Published on Kasım 27th, 2021
0Cumartesi Anneleri: Susmayacağız
İşkenceyle gözaltına alınmalarına rağmen haklarında dava açılan ve duruşmalarda da sayısız hukuksuzluğa maruz kalan kayıp yakınları ve avukatları 3. duruşmayı değerlendirdi. Bedel ödemek zorunda kalmalarının mücadeleden alıkoyamayacağının altını çizen Cumartesi Anneleri, “Susmayacağız” dedi.
“Bizim kaybetmeyi göze alamayacağımız tek şey insanlık onurumuzdur.
Susmayacağız, insanlık onurumuzun gereği olarak hakikat ve adalet
talebimizden vazgeçmeyeceğiz” diyen Cumartesi Anneleri 870. hafta
açıklamalarında, “yargılandıkları” davanın 3. duruşmasındaki gelişmeleri
aktardı.
700. hafta yapılmak istenen açıklamaya polis saldırmış aralarında kayıp yakınlarının da olduğu onlarca kişi polis işkencesiyle, yerlerde sürüklenerek gözaltına alınmıştı. Gördükleri işkenceye rağmen gözaltına alınanlar hakkında dava açıldı. Davanın görülen ilk iki duruşmasında sayısız hukuksuzluk yaşanmış, kayıp yakınları mahkeme heyetine “siz bizi yargılayamazsınız” diye tepki göstermişti.
24 Kasım Perşembe günü 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın avukatları yargılamayı değerlendirdi.
AV. KÖKSAL: SUÇLAMALARIN İVEDİLİKLE DÜŞÜRÜLMESİ GEREK
İstanbul Barosu’ndan Tuğçe Duygu Köksal, gözaltında kaybedilen
yakınlarının akıbetini aramanın, bu konudaki hak mücadelesinin, adalet
arayışının herhangi bir suç olmadığını vurguladı. 700. hafta eyleminin
Anayasanın herhangi bir izne tabi olmaksızın, gerçekleşecek bir barışçıl
eylem iken hakkında bir iddianame düzenlendiğini ve 21. Asliye Ceza
Mahkemesi’nin ise bu iddianameyi kabul ettiğine dikkat çeken Köksal,
“Temel prensiplere aykırı yürütülen bir yargılama olduğunu, temel
hakkını kullanan, barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüş hakkını
kullanmaktan ibaret olan eylemlerin suç olmadığının belirtilmesine, tüm
sanıklar, kayıp yakınları hakkında beraat talebine rağmen yargılama hala
sürdürülmekte. Yargılamanın ertelendiği Mart ayında görülecek yeni
duruşmada derhal haklarında bir beraat kararı verilmesini ümit ediyoruz.
Hem Anayasa Mahkemesi hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin
yerleşik içtihadının yerine getirilmesi, herhangi bir suç teşkil etmeyen
suçlamaların ivedilikle düşürülmesi gerek” dedi.
AV. KIRKAZAK: KAYBEDİLEN ÇOCUKLARININ AKIBETİNİ SORMAK HAKLARI
Bursa Barosu avukatlarından Cahit Kırkazak ise devletin kaçırıp,
kaybettiği çocuklarının akıbetini soran ailelerin eylemine yönelik
saldırının devletin suçunun örtbas etme amacı taşıdığına dikkat çekti.
Devletin gözaltında ki kişilerin yaşam hakkını korumakla mükellef
olduğunu belirten Kırkazak, “Cumartesi Annelerinin çocuklarının
akıbetini sormaya, faillerini sormaya, yas tutmaya hakkı vardır. Onları
savunmaya, yanlarında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
AV. ÇETEDİR: POLİS ‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK’TAN YARGILANMALI
Diyarbakır Barosu avukatlarından Diyar Çetedir de Cumartesi Anneleri
700. haftaya yönelik polis saldırısında kayıp yakınlarının işkence ve
kötü muameleye uğradıklarının altını çizdi. Yapılan eylem ve
etkinliklerin ailelerin, kaybettikleri yakınlarının kemiklerini bulmak
amaçlı olduğunu kaydeden Çetedir, ailelere saldıran ve işkence eden
polislerin görevi kötüye kullanmaktan yargılanması gerektiğini belirtti.
Tüm bunları mahkeme heyetine aktarmalarına rağmen taleplerin
reddedildiğini söyleyen Çetedir, ailelerle birlikte mücadeleye devam
edeceklerini dile getirdi.
TOSUN: SUSMAYACAĞIZ
870. haftanın basın açıklamasını kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Jiyan
Tosun okudu. 700. hafta eylemine yönelik polis saldırısı ve işkencesini
hatırlatan Tosun, duruşmalar boyunca mahkeme heyetinin kendilerini
bağlayan mevcut yasalara dahi meydan okuduğunu söyledi. Tosun, “Oysa
yargı bağımsızlığı hâkimlere bağımsız düşünme ve hareket etme
sorumluluğu yükler. Hâkimler keyfi olarak değil, hukuka bağlı olarak
hüküm vermekle yükümlüdürler. Ayrıca hakimler tarafsızlık ilkesi gereği,
kişisel görüş ve değer ölçülerinden sıyrılarak karar vermek yükümlülüğü
altındadır. Ancak duruşma sırasında yaşadıklarımız, yargılandığımız bu
davada adil bir yargılama yapılmayacağı ve hukuka uygun olarak bir hüküm
kurulmayacağı şüphemizi destekledi” dedi.
Yargı tacizinin derhal son bularak yargılananlar hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğinin altını çizen Tosun, şöyle devam etti: “Hak ve özgürlüklerimizin güvencesi olması gereken yargının hak ve özgürlüklerimizi tehdit aracına dönüştürülmesini kabul etmiyoruz. Biliyoruz ki hak ve özgürlüklerin güvence altında olmadığı bir yerde, insan onuruna yakışır bir hayatın yaşanması mümkün değildir. Kimse bedel ödeterek bizim cesaretimizi kırabileceğini düşünmesin. Bizim kaybetmeyi göze alamayacağımız tek şey insanlık onurumuzdur. Susmayacağız, insanlık onurumuzun gereği olarak hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz.”
(ETHA)