Göçmenlik

Published on Aralık 18th, 2020

0

HDP: Göçmenlere yönelik baskıcı politikaları son verilmeli

18 Aralık Dünya Göçmenler Günü’ne ilişkin açıklama yapan HDP, göçmenlerin her an ölümle burun buruna bulunduklarını, gittikleri ülkelerde nefret söylemine ve linç edildiklerine dikkat çekti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Eşbaşkanları Gülsüm Ağaoğlu ve Veli Saçılık, 18 Aralık Dünya Göçmenler Günü vesilesiyle göçmenlere ilişkin yürütülen politikalara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Artan savaş, açlık, yoksulluk ve aşırı sanayileşmeye dayalı ekolojideki yıkımların insanları kitlesel göç hareketlerini dünden daha yaygın hale getirdiğine dikkat çekilen açıklamada, daha iyi bir yaşam koşulu için insanların zorunlu göçlere tabi olduğuna dikkat çekti.

‘GÖÇMENLER İÇİN SINIRLARA DEMİRDEN DUVARLAR ÖRÜLÜYOR’

Savaşları başlatan ya da sebep olan devletlerin, savaş politikalarına son vermek yerine savaştan kaçanları sınırlarından geçirmemek için askeri çözümlere başvurmayı tercih ettiği hatırlatılan açıklamada, “Devletler, göç olgusu üzerine köklü insani çözümler üretmekten imtina ederek ‘çözümü’ tel örgüler, duvarlar, mayınlar, geri gönderme anlaşmaları ve göçmenlere yönelik işkenceye varan uygulamalarda buluyor. Yapılan uluslararası anlaşmalar sonucunda sermaye hareketleri ve silahlar için gümrükler ve sınırlar serbestleşirken göçmenlere karşı sınırlar adeta demirden duvarlarla örülüyor. Güvensiz botlarla denizlere açılan çaresiz göçmenlerin botlarının sahil güvenlik güçleri tarafından kasten batırıldığına defalarca tanık olduk” denildi.

‘MÜLTECİLER ÖLÜMLE BURUN BURUNA’

Hayatını kaybetmeden sınırları geçmeyi başaran göçmenler sağlık güvencesinden yoksun, eğitim ve insani barınma koşullarından mahrum bırakıldığına dikkat çekilen açıklamada şunlara dikkat çekildi: “Çok ağır koşullarda kayıt dışı çalışmak zorunda kalan göçmen işçiler iş kazaları ve meslek hastalıkları sebebiyle hayatlarını kaybediyorlar. En ağır koşullarda yaşayan, her an ölümle burun buruna olan göçmenler bulundukları ülkelerde nefret söylemine maruz kalmanın ötesinde ırkçı linç gösterileri ve cinayetlerin nesnesi oluyorlar. Kadınlara ve çocuk mültecilere uygulanan cinsel istismar, dini nikah kisvesi ile çoklu evliliğe zorlama ve kız çocuklarla evlenmeye zorlama çok yaygın. İntihar kisvesi altında kadın mülteci cinayetleri maalesef çok yaygın.”

‘KÜRTLER 1990 YILINDA GÖÇE TABİ TUTULDU’

Göçlerin sadece ülkeler arası olmadığı hatırlatılan açıklamada, Türkiye’de 1970 yılında tarım politikaları nedeniyle milyonlarca insanın şehirlere göç etmek zorunda kaldığına dikkat çekildi.

90’lı yıllarda Kürtlere karşı yürütülen kirli savaş yöntemleriyle yüzlerce köyün yakılarak boşatıldığı belirtilen açıklamada, “Evlerini eşyalarıyla birlikte kaybeden Kürtler, yığınlar halinde büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmıştır. Köyleri yakılan Kürtlerin şehirlerde yaşadığı emek sömürüsü, anadilinde konuşamama ve eğitim alamama, ırkçı saldırılara maruz kalma durumu bugün Suriye’den gelen göçmenlerle benzerlikler barındırmaktadır” denildi.

‘HER COĞRAFYA İNSAN ONURUNA YAKIŞIR OLMALIDIR’

“Dünya üzerinde yaşayan bütün insanların eşit ve özgür olması gerektiğini savunuyoruz” denilen açıklamada şunlar belirtildi: “İç ve dış göçe yönelik politikamız, eşitlik ve özgürlük ekseninde yükselmektedir. Kürtlere yapılan ırkçı saldırganlığa, Suriyelilere yönelik nefret söylemine, Afgan ya da başka göçmen gruplara yönelik sömürüye ve baskıya aynı derece karşı çıkıyoruz. İnsanların göçe zorlanmasını kabul etmiyoruz. Her insanın yaşadığı coğrafyada insan onuruna yakışır koşullara sahip olması gerektiğini; göç etmek zorunda kaldıysa da temel haklarından mahrum bırakılamayacağını haykırıyoruz. HDP olarak birinci önceliğimiz göçlere sebep olan baskıcı, sömürücü ve doğayı talan eden anlayışa karşı mücadele etmek, göçmenlerin hukukunu her platformda savunmaktır. İnsanların göç etmesine sebep olanlarla göç eden insanlara düşman olanlar aynı zihniyetin ürünüdür.

18 Aralık Dünya Göçmenler Günü vesilesiyle göçmenlerin temel haklarını savunmaya devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Onlara toplama kampı koşullarını reva görenlerin aynı zamanda demokrasi düşmanları olduğunu biliyoruz. Türkiye devletini ve bütün devletleri göçmenlere yönelik baskıcı politikalara son vermeye çağırıyoruz.”

(ANF)

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑