Faşizme, ırkçılığa ve polis şiddetine hayır!

Faşizm

Published on Temmuz 26th, 2020

0

Faşizme, ırkçılığa ve polis şiddetine hayır!

Stuttgart’taki eyleme enternasyonalist renkleriyle çoğunluğu genç olan aktivistler katıldı. Toplanma alanında ve yürüyüş boyunca eylemin bütün moderatörlüğünü genç kadınlar yaptı. (FOTO GALERİLİ)

Gül Güzel (Stuttgart)

Bütün kolonyal ülkelerde yıllardır gelişen sömürü, ırkçılık faşizmi katliamları da beraberinde getiriyor. Aynı şekilde cinsler arası eşitsizlik, LGBT+’ler de bu yüzden ölümlere varan şiddetlere uğruyor. En son Afroamerikan Georg Lyon’un polis tarafından boynuna basılarak öldürülmesi karşıt mücadelenin gelişmesine vesile oldu. Dünyanın bir çok yerinde bu mücadeleler ezilen, bastırılan, sömürülen, ötekileştirilenlerin birlikte güç oluşturmasına da neden oldu. Almanya’nın Stuttgart şehrinde bu vesileyle Antifaşist gençliğin kurduğu ‘’0711 united’’ İnsiyatifi de 25 Temmuz’da düzenlediği miting ve yürüş ile sokaklara çıktı.

Eylem Eyalet Parlamentosu yakınındaki Eckensee meydanında saat 15.30’da başladı. Toplanma ve ilk miting alanı olan meydanda yaklaşık 200 enternasyonalist renkleriyle çoğunluğu genç olan aktivistler katıldı. Toplanma alanında ve yürüyüş boyunca eylemin bütün moderatörlüğünü genç kadınlar yaptı.

Yapılan konuşmalarda özellikle Almanya’da gelişen Irkçılık ve Polis şiddeti örnekleriyle protesto edildi. Bütün Stuttgartlılar polisten nefret ediyor denilerek, gerekçeler dile getirildi.

‘’Alman görüntüsü vermediğin için ayrımcılığa maruz kalıyorsun. Beyaz tenli olmadığın için garda kenara çekiliyorsun. Irkçı polisler olağan kontrol olduğunu söyleseler de sözlü hakaret ve şiddete maruz kalıyorsun. Alışverişte veya arkadaşlarla takılırken gözetiliyorsun.

Ailen destekleyemediği için, okulda dersleri takip edemiyorsun. Adındala değil Ni****veya Kann**** olarak çağrılıyorsun. Soyadın Müller veya Meier olmadığı için işe alınmıyorsun.

Sürekli ‚‘nereden geliyorsun?‘‘ sorusuyla karşı karşıya kalıyorsun.

Hepimiz buralıyız. Stuttgart’lıyız ve her gün karşılaştığımız ırkçılıktan bıktık.

Açık ki: Irkçılık tekil örnekler değil, sistemsel boyutları var. Bize bir gelecek sunamayan bu sistemin parçası. Biliyoruz ki, kimse bizi kurtaramayacak, kendi ellerimizle değişimi yaratmalıyız. Artık sessiz kalmayacağız! ‘‘ denildi.

Almanya’da da Kadın, hem ırkçılığın, hem de öteki cins olmanın kurbanı

Almanya’da 1992 yılında Mölln şehrinde Yeliz Aslan(10 yaşında), Ayşe Yılmaz(14 yaşında), Bahide Aslan(51 yaşında) sağcı radikal Nazistler tarafından yapılan baskınla, yanarak öldürüldüler. Aradan bir sene bile geçmeden, Nazi ırkçılarının kundaklaması sonucu bu sefer de Solingen’de 5 kişinin yine yanarak yanmasına neden olundu. Bu kundaklama sonucu, Gürsun İnce(27 Y.), Hatice Genç(19 Y.), Gülistan Öztürk(12 Y.), Hülya Genç(9 Y.), Saime Genç(4 Y.) yangında can verdiler. Bu katliamlara NSU tarafından Halle, Hanau’da devam edildi. Ve yine Walter Lübke ile Oury Jalloh gibilerin ölümleri de hala aydınlatılmış değil. Bütün bu ölümlerin en büyük nedeni, insanların cildinin rengi ve kadın cinsine ait olması. Yabancı uyruklu kadınlara karşı birçok önyargı da şiddete dönüşüyor ve bu şiddet bazen erkekler tarafından ölümle son buluyor. Mülteci konumunda ve buraya gelene kadar birçok zorluğu aşmak zorunda kalan kadınlara, burda da yaşamı her konuda zorlaştırılıyor. Kadının kıyafetinden her türlü davranışına kadar aile fertleri/erkekler karışıyor ve karar vermeye çalışıyor. Onun için hem ırkçılığa, hem de cins ayırımına hayır diyoruz! O yüzden, biz kadınlar birbirimizi koruyarak mücadele etmek zorundayız. Bunu da yalnız evimizde değil, işyerlerine de taşımalıyız. Gelin birlikte nerden geldiğin, hangi renk cilde sahip olduğun, nasıl görünüyorsun, kadın veya erkek olarak da aktif ol. Gelin daha adaletli ve yaşanılır bir dünya için birleşelim. Kendi yaşamımız için, kendimizin karar verme hakkına sahip olalım! denildikten sonra, Rojava devrimi örnek gösterilerek, Kadın Devriminin orda nasıl ve hangi şartlar altında gerçekleştirildiğine vurgu yapıldı.

Yapılan yürüyüş boyunca bütün örgütlerin kendi flamaları ve pankartlarıyla’’Irkçılık bir Virüstür, Sizin temelleriniz 1933’te atıldı!’’ denilerek, söylenen sloganlar da Stuttgart sokaklarında yankılandı.  ‘’0711 united’’ inisiyatifinin yazılı olarak da eylemcilere dağıttığı,’’No Justice, no peace –fight the police’’, Black Lives matter’’, Deutsche Polizisten, schützen die Faschisten’’, Polizisten sind mörder’’, Alle zusammen gegen den Rassismus’’, ‘’Oury Jalloh, das war Mord!’’, Staat und Nazis Hand in Hand – Organisiert!’’vb…sloganlar sürekli tekrarlandı.

Polis karakolu karşısında, polisler tarafından öldürülenler için eylem

Yürüyüş güzergahı olan Theodor – Heus- Strasseye gelindiğinde, yapılan kısa duraklama anında, aktivistler şimdiye kadar polis şiddeti neticesinde ölenlerin isimlerinin yazılı olduğu pankartları yol kenarına diktikleri tahtalara çivilediler. Hamburg şehrinde duvara ilan asarken, polisler tarafından katledilen 16 yaşındaki Kürt çocuk Halim Dener de dahil bütün katledilenlerin isminin önüne birer mum yakılarak, faşizmi ve polisler protesto edildi. Yürüyüşün bu bölümünde Mülteci dayanışma inisiyatifi de yaptığı konuşma ile mültecilerin Almanya’da uğradığı ayrımcılık, şiddet ve ölümlerin kendi ülkelerinin kolonial devletler tarafından sömürülmesi neticesi, ülkelerinin fakirleşmesi ve yaşam şartlarının kaldırılmasında dolayı meydana geldiğini anlattı. Onun için cilt rengi ve cinslerinden dolayı insanların Irkçılık düşüncesi ürünü sağcı Naziler ve polis tarafından gerçekleştirilen şiddeti nefretle kınayıp, protesto ettiklerini belirttiler.

Irkçılık ve polis şiddeti ile faşizmin çeşitli sloganlarla protesto edildiği yürüyüş, şehrin Rote Bühl Platz meydanında yapılan mitingle, Rojava devrimi de kutlanarak son buldu.

Tags: , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑