Avrupa no image

Published on Ocak 21st, 2021

0

AvEG-Kon: Pandemide yaratılan eşitsizliğe karşı mücadeleye!


AvEG-Kon tarfından yapılan açıklamada “Almanya’da, parlamento binasına, Washington’da Beyaz Saray’a yürüyen faşistler, ırkçı ve faşist partiler ve onlara yedeklenenler, koronavirüs ile birlikte artan çelişkilerden yararlanma çabasında olduklarını gösteriyor.” dendi

Avrupa Demokrat Haber Merkezi

Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AvEG-Kon) tarafından yapılan açıklama şöyle:

PANDEMİDE YARATILAN EŞİTSİZLİĞE KARŞI MÜCADELEYE!

Pandeminin başlangıç aylarında burjuvazi bize “herkes koronavirüs karşısında eşittir” dedi; ancak ezen ile ezilen, sömüren ile sömürülen arasındaki çelişkiler devam ettiği sürece pandemi karşısında eşitlik mümkün değildir. Pandemi sürecinde dünyanın en zenginlerinin (2189 kişi) mülkiyeti 8,9 milyar dolardan 10,2 milyar dolara yükseldi. Almanya’da pandeminin başlamasından sonra milyarderlerin özel mülkiyeti 500,9 dolardan 594,9 dolara yükseldi. (Kaynak: UBS) Yine aynı süreçte tüm Avrupa’da kısa çalışma koşulları ve işten atmalar çok yüksek seviyeye ulaştı. İşçi ve emekçilerin önemli bir kısmının gelirleri düştü. Ölenlerin ve hastalananların oranları ise eşit olmadı. İnsanların yaşama ve çalışma koşulları ne kadar kötüyse, pandemiden dolayı hastalanma ve ölüm oranı da o kadar yüksek oldu. Yani; parası ve mülkiyeti olanlar daha az hastalanıyor ve ölüyorken, işçi ve emekçiler, yoksullar daha fazla hastalandı ve öldü.

AŞI KARŞISINDA DA EŞİTLİK YOK

Pandemi süreci, kapitalizmim insan ve doğa merkezli olmadığını bir kez daha çarpıcı biçim de gösterdi. Koruyucu sağlık hizmetinin olmayışı, sağlık hizmetlerinin   metaya dönüştürülerek; hastahane ve sağlık işletmelerinin birer ticarethaneye dönüştürülmüş olması, yüzbinlerce işçi ve emekçinin yaşamını yitirmesine neden oldu.

Birer şirket gibi çalışan hastahaneler, Kovid-19 kaynaklı boş bırakmak zorunda kaldıkları yoğun bakım yataklarını kullanamadıkları için maddi zarara uğradıklarından söz ediyorlar. Zarar bahanesiyle sadece Almanya’da 20 hastanenin korona döneminde kapandığı açıklandı. Boş bırakılan yatakların da faydası olmadı; çünkü azami kar yasasına göre işletilen hastaneler, tüm süreç boyunca işe yeni sağlık çalışanı almadıkları için, yeni korona hastalarına bakabilecek durumda değiller. Yeni sağlık personeli çalıştırmak yerine çalışma sürelerini uzattılar.12 saatlik çalışma süreleri uygulayan hastanelerin koşullarına dayanamayan çalışanlar ise; birer birer işten çıkıyorlar. Sağlık sektörüne aktarılan milyarlar, azami kar mantığına göre işletilen hastanelerin hissedarlarının, kasalarını şişirirken; sağlık emekçilerinin payına düşen fazla çalışma saatleri, korona virüs salgınına yakalanma riskinin artması ve çalışma koşullarının daha fazla kötüleşmesi oldu.

Kapitalist rekabetin işleyiş mantığı, bize sağlık sektöründe de yeni türden saçmalıkların olabileceğini bazı örneklerde tekrar göstermiş oldu. Aşının geliştirildiği ve üretildiği şehirde, Avrupa Birliği aşı siparişi verilmediği için aşı alıp, kullanamazken, dünyanın en ücra köşelerinde aynı şirketin ürettiği aşı kullanılıyor. Burjuva basın sabah akşam aşının hastalığı yeneceğini vadederken, burjuva siyasetin sorumsuzluğu sonucu, pandemi sebebiyle her gün daha çok insan ölmeye devam ediyor. Kapitalist ülkeler aşı stoklarken, geri bıraktırılmış ülkelerin aşıya ulaşımı gündem dahi olmuyor.

Her şeyin pazarın yasalarına tabi olduğu kapitalizmde, aşı da kar elde etme amacına hizmet ettiği için işçi ve emekçilere oldukça geç ulaşacağı ne kadar kesinse,; virüsün geçirdiği yeni mutasyonlar dolayısıyla aşının geniş kitlelere ulaşmadan etkisinin kırılacağı da o kadar büyük bir olasılıktır. Kapitalizmin doğaya, insana karşı düşmanlığı sonucu çıkan pandemi, yine kapitalizmin iç çelişkilerinden dolayı zaptedilemiyor. İşçi sınıfı ve emekçiler, virüsten kurtulmak için öncelikle kapitalizmin kurtulmak için mücadeleyi yükseltmelidir.

TEK ÇÖZÜM ORTAK MÜCADELE!

Pandeminin seyri bize toplumsal çelişkilerin sertleşeceğine işaret ediyor. Almanya’da, parlamento binasına, Washington’da Beyaz Saray’a yürüyen faşistler, ırkçı ve faşist partiler ve onlara yedeklenenler, koronavirüs ile birlikte artan çelişkilerden yararlanma çabasında olduklarını gösteriyor. Ancak, ezilen işçi ve emekçilerin henüz sokağa çıkarak burjuvaziye karşı tepkilerini göstermemeleri gelecekte de böyle olacağı anlamına gelmiyor. Asıl önemli gelişmelerin önümüzdeki aylarda yaşanacağı kesin. Şirketlere hibe edilen milyarlar işçi ve emekçilere, işsiz kalma, fazla çalışma, yoksulluğun daha fazla artması olarak yansıyacak. Göçmenlere yönelik, ırkçı, ayrımcı yaklaşımlar, hak gaspları artacak. üretim ve sömürü daha sert koşullarda devam edecek. Mücadele bir bütün olarak sertleşecek. Bize düşen görev ise, gerekli hazırlıkları yaparak, kapitalist sistem teşhirini süreklileştirmektir. Sınıf kardeşlerimizle ortaklaşarak, sokağa çıkmak ve mücadeleyi büyütmek olmalıdır.

AVRUPA EZİLEN GÖÇMENLER KONFEDERASYONU (AvEG-Kon)

Tags: , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑