Türkiye

Published on Nisan 17th, 2020

0

Eğitim Sen, iktidarın uygulamalarını değerlendirdi

Eğitim Sen Antalya Şube Başkan Nurettin Sönmez yaptığı açıklamayla iktidarın genelde ve yerelde görülen uygulamaları ve bu uygulamaların halka, eğitim sistemine ve eğitim emekçilerine yansıyan olumsuz uygulamalarını Eğitim Sen Antalya Şubesi olarak değerlendirdi.

Avrupa Demokrat Haber Merkezi

Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez’in açıklaması şöyle:

Eğitim Sen’den Basına ve Kamuoyuna

Değerli basın emekçileri pandemi sürecinde dahi iktidar, milyonlarca işsiz, yoksul, açlığa mahkum edilmiş insanları kısmen rahatlatmak yolunu seçmemiş, sermaye kesimini rahatlatacak adımlar atmıştır. Oysa dünyanın birçok ülkesinde görüldüğü gibi bu tür felaketlerde emekçilerin yaşama tutunmalarını sağlayacak adımlar atılması gerekir. İktidarın genelde ve yerelde görülen uygulamaları ve bu uygulamaların halka, eğitim sistemine ve eğitim emekçilerine yansıyan olumsuz uygulamalarını Eğitim Sen Antalya Şubesi olarak değerlendirmek istiyoruz.

1- Eğitim alanında örgütlü sendikaların görüşü alınmadan, bilim insanları ile tartışılmadan TBMM’ye getirilen yükseköğretim ve eğitim alanı ile ilgili torba kanun itirazlarımıza rağmen yasalaştı. Bu kanun ile yükseköğretim alanında muhalif olanın tasfiyesine dönük önemli bir adım atılmış oldu. Yine öğretmenlerin tatillerinin yeniden düzenlenmesi ile ilgili kararla, öğretmenlerin çalışma süreleri siyasi iktidarın tasarrufuna bırakılmış oldu. Iktidar eğitim ve bilim emekçileriyle ve sendikaları ile tartışma gereği dahi duymadan, eğitim ve yükseköğretim alanını yeniden yapılandırma yoluna gitmiştir. Bu yaklaşımın sağlıklı bir eğitim sisteminin oluşturulmasına katkı sunmayacağı açıktır.

2-Kimi internet sitelerinde “zoom” adı verilen canlı paylaşım uygulamasını kullananların kişisel verilerinin satışa çıktığı haberleri yayınlandı. Bu yayınları yapan siteler, haber içeriklerinde öğretmenlere şifrelerini yenileme önerisinde dahi bulundular. Öğretmen arkadaşlarımız bu uygulamayı kendi istekleri veya tercihlerinin sonucu olarak değil, eğitim yöneticilerinin talimatlarıyla, yönlendirmesiyle ve hatta zorlamasıyla kullanmak durumunda kaldılar. Bu uygulamanın kullanımından dolayı yaşanacak ekonomik ve hukuki sorunların tüm sorumluluğunun eğitim yöneticilerinde olacağının bilinmesini isteriz. Eğitim Sen bu konuyu yakından takip edecektir.

3-Salgınla beraber yaşanan ekonomik kriz toplumun geniş kesimlerinin üzerinde yıkıcı bir etkiye sahiptir. Yaşanan sorunlardan dolayı, özel okullarda öğrencileri bulunan aileler çocuklarını bu okullardan alarak devlet okullarına kayıt yaptırmak istemektedir. Ancak, MEB’in aldığı bir karardan dolayı bu nakiller gerçekleştirilememektedir. Öğrenci hareketliliğinin azaltılması amacıyla nakillerin durdurulmuş olmasını anlamak mümkün değildir. Nakil talebi ve nakil olunan okula kayıt elektronik ortamda yapılabilmekte, bunun için öğrencinin okula gitmesine gerek bulunmamaktadır. MEB’in aldığı karar sadece özel okulların öğrenci kaybetmesine engel olmaya yaramaktadır. MEB’in özel okullardan öğrencilerini almak isteyen veliler için nakilleri acilen açması gerektiğini düşünmekteyiz.

4-Yükseköğretim kurumlarında disiplin kurullarına çalışanların üyesi oldukları sendikaların temsilcisinin katılması toplu sözleşme ile edinilmiş bir haktı. TBMM’de kabul edilen kanunla bu hak kullanılamaz hale gelmiştir. Bu durumda toplu sözleşme ile edinilmiş hakların, yasalar dahil mevzuatla, kullanılamaz hale getirildiğini görüyoruz. Siyasi iktidarı toplu sözleşme sonuçlarına aykırı adımlar atmamaya çağırıyoruz.

5-Türkiye’de eğitim alanında örgütlü sendikalardan sadece Eğitim Sen’in üyesi olduğu Avrupa Eğitim Sendikaları Komisyonu (ETUCE), bir açıklama yaparak hükümetleri ve eğitim alanında karar alıcıları salgına karşı alınacak önlemleri belirlerken sendikalarla ve çalışanlarla bir araya gelmeye çağırdı. Yapılan açıklamada, uzaktan eğitim sürecinin engelliler, azınlıklar, kırsal kesimde yaşayanlar başta olmak üzere çeşitli gruplar açsısından eşitsizlikler yarattığının altı çizildi. Bu eşitsizliklerin giderilmesi için önlemler alınması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, bu önlemlerin mutlaka alanın uzmanları ve uygulayıcıları ile birlikte belirlenmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Bu nedenle eğitim ile ilgili atılacak adımlarda sendikaların ve bilim insanların da görüş ve önerilerinin alınmasını talep ediyoruz.

6-Pandeminin yaşandığı, can güvenliği nedeni ile insanların evlere kapatıldığı bu günlerde Salda Gölünde bilim insanlarının çıplak ayakla bile basılması sakıncalıdır dedikleri, milyonlarca yılda oluşan beyaz kumların alınarak taşınması iktidarın yağmacı anlayışının geldiği noktayı göstermektedir. Beyaz kumların içinde yaşayan canlıların yaşam ortamı bozularak, kepçelerle, kamyonlarla, halk plajı denilen yere taşınması spontane gelişen bir olay değil, planlı yapılan bir katliamdır. Millet bahçesi projesi tanıtılırken Salda Gölü ve çevresinin doğal yapısının korunacağını, buraya bir çivi bile çakılmayacağını söyleyenler, şimdi buraları talan ediyorlar. Beyaz adaların kumlarını alarak, burdaki hayatı ve doğal yapıyı yok ediyorlar. Eğitim Sen olarak doğanın talanına karşı, rant projelerine karşı bütün demokratik kitle örgütleri ile birlikte karşı duracağımızı belirtiyoruz.

7-İlimizde oluşturulan VEFA gruplarında bazı ilçelerde öğretmenlerin zorunlu görevlendirmelerinin yapıldığı görülmektedir. Sağlık açısından riskli olan bu tür görevlerin elbette gönüllülük temelinde olması gerekir. Kaldı ki görevler mesaj yoluyla iletilmekte, iletişim, ulaşım, güvenlik vb konularda kendi planlamasını yapması istenmektedir. Mağduriyetleri nedeniyle görevi iade etmek isteyen öğretmenlere ise olumsuz cevap verilmektedir. VEFA gruplarında zorunlu görevlendirmelere son verilmesini ve gönüllü görev alan öğretmenlerin ise sağlıklarını koruyacak tedbirlerin alınmasını istiyoruz.

Nurettin Sönmez
Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı

Tags: , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑