Genel

Published on Temmuz 5th, 2020

0

Antalya Kurtuluş’un Ömer Hoca’sı hayatını kaybetti


Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Ömer Şenol, TÖB’DER’de mücadele ederken, aynı zamanda efsanevi bir örgütlenme olan Antalya Ant-Gör’ün de 12 Eylül öncesi son başkanıydı.

Avrupa Demokrat Haber Merkezi

            Uzun yıllar İsviçre’nin Zürih kentinde de yaşayan, 1975-1985 yıllarında Antalya ve çevresinde devrimci mücadele yer alan Ömer Şenol hayatını kaybetti. Kurtuluş Hareketi’nde uzun yıllar mücadele eden Ömer Şenol, geçtiğimiz günlerde 70 yaşında vefat etti. “Ömer Hoca” olarak bilinen Ömer Şenol, aile ve yoldaşları tarafından Antalya’nın Kovanlık’ta defnedildi. Korona önlemlerini bahane eden polis, çok sayıda yoldaşının dünkü törene katılmasına izin vermedi.

            Antalya’nın efsanevi örgütü, Antalya Gençlik Örgütü (ANT-GÖR)’ün 12 Eylül öncesi son başkanı olan Ömer Hoca, devrimci mücadeleye öğretmenlerin örgütlenmesi olan Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER)’de başladı. Öğretmenlik görevi için tayin olduğu Urfa’da başladığı mücadeleye, hiç ara vermeden Antalya’ya döndüğünde Kurtuluş Örgütü’nde devam etti.

Her alanda mücadelede yer aldı

            1950 Antalya Kovanlık doğumlu olan Ömer Şenol Aksu Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Mezun olduktan sonra ilk görev yeri olan Urfa’ya tayin edildi. Burada bölge halkının, yani Kürtlerin sorunlarıyla karşılaşmış, haksızlığa karşı mücadelesi de böylece başlamıştı. Daha sonra çeşitli yerlerde görev yaptıktan sonra, memleketi Antalya’ya geri dönmüş, öğretmen olarak görevine devam etti.

Mücadelesini öğretmen hareketi olan Antalya TÖB-DER de sürdürmeye devam ederken, bu süreçte Antalya’da Kurtuluş Hareketi’nin dergi ve gazeteleri ilgisini çekmişti. Başta Mustafa Kahya olmak üzere, bir çok Kurtuluşçu ile yaptığı sohbetler ve tartışmalar sonucunda, mücadelesine Kurtuluşçu olarak devam etti.

Antalya Gençlik örgütü (ANT-GÖR)’ün 12 Eylül öncesi son başkanı olan Ömer Hoca, Kurtuluş’un “kurtarılmış” bölgesi olarak da bilinen Antalya’ya devrimci katkısı büyük olan sosyalistlerdendi.

12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra Antalya’da en çok arananlar arasındayken, örgüt kendisini Antalya’dan alıp başka bir isimle İstanbul’a yerleştirdi. Çalışmalara devam ederken İstanbul’da yakalanmış, Siyasi Şube’de sorgulanırken, polisin bir hatası sonucu serbest bırakıldı. Tam bir yıl sonra, 12 Eylül 1981’de, o sırada kendisi gibi aynı örgüt davasından tutuklanıp yargılanan kardeşiyle birlikte Bodrum’dan Cabi Ahmet diye bilinen devrimci polisin yardımıyla Yunanistan’a kaçtı. Siyasi polis olan Cabi Ahmet, 12 Eylül öncesi, gerici ve faşist Polis Birliği (POL-BİR) karşıtı olan, ilerici ve devrimci polislerin örgütlenmesi olan Polis Derneği (POL-DER)’e üyeydi. “Darbeye ve darbecilere hizmet etmem deyip” istifa eden Cabi Ahmet de meslektaşlarının ağır işkencelerine maruz kaldı.

Yunanistan’ın Kos Adasına geçerek burada siyasi iltica talebinde bulunan iki kardeş, burada yapılan sorgularından sonra meşhur Lavrion Mülteci Kampı’na götürüldüler.

Artık Şenollar’ın yeni yaşamları başlamıştı. Her gün kamp önüne çıkıp, diğer multeciler gibi işçi pazarında kendilerine bağ, bahçe ve inşaat işlerinde verilecek işi bekledilerr. Ömer Hoca bu süre içinde Yunanistan Komünist Partisi KKE ile ilişki kurmuş ve çalışmalarına tekrar başlamıştı. Komünist Partiyle birlikte 12 Eylül Cuntası’na karşı bir çok eylem düzenlemişti. Burada geçen 3 yılın ardından eşi ve çocuklarıyla birlikte İsvicre’ye iltica edip. 1995 yılına kadar Zürih’te yaşadı. 1995 yılında Türkiye’ye dönen Ömer Hoca, artık Antalya’da yaşamaya başladı. Bir süre sonra 12 Eylül’de yaşadığı ortam ve gördüğü işkencelerin kabuslarıyla mücadele etmeye başladı. Şenol Hoca’nın bu mücadelesi 1 Temmuz 2020 tarihine kadar sürdü ve hayata gözlerini yumdu.

Tags: , , , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑