Türkiye

Published on Ekim 31st, 2020

0

HDK’den ‘Kapitalizmin krizine karşı hakların ortak mücadelesi’ kampanyası

HDK, “Kapitalizmin krizine karşı halkların ortak mücadelesi” kampanyasının startını verdi. HDK Eş Sözcüsü Uğurlu, bunun bir kampanya değil, birlikte ortak mücadeleyle yürütülecek, kesintisiz bir hamle olduğunu kaydetti, yeni yaşamı kurmak için dayanışma, mücadele çağrısı yaptı.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) “Kapitalizmin krizine karşı halkların ortak mücadelesi” hamlesinin startını verdi.

HDK Genel Merkezinde yapılan basın toplantısında “Kapitalizmin krizine karşı halkların ortak mücadelesi” pankartı açıldı. Toplantıya HDK bileşenleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Milletvekilleri Hüda Kaya, Dilşat Canbaz Kaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Devrimci Parti MYK üyesi Burcu Gül Çubuk, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), HDP İstanbul İl Eş Başkanı Erdal Avcı, Limter İş Genel Başkanı Kanber Saygılır, İşçi Sözü, İşçilerin Sesi ve çok sayıda kişi katıldı.

HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu kampanyanın deklarasyonunu okudu. Çalışan sınıfın üçte birinden fazlasının işsiz olduğunu ve milyonlarca işsizin de yakın gelecekte iş bulma umudunu kaybettiğini söyleyen Uğurlu, “Temel ihtiyaç maddelerinde yıllık enflasyon yüzde 40’a dayandı. Asgari ücretle veya herhangi bir ücretle, bir işte çalışan, henüz işini kaybetmemiş emekçiler de ücretlerinin en temel harcamalarını karşılamaya yetmediğini görüyor” dedi.

Türkiye’nin enerjiyi, ilacı, sanayinin yarı mamül girdilerini, geçmişte kendisinin ürettiği pek çok gıda ürününü ve samanı ithal eden bir ülke olduğunu belirten Uğurlu, devletin ve özel sektörün dış borcunun 450 milyar dolara ulaştığına dikkat çekti.

‘YARGI BÜTÜN KURUMLARIYLA İKTİDARIN KONTROLÜNDE VE EMRİNDE’
Uğurlu, “TBMM her gün biraz daha göstermelik bir kuruma dönüştürülüyor. Artık iktidarın icraat ve işlemleri üzerinde TBMM denetimi sözkonusu değil. Yargı bütün kurumlarıyla iktidarın kontrolünde ve emrinde. Dolayısıyla ülkede hukuk ve adaletten bir eser kalmadı. Pandemi sürecinde rejimin toplum sağlığını koruma yönünde niyeti ve çabası olmadığı görüldü. Yurttaşlar salgının insafına terk edildi. Ülkede her gün yapılan testlerin yüzde 25’nin her gün Saray ahalisine yapıldığı, geri kalanın 85 milyon kişiye uygulandığı anlaşıldı” şeklinde konuştu.

‘HER TÜRLÜ MUHALEFET DÜŞMAN VEYA HAİN OLARAK YAFTALANIYOR’
Uğurlu, “Rejim krizi çözme yolunda adımlar atmak yerine Yeni Osmanlıcı bir ideoloji inşa ederek, baskı ve devlet terörüyle toplumu teslim almaya çalışıyor” dedi ve şöyle devam etti: “Bütün bunlar geçmişten farklı olarak yaşanan ekonomik krizi, siyasi, ideolojik, diplomatik vb krizlerle çoklu bir krize dönüştürüyor. Toplumsal değerler çözülüyor; toplum ortaklık zeminlerini tamamen kaybediyor.

“Rejim toplumsal zeminin Kürtlere, Ermenilere, Yunanistan’a, Batıya, Hristiyanlara vb düşmanlık üzerinden yeniden üretmeye veya korumaya çalışıyor. HDP’ye, sola, sosyazilme karşı düşmanlaştırıcı politikalar, her türlü muhalefeti düşman veya hain olarak yaftalamaya dönüşüyor. Kadınlara karşı şiddet hem kışkırtılıyor, hem himaye ediliyor. LGBTİ+’lar rejimin en pervasızlıkla hedef gösterdiği kesimdir.

“Bu karanlık gidişe karşı ülkenin bütün demokrasi güçlerinin en geniş ittifakını kurmadan geri çevirmek artık imkansız. Devrimcilerin bloku; demokrasi ittifakı, toplumsal örgütlerin birleşik mücadelesinin örülmesi ve benzeri her türlü birlikte mücadele imkanını sonuna kadar değerlendirmek zorundayız.

‘TOPLUMSAL ÖRGÜTLENMELERİ GERÇEK BİR HALK MUHALEFETİNE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ’
“Her türlü birleşik mücadeleyi yerelde, toplumsal örgütlenmeleri geliştirerek, gerçek bir halk muhalefeti gücüne dönüştürmeliyiz. Elbette faşizme karşı mücadelenin sistem içi, ara iktidar hedefleri olacaktır. Ancak sürekli kriz üreten ve krizlerin faturasını halka çıkaran bu sisteme karşı, bir alternatif önermiyorsak; politik kazanımlarımızın hepsi güçsüz ve geçici olacaktır. HDK Yeni Yaşam önerisiyle bütün insanlık ve dünyamızdaki bütün hayat için bir seçenek öneriyor.

‘BU BİR KAMPANYA DEĞİL SÜREKLİ MÜCADELE HAMLESİDİR’
“Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ‘kapitalizmin krizine karşı halkların ortak mücadelesi hamlesi’ ile bir kampanya başlatmıyor. Bu hamle kesintisiz sürekli bir mücadele hamlesidir. İllerde, ilçelerde, mahallelerde, iş yerlerinde, üniversitelerde, köylerde, meclisleşme hedefimizi büyütüyoruz. Rejime karşı halkların ortak direnişini örgütleme; bu direnişin örgütlerini yaratma hedefini önümüze koyuyoruz. Dolayısıyla bu fikriyatın kadrolarını, örgütlerini ve mücadelesini yaratma hedefini önümüze koyuyoruz.

“İlham kaynağımız geçmişin faşizme karşı kazanılmış zaferleridir. Kürt özgürlük mücadelesinin Türkiye devrimci hareketinin birikimidir. Kadın mücadelesinin ulaştığı gelişkinlik düzeyidir.

“HDK bütün bölgelerde, yerel hedefler belirleyecek, bu hedeflere yürümek için planlamalarını yapacak ve sonsuz bir sabırla, yorulmak bilmeyen bir çalışkanlıkla örgütlenecektir.

ÇAĞRIMIZDIR: ORTAK MÜCADELEYLE ‘YENİ YAŞAMI’ İNŞAA EDELİM
“Türkiye halkları her geçen gün krizlerden çıkış yolunu meclislere yüzünü dönerek aşma iradesi gösteriyor. Bizim krizlere karşı çözümümüz var. Bizim birlikte yaşam inancımız ve irademiz var. Çağrımızdır bizlerin çözümü var, hep birlikte ortak mücadeleyle ‘yeni yaşamı’ inşaa edelim. Bütün yoldaşlarımıza başarılar diliyoruz, yolumuz açık olsun.”

(etha)

Tags: , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑