Yazarlar

Published on Temmuz 12th, 2020

0

Bir sosyalist için din nedir? – Mustafa Kumanova

Sadece, “ezilen insanın içli ezgisi, kalpsiz bir dünyanın sıcaklığı, insanın afyonu,” mudur?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de zaman zaman ve günümüzde Marxizm ve İslam dinini buluşturma girişimleri var. Bu girişimlerin ne kadar sağlıklı olduğu ya da ihtiva ettiği çetrefilli ve içinden zor çıkılacak sosyolojik ve ekonomi-politik sorular ve sorunlar yüzünden ezilen sınıf lehine dinin ne gibi bir duruş sergileyeceği büyük bir muammadır. Çünkü tarihte dinin sergilediği politik duruş göz önüne alındığında din öğretisinin her daim egemen sınıftan yana tavır aldığı kolaylıkla görülebilir. Yine de bu konu tartışmaya açıktır. Çünkü bir kapitalist için bir işçinin dini, dili, ırkı, cinsiyeti yoktur; onun için bir işçi kar nesnesidir. Sonuç itibariyle bir Müslüman işçi de sosyalist mücadele altında bir araya gelebilir ve gelmelidir de.

Diğer taraftan ise, kabul edilmelidir ki, Müslümanlık, Hristiyanlık, Musevilik ve diğerlerinin sosyalizmle uyumlu olduğunu ve dinin emirleri içinde sosyalist argümanların bulunduğunu söylemek günümüz tecrübeleri içerisinde oldukça güçtür. Çünkü, emeği sömürülenlerin manevi açıdan ilahi bir emri yerine getirir gibi sistemi çok daha istekli ve arzulu kabul etmelerinde kapitalistlerin büyük çıkarı vardır. Bu anlamda da din kapitalizmin emri ve hizmetinde bir işlev görür. Çünkü kapitalist sistemin ahlaki açıdan en vazgeçilmez ve insan hayatını sürdürmede en uygun çağrı olduğunu din yoluyla yaymak en kolay olanıdır. Din, kapitalist burjuva sisteminin emrinde kilisenin politik bir aracı olmaktan çıkarıldığı, burjuva sınıfının politik kullanımına hizmet ettiği sürece geçerliliğini tarihin her döneminde korumuştur. Her ne kadar burjuvazi doğuşunda iktidarı kilise ve aristokrasinin elinden almak için dini politik alandan çıkartıp bireyin özel alanına hapsetmiş ve iktidarı ele geçirmek adına dinin yerine milliyetçiliği politik alan içine almış görünse de, hükmettiği kapitalist ekonominin her girdiği yapısal kriz sonrasında dini kaldırdığı tozlu raflardan indirip politik bir araç olarak kullanmaktan imtina etmez. Günümüzde de olan budur. Müslüman ve Hristiyan karşıtlığının yeniden yaratılması girişimleri, esasen ekonomik krizlerle bunalan emekçi sınıfların herhangi bir sınıfsal mücadeleye yönelmelerini önlemek üzerinedir. 

Eğer kapitalistler kapitalizmi Tanrı’ya din ve dinciler yoluyla onaylatabilirlerse, o zaman kapitalizm karşıtlığının da bir günah olduğuna ve kapitalizme isyan etmenin Tanrı/Allah’a isyan etmekle eş değer olduğuna insanları inandırarak emekçileri dindar ve din karşıtı emekçiler olarak bölerek birleşmelerini engellerler…  Dincilerin hiçbirisi sömürü, kölelik ve özel mülkiyete karşı değildir. Onlara göre zenginlik de fakirlik de bir kaderdir. Oysa Tanrı/Allah ne kapitalizmi ne sosyalizmi emretmektedir.

Dünyadaki tüm dinlerin, ister tek tanrılı ister çok tanrılı ister tanrısız olsun, tek ortak noktası vardır: Mütekabiliyet ahlakı. Yani, kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma!

BUDİZM: Kendiniz için yaralayıcı bulacağınız şekillerde başkalarına davranmayın. Buda, Udana-Varga 5.18

YAHUDİLİK: Kendin için nefret ettiğin şeyi komşuna yapmayacaksın. Yahudiliğin esası işte budur. Geri kalanı yorumdan ibarettir. Hillel, Talmud, Şabat 31a

HRİSTİYANLIK: İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Çünkü Kutsal Yasanın ve peygamberlerin söylediği budur.  İsa, Matthew 7:12

İSLAM: Sizden biriniz kendisi için arzu ettiğini başkaları içinde arzu etmedikçe iman etmiş olamaz. Hz. Muhammed, Hadis

BAHAİ İNANCI: Hiç kimsenin üzerine, üzerinize koymak istemeyeceğiniz bir yük koymayın ve kendiniz için arzu etmeyeceğiniz şeyleri kimseye arzulmayın. Baha’u’llah, Derleme

KONFÜÇYANİZM: Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma. Konfüçyüs, Seçmeler 15.23.

HİNDUİZM: Kişinin tüm vecibesi şudur: sana yapılmasını istemediğini sen de başkalarına yapma. Mahabharata 5,1517 

CAYNİZM: Kişi dünyadaki tüm yaratıklara, kendisine davranılmasını istediği gibi davranmalı. Mahavira, Sutrakritanga 1.11.33

TAOİZM:  Komşunun kazancını kendi kazancın gibi bil ve kaybını kendi kaybın gibi hisset. Lao-Tzu, T’ai Shang Kan Ying P’ien, 213-218.

Gündem değiştirmek için ve adeta bir şantaj aracı olarak kullanılmak istenilen Ayasofya’nın camiye çevrilmesine bir de böyle bakmak gerekir. 

Kendi camine yapılmamasını istediğin şeyi başkasının kilisesine yapma!


Mustafa Kumanova – 12.07.2020

Tags: , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑