Ekoloji no image

Published on Kasım 18th, 2020

0

G20 ülkelerinin ekonomileri karbona bağımlı hale gelebilir

2020 İklim Şeffaflığı Raporu’na göre, G20 genelinde yenilenebilir enerji büyüdükçe, emisyonları düşüyor. Ekonomik toparlanma kapsamında kömür, petrol ve doğal gaza yapılan harcamalar, pandemi öncesindeki olumlu gelişmeleri riske atıyor.

G20 ülkelerinde yer alan 14 düşünce kuruluşu ve STK’nın işbirliği içinde hazırladığı 2020 İklim Şeffaflığı Raporu (Climate Transparency Report 2020) bugün açıklandı. 

Bu yılki rapor, küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 75’ini G20 ülkelerinin iklim değişikliğine uyum, iklim değişikliğiyle mücadele ve iklim finansmanı kapsamındaki performansını 100 gösterge uyarınca değerlendirdi.

İklim Şeffaflığı Girişimi tarafından gerçekleştirilen altıncı yıllık değerlendirme, G20 hükümetlerinin Covid-19 krizine yönelik gerçekleştirdiği toparlanma programlarına 2020’ye dair en güncel verileri ve öngörüleri içeren ek bir bölüm içerdi. 

2019 yılı, enerji sektöründen kaynaklanan emisyonlardaki uzun vadeli artış eğiliminin kayda değer düşüş yaşadığı ve G20 ülkelerinde yenilenebilir enerjinin istikrarlı şekilde büyüdüğü yıl oldu. Ancak araştırmacılar, hükümetlerin fosil yakıtlara sunduğu koşulsuz desteklerin, bu eğilimi sürdürmek yerine pandemi öncesi eğilimlerle kıyaslandığındaki ekonomileri karbona bağımlı hale getirme riskine karşın uyarıyorlar.

Ülkeler ve 1,5 derece hedefi

Rapor, ülkelerin politikalarının 1,5 derece hedefiyle ne kadar uyumlu olup olmadıklarına bakıyor ve iklimle mücadele kriterlerine eğiliyor. 

Küresel öngörülerle kıyaslandığında bazı G20 ülkelerinin, küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlandırıldığı durumda gerçekleşecek iklim ve hava durumundan daha fazla etkilenebileceği belirtiliyor. Avustralya, Brezilya, Fransa, İtalya, Meksika ve Türkiye’nin, şiddetli şekilde gerçekleşebilecek su kıtlığına veya kuraklığa maruz kalması olası görünüyor.

14 ülke hiçbir iklim kriterine bağlı değil

G20 ülkelerinin en az 19 tanesi ulusal petrol, kömür ve/veya doğal gaz sektörlerine finansal destek sağlamayı seçiyor. Bunun yanı sıra G20’deki 14 ülke, herhangi bir iklim kriterine bağlı olmaksızın ulusal havayolu şirketlerini kurtarmayı tercih ediyor. 

G20 ülkelerinin yalnızca dört tanesi, fosil yakıt veya emisyon yoğunluğu yüksek diğer endüstrilere sağlanan finansmanla kıyaslandığında yeşil sektörlere daha fazla finansman sağladı.

Karbondan arındırılmaya tepkiler

Analiz aynı zamanda hükümetlerin ekonomilerini karbondan arındırılması sorununa ne şekilde tepki verdiklerine ilişkin önemli farkları da ele alıyor. 

Örneğin Japonya, Fransa, İngiltere ve Kanada, fosil yakıtla çalışan otomobillerin trafikten aşamalı olarak kaldırılmasına dair hedef tarih belirlerken, Trump yönetimi ulaşımdan kaynaklanan emisyonlarda azaltım yapmayı amaçlayan düzenlemeleri geri çekiyor. G20 ülkelerinin 18’i karbon fiyatlandırma programlarını yürürlüğe sokmuş durumda ya da hazırlık aşamasında bulunuyor. 

Avustralya ve Hindistan’ın bu kapsamda planları bulunmuyor. Daha da önemlisi, Kanada, Fransa ve İngiltere kömür sektörüne kamu finansmanını sonlandırırken, Çin, Hindistan, Endonezya, Rusya, Türkiye ve Güney Afrika gibi ülkelerde herhangi bir kısıtlama bulunmuyor.

Türkiye’de durum ne?

Raporda Türkiye ile ilgili ortaya koyulan veriler şöyle:

Türkiye, Endonezya ve Güney Kore’nin 2020’deki CO2 emisyon azaltımı, diğer ülkelerle kıyaslandığında daha sınırlı gerçekleşti. Bu ülkeler aynı zamanda 2019’da temel sektörlerin emisyon artışının ortalamanın üzerinde seyrettiği ülkeler olarak öne çıkıyor. 

2013 ile 2018 yılları arasında G20’de yer alan ülkelerin enerji yoğunluğu yüzde 11,6 azaldı. Türkiye (yüzde 2 artış), Güney Kore (yüzde 4 düşüş) ve Endonezya (yüzde 6 düşüş) bu eğilimin gerisinde kaldı. Türkiye ve Güney Kore aynı zamanda 2013-2018 yılları arasında kişi başına ulaşım kaynaklı emisyonlarda artış yaşadı (sırasıyla yüzde 38 ve yüzde 14 artış). Bu ülkelerin ulaşım sektörünün karbondan arındırılmasına yönelik iddialı politikaları bulunmuyor. 

Türkiye’nin Covid-19 kurtarma paketi; sağlık hizmetleri, sosyal koruma, istihdam ve ekonomik teşvik konularına odaklanıyor. Bu ekonomik kurtarma paketinde çevre veya iklim hedeflerine çok az atıf yer alıyor. Paket, yurt içi havayolu seyahatlerinde uygulanan KDV oranının yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmesi yoluyla Türk Hava Yolları’na sunulan desteği ve madencilik sektörünün kurtarılmasını içeriyor. Paket kapsamında olumlu olarak nitelendirilen önlemler arasında elektrik üretiminde yenilenebilir kaynaklardan elde edilen “Yeşil Tarifelerin” belirlenmesi güneşten elektrik üretimine sunulan destekler yer alıyor.

Japonya, Meksika, Güney Afrika, Güney Kore ve Türkiye’nin sıfır emisyonlu binalara yönelik ulusal ölçekte politikaları ve stratejileri bulunuyor. Ancak bu stratejiler ve politikalar, ikim değişikliğini 1,5°C ile sınırlandırma hedefiyle uyumlu çizgide değil. 

Türkiye’de bulunan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği, izolasyon standartlarını zorunlu kılıyor. Bunun yanı sıra 2017 yılında kabul edilen Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı, yeni yapılacak kamu ve özel binalara yönelik “yaklaşık sıfır enerjili bina” hedefini ortaya koyuyor. Bu amaca yönelik hedefler henüz kamuoyuyla paylaşılmamış durumda.

Temel bulgular

Covid-19’un emisyonlar üzerindeki etkisi: G20 ülkelerinde enerji sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonlarının 2020’de yüzde 7,5 düşmesi bekleniyor.

G20 ülkelerinin ekonomik iyileştirme kapsamında yaptığı harcamalar: fosil yakıtlara önemli ölçüde daha fazla destek sağlanıyor.

  • 18 tane G20 ülkesi yeşil endüstrilere bir miktar destek sağlıyor (Suudi Arabistan ve Rusya hariç).
  • 10 tane G20 ülkesi yerel kömür sektörüne destek sağlıyor.
  • 10 tane G20 ülkesi doğal gaz sektörüne destek sağlıyor.
  • 9 tane G20 ülkesi petrol sektörüne destek sağlıyor.
  • 14 tane G20 ülkesi, herhangi bir iklim kriteri koşulu gözetmeksizin ulusal havayolu şirketlerini kurtardı (yalnızca Fransa, kurtarma paketine iklim koşullarını dahil etti).
  • 7 tane G20 ülkesi, otomobil endüstrisine iklim ve çevre kriterleri barındırma koşulu bulunmadan destek sağlıyor (yalnızca Almanya ve Fransa belirli çevresel koşullar kapsamında destek sağlıyor).

İklim değişikliğine yönelik kırılganlık: G20 ülkeleri iklim değişikliğinin etkilerini yaşıyor.

  • 1999 ile 2019 yılları arasında, G20 ülkeleri aşırı hava olayları nedeniyle yaklaşık 220.000 can kaybı yaşadı ve 2,6 trilyon Doları maddi kayıp yaşadı.
  • Küresel ısınmanın 1,5°C’yi aşması durumunda Avustralya, Brezilya, Fransa, Hindistan, Endonezya, İtalya, Meksika, Türkiye, Suudi Arabistan ve Güney Afrika’da, dünya geneliyle kıyaslandığında iklim değişikliğinin etkilere daha fazla maruz kalma riski taşıyor.

İklim değişikliğine uyum (2019): 19 tane G20 ülkesinin uyum planları bulunuyor (Suudi Arabistan hariç).

İklim değişikliğiyle mücadele (2019): G20 ülkeleri, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlayan bir yol haritasında ilerlemiyor. 

  • Enerji sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonları 2019’da yüzde 0,1 azaldı
  • Birincil enerji arzının karbon yoğunluğu yüzde 0,8 azaldı
  • Kömür tüketimi yüzde 2 azaldı
  • Elektrik sektörünün CO2 emisyonları yüzde -2,4 olarak gerçekleşti
  • 2019’da toplam elektik üretiminin yüzde 27’si yenilenebilir kaynaklardan sağlandı, 2018’de bu oran yüzde 25 olarak gerçekleşmişti
  • Binalardan kaynaklanan CO2 emisyonu 2019’da yüzde 0,9 yükseldi
  • Tarım sektörünün enerji kaynaklı CO2 emisyonları yüzde 0,5 azaldı
  • Fosil yakıtlar halen birincil enerjinin yüzde 81,5’ini oluşturuyor
  • Tüketim doğal gazda yüzde 3, petrolde ise yüzde 1 arttı
  • Ulaşım sektörü kaynaklı CO2 emisyonları yüzde 1,5 arttı
  • Sanayi sektörünün CO2emisyonları yüzde 1,2 yükseldi

Güçlü politikalara öncülük eden ülkeler ve gündemin gerisinde kalanlar

  • Yenilenebilir enerji: G20’de yer alan ülkelerin hiçbirinin 1,5°C ile uyumlu yenilenebilir enerji hedefleri bulunmuyor. 16 tane G20 üyesinin yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimini artırmaya yönelik politikaları bulunuyor (Avustralya, Meksika, ABD ve Kanada hariç).
  • Kömür: Yalnızca Kanada, Fransa, İtalya ve İngiltere 1,5°C hedefiyle uyumlu şekilde kömürün sonlandırılmasına yönelik bitiş tarihi belirlemiş durumda. 10 tane ülkenin kömür tüketimini azaltmaya yönelik politikaları bulunuyor.
  • Ulaşım: İngiltere, Kanada, Japonya ve Fransa’nın fosil yakıtla çalışan otomobilleri aşamalı olarak trafikten kaldırma hedefleri bulunuyor, Avustralya ve Rusya’nın ise özel araçlarından kaynaklanan emisyonları azaltmaya yönelik herhangi bir politikası bulunmuyor. Hiçbir ülkenin ağır hizmet araçlarının karbondan arındırılmasına yönelik iddialı bir politikası bulunmuyor.
  • Binalar: Fransa, İtalya ve Almanya, sıfır enerjili yeni binalar ile 1,5°C hedefiyle uyumlu politikalar barındırıyor. Rusya ve Arjantin’in bu alanda herhangi bir politikası bulunmuyor. Hiçbir ülkenin binaları güçlendirmeyi kapsayan 1,5 C ile uyumlu politikası bulunmuyor.
  • Enerji verimliliği: İtalya ve Japonya enerji verimliliğinde öncü rol üstlenirken, Almanya ve Hindistan yürüttükleri etkin politikalarla bu ülkeleri takip ediyor.
  • Ormansızlaşma: Çin, AB ve Meksika en iddialı politikalara sahip ancak hiçbir ülkenin ormansızlaşma politikası 1,5°C hedefiyle uyumluluk göstermiyor.

İklim finansmanı (2019): G20 üyeleri, iklimle ilgili finansal riskleri azaltma konusunda ilerleme kaydediyor.

  • Mali politikalar: 17 tane G20 ülkesi konuya yönelik tartışmaları başlatmış durumda ya da bir tür yeşil finans ilkesini hali hazırda uyguluyor (Hindistan, Suudi Arabistan ve Güney Kore hariç).
  • Fosil yakıt teşvikleri: G20 ülkeleri 2019 yılında kömür, petrol ve doğal gaza yönelik teşviklere 130 milyar doları aktardı.
  • Karbon fiyatlandırması: 18 tane G20 ülkesinde (Hindistan ve Avustralya hariç), karbon fiyatlandırma mekanizmaları uygulanıyor, ancak belirlenen karbon fiyatlandırması Paris Anlaşması’nın hedefleriyle uyumluluk göstermiyor. 
  • Kamu finansmanı: 13 tane G20 ülkesi, kömüre yönelik kamu finansmanını kısmen ya da tamamen sınırlandırmış durumda (Çin, Hindistan, Endonezya, Rusya ve Güney Afrika hariç). 17 tane G20 üyesinin petrol ve doğal gaz finansmanı için herhangi bir kısıtlaması bulunmuyor.

İklim Şeffaflığı Girişimi hakkında

İklim Şeffaflığı Girişimi, G20 ülkelerinin birçoğundaki uzmanları bir araya getiren ve 14 düşünce kuruluşu ile STK’dan oluşan küresel bir ortaklık girişimi. Misyonu, G20 ülkelerinde iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında iddialı adımların atılmasını teşvik etmek. Bu amaçla karar vericileri bilgilendiriyor ve ülke ölçeğinde tartışma ortamının oluşmasını teşvik ediyor.

İklim Şeffaflığı Raporu hakkında

İklim Şeffaflığı Raporu (önceki yıllarda “Kahverengiden Yeşile Raporu” (Brown to Green Report olarak biliniyordu), G20 ülkelerinin iklim eylemleri ve net sıfır emisyonlu ekonomiye geçişleri konusunda dünyanın en kapsamlı yıllık incelemesi. 

Bağımsız ve kapsamlı şekilde gerçekleştirilen değerlendirme, OECD, Dünya Bankası, CAT ve IEA gibi önde gelen uluslararası kuruluşların veri setlerinin güncel analizini içeriyor. Rapor aynı zamanda bu alandaki önde gelen küresel uzmanların nitel verilerinden yararlanıyor.

(Bianet)

Tags: , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑