-Amid, Omid, Amed, Augusta, Diyar-i Bekir, Diyarbekir, Diyarbakır isimlerini almıştır. Bismil Kortiktepe’de yapılan kazı sonuçları, bizi günümüzden 12.000 yıl öncesine götürmektedir. Eski bir masal kentidir Diyarbakır. Surların ve zamanın gizemli derinliklerinde gelin hep birlikte keşfe çıkalım.

Diyarbakır surları 5,5 km. uzunluğu, 12 metre yüksekliği, 5 metre kalınlığı ile Çin Seddi’nden sonra yeryüzünde en büyük sur olma özelliğini taşıyor. Dicle vadisinden yaklaşık 100 metre yükseklikte geniş bir düzlük üzerine kurulmuştur.

Ergani Çayönü Höyüğü’nde (Qoté Ber Çem) ise yaşamın M.Ö. 8500-5500 yılları arasında kesintisiz olarak, M.Ö. 5500 yılllarından sonra ise belirli aralıklarla sürdüğü görülmektedir.

Dünyanın en zengin kültürel vasıflarına sahip olduğunu söyleyebileceğimiz Amed/Diyarbakır’ın tarihine baktığımızda, bu konudaki bütün sorularımızın cevabını bulabiliriz.

Kent merkezinde bulunan içkale yerleşkesinde yapılan son yüzey araştırmalarında kent tarihi M.Ö. 4200 yıllarına kadar inmektedir. M.Ö. 1600 yıllarında ise bölgeye gelen Mitaniler, Hurileri egemenliği altına alıp Hurri-Mitani Uygarlığını kentte başlatmışlardır.

Daha sonra kentte sırasıyla Asurlular, Aramiler(Bit-Zamani Krallığı), İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Ermeni Tigran Krallığı, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular, İnaoğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar egemenliklerini sürdürmüşlerdir.  

DİYARBAKIR KALESİ

Yapımı M.Ö. 3.000’de içkalede, Hurri-Mittaniler tarafından ilk kale yapısı inşa edilen Diyarbakır Surları, genel hatlarını Romalılar döneminde 4. Yüzyılın son çeyreğinde almıştır. Egemen olan her medeniyet, kendi güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda surları yenilemiş, onarmış ve genişletmiştir. Suralrın uzunluğu yaklaşık 5.800 metredir ve 82 burcu vardır.

Diyarbakır Kalesinin dört kapısı vardır. Kuzeyde Dağkapı(Harputkapı), batıda Urfakapı(Rumkapı), güneyde Mardinkapı(Telkapı), doğuda Yenikapı(Dicle veya Sukapı)

İÇKALE

İçkale kentin ilk kurulduğu nokta olup, Amida Höyük’te yapılan yüzey araştırmalarında buranın tarihi M.Ö.4200 yıllarına kadar inmektedir. Çeşitli zamanlarda pek çok değişiklik ve eklenti yapılan içkaleye, en son Kanuni Sultan Süleyman döneminde eklenen burçlarla içkalenin bugünkü sınırı oluşmuştur. Saint George Kilisesi, Osmanlı Padişahı Abdulhamit tarafından 1885 yılında Hamidiye Alayları için inşa ettirilen ve uzun bir dönem cezaevi olarak kullanılan bina, Atatürk Müzesi, Adliye binaları ve 2005 yılına kadar Jandarma binası olarak kullanılan yapı, içkalenin diğer önemli mekanlarındandır. Restoraasyonu tamamlanan içkale Müze Alanı olarak kullanılacaktır…

HASAN PAŞA HANI

Gazi Caddesi üstünde, Ulu Cami’nin karşısındadır. Diyarbakır’ın günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış en büyük ikinci hanıdır. 1572-1575 yılları arasında Vezir-i Azam Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa tarafından Diyarbakır’da dağınık halde bulunan kuyumcuları bir araya getirmek için yaptırılmıştır. Bodrum katıyla birlikte üç katlı ve avluludur. Handa halihazırda çeşitli hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar, kahvaltı salonları ve kafeler bulunmaktadır.

HÜSREV PAŞA HANI(Deliler Hanı)

Gazi Caddesi üzerinde, Mardinkapı’da yer alan han, günümüze kadar gelebilmeyi başarmış Diyarbakır’daki en büyük handır. Diyarbakır Valisi Hüsrev Paşa tarafından, Hicaz’a ve İpek Yolu üzerindeki Suriye, İran ve Hindistan’a gidecek olan ticaret kervanlarına hizmet etmek için yaptırılmıştır. Hanın yapımına 1521 yılında başlanmış, 1527’de tamamlanmıştır. Hacca giden kervanlara rehberlik eden delilerin(Rehber) burada konaklamasından dolayı bu hana, Deliler Hanı da denmektedir. Değişik dönemlerde çok sayıda restorasyon geçiren han, günümüzde butik otel olarak kullanılmaktadır.

SÜLÜKLÜ HAN

Demirvciler Çarşısının içinde yer alan han, günümüzde kafe olarak hizmet vermektedir. 1683 yılında yaptırılan han, iki katlıdır ve asıl ismi Kazancılar Hanıdır. Avlusunda bulunan kuyudan, tedavi amaçlı çıkarılan sülüklerden dolayı;’Sülüklü Han’ ismini almıştır.

AMİDA HÖYÜK

İçkale kuzeybatısında yer alan Amida Höyük, Diyarbakır’ın kuruluş noktasıdır. Bu Höyükte, 1961-1962 yıllarında yapılan yüzey araştırmalarında kent tarihi hakkında birçok bilgi ve belgenin yanı sıra, Artuklu Hükümdarı Melik Salih Nasreddin Mahmud(1200-1221) dönemine ait bir sarayın temelleri ve saray duvarları açığa çıkarılmıştır. Bu sarayda Ortaşağ’ı aydınlatan Cizreli Kürt bilim insanı El Cizirİ’nin yaptığı robotlar da kullanılmıştır.

EL CEZERİ

Robotik biliminin babsı olarak kabul edilen ve sibernetik üzerine çalışmalar yapan insanı ve mühendistir. Tam adı Ebü iz İbni İsmail İbni Rezzaz El Cezeri olan ve 1136 yılında Cizre’de doğan Kürt alimi, bir dönem Diyarbakır’da yaşamış, 1233 yılında Cizre’de ölmüştür. El Cezeri,’’Mekanik Hareketlerden Mühendislikte faydalanmayı içeren kitap’’ isimli eserin de Sibernetik bilgilerini ortaya koymuştur.

KIZ BURCU – KEÇİ BURCU

Keçi Burcu, Mardinkapı semtinde yer alır. Güneş Yapınağı üzerinde kurulduğu düşünülen bu burcun kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte, üzerinde yer alan kitabeden Mervaniler tarafından Burcun eklemelerle büyütülerek bugünkü boyutlara ulaştığı bilinmektedir. Keçi Burcu Diyarbakır Surları üzerindeki en büyük burçtur. Keçi Burcu Mardin kapısından yüz metre doğuda yer alıyor. Mardin kapı ve Keçi burcu arasındaki beden duvarları ve burçları Halife Murtezid Billah’ın Diyarbakır’ı ele geçirdikten sonra asilerin barınağı olarak kullanılmasını önlemek amacı ile yıktırdığı kaynaklarda geçer.

DAĞKAPI BURCU

Harputkapı olarak bilinen kapının sağındaki ve solundaki burçlarda Bizans, Roma, Selçuklu ve Arap kitabelerinin yanısıra çok sayıda hayvan, bitki, üzüm salkımı, hac, güneş ve Kral Süleyman Mührü’nün kabartmaları yer almaktadır.

ON GÖZLÜ KÖPRÜ

On Gözlü Köprü, Dicle Nehri’nin üstünde, Mardinkapı’nın 3 km aşağısında, eski Mardin yolu üzerindedir. Kırklar Dağı’nın eteğinde yer alan On Gözlü Köprü, Dicle köprüsü veya Silvan Köprüsü olarak da bilinir. Yapım tarihi bilinmeyen köprünün, 742-743 tarihlerinde Emevi Halifesi Hişam tarafından onarıldığı ve son şeklini 1065-1067 yılında Mervanlar döneminde aldığı bilinmektedir. Büyükşehir Belediyesi tarafından tarihi önemi nedeniyle trafiğe kapatılıp az ilerisinde yeni Mervani Köprüsü inşa edilmiştir.

DENGBEJ EVİ VE TURİZM BÜROSU

Ziya Gökalp Mahallesi, Kılıççı Sokak’ta yer alan ve Mimarllar Odası tarafından restore edilen yapı, 2007 yılından beri Dengbej Evi olarak faaliyet göstermektedir. Dengbej Evi Diyarbakır’ı ziyaret eden konukların, bir taraftan çay içerken diğer taraftan dengbejlerin klamlarını dinleyebilecekleri ideal bir mekandır. Ayrıca Dengbej Evi’ne gelen ziyaretçilere kent tarihi, kültürü ve dengbej geleneği hakkında bilgi veren Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı üç turizm bürosundan biri de burada yer almaktadır.

CEMİL PAŞA KONAĞI

Ali Paşa Mahallesi, Köylü Sokak’ta yer almaktadır. İlk bölümü 17.yy’da yapılan konak, Ahmet Cemil Paşa tarafından 1880-1887 yılları arasında genişletilerek son halini almıştır. Konak, ailenin yaşam alanı(Harem), idari yönetim alanı(Selamlık), konak hizmetleri ve misafirlerin kaldığı(Müştemilat) bölümlerinden oluşur. Onlarca odası, havuzlu bahçeleri, 2 bin metrekare genişliği, ihtişamıyla küçük bir saray ve taş işçiliğiyle kentteki konut mimarisinin en güzel örneklerinden biri olmaktadır.

Diyarbakır’ın en büyük sivil mimari yapısı sayılan Cemil Paşa Konağı, tarihi ve turistik açıdan görülmesi gereken, nadide bir yapıdır.

ULU – EVLİ BEDEN BURCU

1208 yılında yapılan bu Artuklu eseri, silindirik yapısı, onu çevreleyen kitabesi, .ift başlı kartal ve Mezopotamya mitolojisi kökenli kanatlı aslan(sfensk) kabartmasıyla, döneminin en güzel eserlerindendir.

YEDİ KARDEŞ BURCU

Artuklu Dönemi (1208) eseri olan burç, Evli Beden Burcu ile aynı dönemde inşa edilmiştir. Burç üzerinde, çift başlı kartal ve aslan kabartmaları vardır. kitabeye, burcu yaptıran için dualar işlenmiştir.

NUR BURCU

1089 yılında Selçuklu hükümdarı Melikşah tarafından yaptırılmıştır. Kufi yazıyla yazılmış ve çeşitli hayvan figürleriyle en zengin burçtur. Üzerinde uzun boynuzlu keşi ile koşan at figürlerindeki gelişmişlik dikkat çekicidir. Burcun kitabesinin yanında bulunan güvercin motifi ile bunun hemen altında bağdaş kurmuş bir şekilde oturan kısa saçlı, eli ile ayaklarını tutan çıplak kadın rölyefi ise islam dönem egemenliği olmasına rağmen Diyarbakır’da ne kadar gelişkin olduğunu göstermektedir.

Amed/Diyarbakır – Sur’a dair kısa bir ek: Ya Çocukları?

‘’Hele bırak ellerimi lo, şimdi başlar Delilo”

Bir başka soluktur Diyarbakır. Bir çelişkili kent eylemişler burasını Ötekiler, yani surun içindekiler. Çocukları çakmaklara benzin satar olmuşlar küçük rakı şişelerinde. Ellerindeki Arap basımlı kaçak sigaralarla tutmuşlar cadde başlarını; şoför çırağı olmuşlar ilk önce. Jilet zoruyla çıkmaya başlayınca sakalları, kunduranın ökçesini kırıp, faytoncu olmuş kimi de. Atın, eşeğin koşması gereken arabaya özünü koşmuş; eli yatanlar tamircilik öğrenmiş veya şoför olmuş. Yasa dışı adam olmuş arada kalanlar da.. Vurulmalı, vurmalı, hapis yatmışlar zaman içinde. Dağa çıkmışlar…


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 14.03.2021


Amed / Diyarbakır – Kentin kısa tarihçesi – Bölüm II.
18 Mart’ta yayımlayacağız.


Tags: , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑