Makaleler

Published on Kasım 6th, 2021

0

Eymür-Perinçek soytarılarının çatışması ve işkence gerçeği | Nihat Veli Yüce


Bu itiraflar sonrası birbirlerini ABD ajanı olarak suçlayan Eymür ve Perinçek ikilisinin aralarındaki dalaş ise bir başka gerçeğin anlaşılmasına hizmet etmektedir…

Eski MİT’çi soytarı Mehmet Eymür ile bir başka MİT’çi soytarı Doğu Perinçek arasında işkence ve ABD ajanı olma iddiaları ile vuku bulan tartışmalar iyice alevlendi. İşkence gerçeğinin faili ve yöneticisi Mehmet Eymür’ün işkence yaptım, yaptırdım, işkence devletin bir gerçeği ve sistematik işkence vardı, şimdi daha kötüsü var biçimindeki itirafları kravatlı soytarıların TV’lere çıkıp devlet işkence yapmaz, işkence ile devlet bir arada anılmaz tarzındaki yalanlarına büyük bir tokat indirmiş oldu. İşkencenin en sistematik biçiminde uygulandığı dönemlerde, kravatlı soytarıların işkence yoktur diyerek daha çok  TV’ler de boy gösterdikleri dönemlerdir. Kravatlı, kravatsız soytarıların işkence, kötü muamele yoktur dedikleri dönemler, en yoğun ve sistematik işkencelerin yapıldığı dönemlerdir. Mehmet Eymür bir yönüyle samimi davranıyor ve sorgulama yöntemi olarak işkence uygulandı, uygulanıyor diyerek, işkence gerçeğini işkenceci biri olarak itiraf ediyor. Uyuşturucudan, yargısız infazlara, işkenceden, tecavüze uzanan alçaklıkları birinci ağızdan itiraf ediyor. Devletin temiz adamla işi olmaz, devlet kirli adamlarla çalışır diyerek yıllardır dillendirdiğimiz ve topluma anlatamadığımız gerçekliği dile getiriyor. Mehmet Eymür bilinmeyenleri değil, bilineni ucundan, kenarından, köşesinden tırtıklayarak anlatıyor. Temiz denen, kutsal denen, baba denen kurumun bütün aparatları ile kirli, karanlık, yoz, lümpen ve vahşi bir canavar olduğunu itiraf ediyor. Tıpkı bugünkü devlet yapısından sokaklara taşan kirliliğin, lağımın sahiplerinin topluma ahlak dersi vermeye kalktıkları gibi, güneşi balçıkla sıvama çabalarının sistemli ve sürekli olduğunu, geçmişte de yarım asra yakın MİT ilişkileri ile, dönemin etkin ve yetkin bir elemanı olarak itiraf etmektedir. Ayrıca devlet cinayet işlemez diyen kravatlı soytarı ve avanelerinin bal gibi işlenen cinayetleri bildiklerini ve ört bas ettiklerini açıkça ortaya koymaktadır. Döneminde uyuşturucu, kadın ticareti, organize kaçakçılık gibi bir çok alanda boy gösteren soytarılarla devletin nasıl iç içe olduğunu, nasıl bunlarla iş tuttuğunu ve koruyup, kolladığını ortaya koymuştur. Kirliliğin, yozlaşmanın, çürümüşlüğün en önemli aparatının devlet aygıtları olduğu gerçeğinin yeni kuşaklarca anlaşılmasına şüphesiz ki katkısı olacaktır. Bilinen fakat uygulayıcıları tarafından itiraf edilmeyen gerçeklerin itirafı bu canavar aygıtı tanımada rol oynar mı bunu bilemem. Bugüne ve yarına ne kadar ışık tutmaya yarar bunu da bilemem, bunun etki alanını belirleyecek olan toplumsal muhalefetin duruşu ve çatışan kliklerin yedeğine düşmeme gerçeği olacaktır.

Bu itiraflar sonrası birbirlerini ABD ajanı olarak suçlayan Eymür ve Perinçek ikilisinin aralarındaki dalaş ise bir başka gerçeğin anlaşılmasına hizmet etmektedir. Bugün bilimi, bilimsel eğitimi rafa kaldıran, hurafelerle yetiştirilen bir kuşak oluşturmak isteyen saray rejiminin ülkenin entelektüel damarını kurutması ve emperyalizmin istediği zihin çölleşmesinin en iyi uygulayıcısı saray rejimini destekleyen Perinçek, emperyalizmin hizmetinde olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Perinçek’in CİA ve MI6 ile girift ilişkileri perdeleme çabası işe yaramıyor. Perinçek gerçeği aynı zamanda Türkiye gerçeğidir. Emperyalizmin arzuladığı zihin çölleşmesini ve itaat kültürünü savunan ve en iyi uygulayan, böylece emperyalizmin ana stratejik projesine gerçeklik kazandıran stratejik çabasını, emperyalizme küfür ederek örtme yönteminin gediklisidir. Bu konuda iyi bir rol modeldir. Mehmet Eymür bir yanı ile de bu gerçeği teyit etmiştir. Bu çatışma aynı zamanda emperyalizmin hizmetinde olan iki kliğin, devlet içinde hüküm süren çıkar çatışmasının, izdüşümüdür, emperyalizmin çocuklarının birbirlerinin mallarına çökme, karunlaşma çatışmasıdır ve emperyalizme en iyi hizmet edecek olanın kendi klikleri olduğu konusunda rüşt ispatlama savaşıdır. Bilirler ki kim kazanırsa kazansın emperyalizme hizmet esas görevleridir ve emperyalizme hizmet yolunda, bu “kutlu” yürüyüşlerinin bu davalarının finalinde emperyalist efendilerince kucaklanıp, taktir edilme vardır. Bütün bu yerlilik, millilik, ulusalcılık, vatanseverlik gösterilerinin özü, emperyalizme hizmet yarışını en önde bitirme ve tek muhatap olarak efendilerinden taktir alma, ödüllendirilme yarışıdır.


Nihat Veli Yüce – 06.11.2021

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑