Makaleler

Published on Eylül 5th, 2021

0

Bir devrim, bir kadın… | Metin Yeğin


Metin Yeğin
1974 yılından beri Nikaragua devriminde çok önemliydi kadınlar. Devrim ile daha da büyüyen feminist bilinçle birlikte, birçok çatışmaya yol açtı gelişmeler. ‘FSLN’ ile bir kopuş yaşayarak, örgütsel ve stratejik özerklik kazandı kadınlar. Bunun manası aynı zamanda Ortega ile çatışma demekti.

Yorgun gördüm. Yaşlanmıştı halbuki. Beni de böyle çok zannettikleri için biliyorum artık. Yorgunsun galiba diyorlar. Yok, yorgunluğun sürekli hali, yerleşmiş hali yaşlanmak ve güzel bir şey. Yaşadığını kanıtlıyor insanın.

25 yıl kadar önce bir mitingde konuşurken hatırlıyorum Alejhandra’yı en çok. Daha önce de görmüştüm ama kitleye konuşurken başka olanlardandı. Kısa ve küçük bir kamyonetin kasasında değil, bulutların üstünde gibi oluyordu, şimşekler çakıyordu kelimelerin ardından, sessizliğin de bile, bir an, yıldızlar kayıyordu.

Yine kızıl bir bandanası vardı boynunda ama biraz eğreti duruyordu. Bir mikrofon vardı önünde ve iki şarkı arası konuşuyorduk hep. Arkasında eski bir afiş asılıydı, Sandinista afişi, kenarına iki telefon numarası yazılmıştı, kırmızı bir kalemle, muhtemel acele ile ve muhtemel kaç yıl önce. Afişin bütün yanı yumurta kapları- viyol ile kaplıydı. Bütün yoksul radyolar bunu yapardı. Ses geçirmiyordu viyol, ucuz ve kolay bulunabilir bir şeydi. Üstüne birkaç not iğnelenmişti, iki kitap yaslanmıştı çıkıntılarına, bir başka bandana asılmıştı kenarına yine kızıl ama solmuş güneşten. Çok işlevliydi yani yumurta kapları…

İyi ve kötü yanıydı, sesleri yutması…

Şarkı bitti yayında. Mikrofona eğildi, iki ya da üç cümle kurdu basit ve renksiz, yıldızlar filan yerinde kaldı yani. Başka bir şarkı anonsu yaptı, eski kendinin aksine soluk, ama bir köy türküsüydü aldırmadı ona türkü, havayı sardı.

-‘Şairim, zifiri karanlıkta gelse şiirin hası. Ayak seslerinden tanırım. Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım.’ diyordu Bedri Rahmi-

Sık sık görüşüyorduk. Her 3-5 yılda bir filan ya da on Nikaragua’ya her geldiğimde yani. Sandinist devrime katıldığında lisedeydi. O günden beri hep Sandinistti ama çoğu zaman Daniel Ortega’ya muhalifti. Onu en çok hatırladığım mitingde de Ortega’ya veryansın ediyordu mesela. Küçük partilere baraj koymaya çalışıyordu Sandinist hükümet. Kendi koyduğu anayasaya da aykırıydı ama ‘istikrar’ diyordu Ortega. Sağcı parti ile anlaşıp, değiştirdiler bunu. Birçok küçük devrimci parti-hareketin yok olup, ehveni şer kuyruğuna katılmasını istiyordu. ‘MAM- Movimiento Autónomo de Mujeres- Özerk Kadın hareketi’ bunlardan biriydi ve Alejhandra bu mücadelenin öncülerindendi.

1974 yılından beri Nikaragua devriminde çok önemliydi kadınlar. Devrim ile daha da büyüyen feminist bilinçle birlikte, birçok çatışmaya yol açtı gelişmeler. ‘FSLN’ ile bir kopuş yaşayarak, örgütsel ve stratejik özerklik kazandı kadınlar. Bunun manası aynı zamanda Ortega ile çatışma demekti. Kadın hareketinin özerkliği politika bir ilişkinin olmadığı anlamına gelmiyordu, tam tersine bir etkileşim stratejisiydi.*

Bir şarkı sırası daha geldi Alejhandra’ya, yine renksiz bir-iki cümle söyledi. Bir an önce şarkıya geçti, onu bile canlandıracak kadar coşkulu. Yumurta kapları bile başa çıkamadı bunla. Bana baktı, gülümsedi bu sefer.

‘Yorgun musun’ dedim ‘Evet’ dedi. ‘Ben yaşlanmışsın sanmıştım’.

‘Yok’ dedi ‘devrimciler yaşlanmaz…’

*-Feminist hareket ile yakından ilgilenen okurlara; Nikaragua’da ‘MAM’ın ‘özeklik-işbirliği’, ‘birleşme, kopma, ittifak’ deneyimlerini incelemelerini öneririm.-


Metin Yeğin – Duvar – 05.09.2021

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑