Seçtiklerimiz

Published on Kasım 9th, 2020

0

“Biz Olmak” deyince – Hilmi Toy

Coronalı günlerin içinde en iyisi ve de güzeli okumak. Ben de koronaya inat yaşasın hayat diyerekten okumaya çalışıyorum bolca. Okuduğumu paylaşıyorum zaman zaman. Elif Demirci Karatekin’in “Bir Sessiz Çığlık” adlı kitabını, Sultan Mengi’nin “Günler Hep Geceydi” kitabı ile Ökkeş Toy’un “Biz Olmak” kitabını okudum.

Bir ben içinde “bizi” taşıdık hep, bir ben içinde “bizi” yaşadık. Bir ben değil, “biz” olmaya çalıştık hep “biz” olabilmenin olanca güzellikleriyle.

Ah dediğimiz de oldu, vah dediğimiz de kimi zaman. Keşkeler çok gelip geçti yol üstünde. Çocukluğunu da yaşadık hayat kavgasının, gençliğini de apansız. Yaş kemale ererken bir gün, bir an bile pişmanlığını ne duyduk ne de yaşadık.

Örselendiği oldu umutlarımızın, güllerimizin çiğnendiğide de oldu zalimin zulmüyle. Dost bildiklerimizden taşlar da yediğimiz oldu. Ancak, ‘biz’ olmanın güzelliğinde ne umutlarımız tükendi, ne güllerimiz soldu hayat kavgasında. Sadece yaraladı dost bildiklerimizin taşları, acıtarak kanattı kimi zaman. Ama sarmasını bildik inancımızla yeniden yeniden, yeni başlangıçlar için. Hem ilacımız, hem de dermanımızdı umut.

“Benim zenaatim yaşamak.

Dolu dolu.

Derin derin.

Benim zenaatim sevmek.

Gizli gizli

İçin için.

Benim zenaatim yazmak.

Yaprak yaprak.

Halkım için.

Benim zenaatim kavga.

Ekmek için..Barış için…” demişti kendini anlatırken Aziz Nesin.

Yazar Ökkeş Toy bir Aziz Nesin değil kuşkusuz. Onun okuru. Ama” Biz Olmak” kitabını yazarken Ökkeş Toy da derin derin, dolu dolu yaşamak için, sayfa sayfa yazmaya çalışmış. Okurlara birer gülümseme bırakır gibi yazmış.

“Bir umuttur yaşamak, bir özlemdir. Bir tutkudur yaşamak, bir gülümsemedir hayata. Yaşama dair umutlu sözler söylemek, hayatın ellerinden tutmak, hep aynı inatla sol memenin altındaki cevahiri karartmadan türküler söylemesini bilmektir yaşamak.” diyor “Biz Olmak” kitabının 116. Sayfasında.

“Sıkı tutunmalı şimdi düşlere.

Şimdi düşlerimizdir sınavdan geçen.

Düşlerimizde yeni dünyalar kurmayı sürdüreceğiz.

Bir mücevher gibi yeryüzüne

Serpiyoruz umutlarımızı.

Halkların rüzgarı olup esmeliyiz ki;

Özgürlük, sevgi, Dayanışma ve sağlık daim olsun dünyada…

Günaydınlar … olsun!

İyi ki varsınız!” demişti bir sabah mesajında sevgili Nihat arkadaşım. Ne güzel anlatmış yaşama direnç katan düşleri ile umutlarını.

Ökkeş Toy da” Biz Olmak” adlı kitabında acılara, kederlere, hüzünlere karşı yaşama sevincini, iyimserliğini, umutlu düşlerini yazıp paylaşmış satır satır, sayfa sayfa kitabında. Eleştirdiğim, eleştirel yaklaştığım anlayışı, yazıları da olsa “İyi ki yazmışsın” diyorum her makaleyi okuduğumda.

Anne ve babalara, hatta hemen herkese bir çağrısı da var kitabında Ökkeş Toy’un. Aile içi şiddet, çocuklara yönelik şiddet ve istismarın arttığı günümüzde çağrısı önemli. “Her türlü şiddetten arındırılmış bir aile olmak, aile ilişkisine sahip olmak, çocukları şiddetin her türünden mahrum etmek, korkusuzca yaşamak ve yaşlanmak tutkusu içinde korkulardan uzak bir yaşam kurmak ve sürdürmek, eğitirken eğitilmesini, öğrenirken öğrenmesini bilen olmak, sanırım çocuklarımıza, sevdiklerimize ve her şeyimiz dediklerimize vereceğimiz en güzel armağandır.” (Biz Olmak, syf.46) diye seslenmiş.

Bir inci gerdanlık, som altından bir kolye gibi aklımıza takmalıyız bu temennileri, bu dilekleri. Nakış nakış işlemeliyiz hayatın gergefinde her günün ve anın merhabasıyla kale burçlarına umutların.

İşte o zaman Düşlere sıkı sıkı tutunarak sınavını geçeceğiz sırat köprüsünden geçer gibi bu hayatın. Yaşam yolumuzu aydınlatır ne de olsa umutlarımızın rengârenk ışığı.

Almanya’da bir göçmen olarak yaşıyor Ökkeş Toy. Göçmenlerin ruhsal ve düşünsel dünyalarından da seslenmiş kitabında. “Kimimiz için büyük bir umutla gelip, tahta tabutlar içinde gitmek olduysa, kimimiz için de doğup büyüdüğümüz alanlar oldu buraları. Bir çift Sarı Öküz uğruna gelip bir ömür tükettik. Bir ömürle geldik, yeni ömürlerle yaşam kurduk. Acılar çektik, özlemler büyüttük, sevinçler paylaştık, umutlar çoğalttık. “Almanya acı vatan” dedik, türkülere konu olduk. “Gezdim Avrupa’yı seyran eyledim,/ Bizim memleketin eşi bulunmaz” diye diye 61 yılı burada geçirdik. Burası da memleketimiz oldu.” (Biz Olmak, syf. 23) diyor.

“Al işte sana akşam,

Al işte sana gece,

Al işte sana sabah…

Topla topla yığ yılları,

Adına da ‘yaşamak’ de…” dediği gibi şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in.

Yığ yılları ömründe, kendinle barışık yaşa. Hayatı sev sevebildiğin kadar, mutluluğu, sevinci avuçlarından uçurtma. Lafı lafla dövüştürme, sözü sözle kıyaslama, insanı insanla buluştur. Sevgini saygıyla büyüt, sevgini insanları severek büyüt, bağışlayıcı ol değişime inanarak. Kara bulutları dağıt, güneş topla umutla güzel yarınlar için. Ve ömrünce sevdiklerin, sevenlerinle, cümle dostlarınla “Biz Olmak” güzelliğinde umutlu, mutlu ve huzurlu yaşayıp yazasın.


Hilmi Toy – Avrupa Olay – 08.11.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑