İnsan Hakları

Published on Ocak 13th, 2021

0

HRW’den 2020’de Türkiye’de hak ihlalleri

İnsan Hakları İzleme Örgütü 2020 raporunun Türkiye bölümünde, yaşanan hak ihlallerine, basın ve yargı üzerindeki iktidar baskısına dikkat çekildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) 2020 Dünya Raporu’nu yayımladı.

Raporun Türkiye bölümünde, insan haklarına ve hukuk devletine yönelik saldırıların Covid-19 salgını sürecinde de devam ettiği belirtilirken, AKP-MHP çoğunluğunun uluslararası insan hakları hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerle çelişen yasaların Meclis’ten geçirilmesine olanak tanıdığına dikkat çekildi.

Raporda, Erdoğan’a siyasi rakip veya muhalif olarak görülen kişilerin geniş tanımlı terörle mücadele yasası kapsamına giren temelsiz suçlamalarla yargılandıkları, tutuklandıkları ve mahkum edildikleri, yargı süreçlerine ve savcılık kararlarına yürütme tarafından yapılan müdahalelerin yerleşik hale geldiği ifade edildi.

Raporun Türkiye bölümünde özetle şu tespitler yer aldı:

Medya

* Cumhurbaşkanlığına yakın şirketlerin sahip olduğu ya da hükümete yönelik eleştirel yayın yapmaktan kaçınan medya organları Türkiye’deki yazılı ve görsel medyanın çoğunluğunu oluşturuyor. Yine de çevrimiçi eleştirel yayın yapan haber ve yorum siteleri varlıklarını sürdürüyorlar.

* Bu satırlar yazıldığı sırada tahminen 87 gazeteci ve medya çalışanı, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle, terörle mücadele yasası kapsamına giren suçlardan tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyordu.

TIKLAYIN – BİA Medya Gözlem Raporları

Sosyal medya

* Türkiye’de faaliyet gösteren sosyal medya şirketlerini daha sıkı kontrol etmeye yönelik planlar, Cumhurbaşkanı’nın daha sıkı bir kontrolün gerekliliğini gerekçelendirmek amacıyla, ailesine yönelik sosyal medyada yer alan hakaretleri örnek göstermesinin ardından, Temmuz ayında yasalaştı.

* Yeni yasa uyarınca, günde bir milyondan fazla kullanıcısı olan sosyal medya şirketleri Türkiye’de ofis açmak ve hükümetin içeriğin engellenmesi veya kaldırılması yönündeki taleplerine uymak, ya da aksi takdirde çok ağır para cezaları ödemek zorunda kalacaklar. Ofis açmayan şirketlere para cezası verilecek ve nihayetinde bunların bant genişlikleri kısıtlanacak ki, bu da söz konusu platformun kullanılamaz hale gelmesi demek. Bu satırlar yazıldığı sırada Facebook yeni yasaya uymayacağını belirtmişti.

* Türkiye Wikipedia’ya 2017 Nisan’ında getirilmiş erişim engelini Ocak ayında kaldırmış olsa da, yetkililer aralarında eleştirel haber sitelerinin de bulunduğu binlerce web sitesini engellemeyi ve çevrimiçi içeriği yayından kaldırmayı sürdürüyorlar.

* Binlerce insan yaptıkları sosyal medya paylaşımları nedeniyle, tipik olarak hakaret, Cumhurbaşkanına hakaret ve terör propagandası yapmak suçlarından gözaltına alınma ve yargılanma riskiyle karşı karşıya kaldı. Kovid-19 bağlamında, İçişleri Bakanlığı, salgın hakkında “korku ve panik yarattığı” düşünülen sosyal medya paylaşımları nedeniyle yüzlerce insan hakkında soruşturma başlattığını veya insanların bu nedenle gözaltına alındığını duyurdu. Bu paylaşımlardan bazılarında hükümetin halk sağlığı krizine müdahalesi eleştiriliyordu.

RTÜK

* Türkiye’nin medyayı denetleyen resmi kurumu olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV, Tele 1 ve Fox TV gibi hükümeti eleştiren yayınlara da yer veren medya mecralarına keyfi para ve geçici yayın durdurma cezaları verdi.

* Netflix Nisan ayında RTÜK’ün talebine uyarak, Designated Survivor isimli dizinin bir bölümünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında olumsuz bir profil çizdiği gerekçesiyle, Türkiye’de yayından kaldırdı. Netflix ayrıca bir Türk eserin Türkiye’deki film çekimlerini, RTÜK’ün gay bir karakterin senaryodan çıkartılmasını talep etmesi üzerine iptal etti.         

Toplanma özgürlüğü

* İl valileri kadın hakları aktivistlerinin, sağlık çalışanlarının ve muhalefet partilerinin barışçıl protesto gösterilerini yasaklamak için Covid-19’u bahane olarak kullandılar. 

Kavala’nın tutukluluğu

* 2013 yılında Gezi Parkı’nda başlayan kitlesel protesto gösterileriyle bağlantılı olarak “cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmeye teşebbüs” suçundan İstanbul’daki bir mahkemede yargılanan insan hakları savunucusu Osman Kavala ve diğer dokuz kişinin davaları, Şubat ayında beraat kararıyla sonuçlandı. Ancak beraat kararının verilmesinden saatler sonra, başka bir mahkeme, 2016 yılındaki darbe girişiminde payı olduğu iddiasıyla yürütülen başka bir soruşturma kapsamında Kavala hakkında, yeni bir tutuklama kararı daha verdi. Söz konusu soruşturma Ekim ayında Kavala ile Amerikalı akademisyen Henri Barkey’e anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve casusluk suçlarının isnat edildiği başka bir iddianameye evirildi.

* Kavala 2017 Kasım’ından bu yana hapiste bulunuyor ve Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala’nın tutukluluğunun siyasi nedenlerle sürdürüldüğü gerekçesiyle verdiği tahliye kararını görmezden gelerek uygulamıyor.

Büyükada davası

* Temmuz ayında, bir eğitim atölyesine katıldıkları sırada gözaltına alınan insan hakları savunucularının yargılandığı davada, İstanbul’daki bir mahkeme Uluslararası Af Örgütü’nün onursal başkanı Taner Kılıç’ı, terör örgütüne üye olmak suçundan altı yılı aşkın hapis cezasına mahkum etti. Uluslararası Af Örgütü’nün eski direktörü İdil Eser ile insan hakları savunucuları Özlem Dalkıran ve Günal Kurşun terör örgütüne yardım etmek suçundan 25 ay hapis cezası aldılar. Aynı davada yargılanan, ikisi yabancı uyruklu yedi kişi ise beraat ettiler. Bu kişilerin tamamı halen serbest ve dava temyiz aşamasında.

TIKLAYIN – Büyükada Davası’nda karar: 4 kişiye hapis, 7 kişiye beraat

LGBTİ’ler

* Hükümetin lezbiyen, gey, biseksüel ve transların kamuoyuna yönelik faaliyetlerini kısıtlayıcı yaklaşımı, onur yürüyüşü gibi etkinliklerin üst üste altıncı yılda da yasaklanması ve üst düzey devlet görevlileri tarafından yapılan homofobik konuşmalarla devam etti.

Baro düzenlemesi ve avukatlar

* Hükümet Türkiye’nin insan hakları ve hukuk devleti alanlarındaki gerilemesini güçlü bir şekilde eleştiren en büyük baroların kurumsal gücünü azaltmak amacıyla Temmuz ayında yeni bir yasa çıkardı.

* Terör suçlarından yargılanan sanıkları savunan avukatlar, müvekkilleriyle aynı suçlardan tutuklanma ve yargılanma riskiyle karşı karşıya kaldılar.

* Eylül ayında Yargıtay 18 avukattan 14’ü hakkında yasadışı bir sol örgüte üye olmak suçundan verilmiş mahkumiyet kararlarını onadı. Bu avukatlardan Ebru Timtik, adil yargılanma hakkı talebiyle yürüttüğü uzunca bir açlık grevinin sonucunda, 27 Ağustos günü hayatını kaybetti.

Erkek şiddeti

* Kadın cinayeti ve ev içi şiddet Türkiye’de önemli sorunlar. Sayılarla ilgili ayrıntılandırılmış resmi veriler bulunmamakla birlikte, kadın hakları örgütleri ev içi şiddet sonucu her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğünü bildirdiler. Muhafazakar sivil toplum örgütleri ve bazı hükümet yetkilileri Türkiye’nin “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden” (İstanbul Sözleşmesi) çekilmeyi önerdiler. Türkiye 2014 yılında bu sözleşmenin ilk imzacılarından olmuştu.

TIKLAYIN – bianet Şiddet, Taciz, Tecavüz Çetelesi Tutuyor

İşkence ve kötü muamele

* Polis ve asker gözetiminde ve hapishanelerde işkence yapıldığı ve kötü, insanlık dışı, zalimane veya aşağılayıcı muamelede bulunulduğu iddialarında son dört yılda görülen artış, Türkiye’yi bu alanlarda önceden kaydetmiş olduğu ilerlemeden geriye düşürdü.

* Bu şekilde hedef alınanlar arasında hem siyasi hem de adli suçlarla itham edilen insanlar bulunuyor.  Savcılar bu iddiaları anlamlı bir şekilde soruşturmuyorlar ve bu olaylara karışan güvenlik güçlerine ve devlet memurlarına ilişkin yaygın bir cezasızlık kültürü hüküm sürüyor.

Kaçırma-kaybedilme

* Son dört yılda bildirilen 24 civarındaki zorla kaybedilme vakası hakkında etkin bir soruşturma yürütülmedi.

* 2019 Şubat’ında kaybolan altı kişiden ikisi, aylar sonra, 2020 Şubat ve Haziran’ında Ankara’da polis gözetiminde ortaya çıktılar ve mahkemedeki ifadelerinde kaçırıldıklarını, işkence gördüklerini ve Gülen hareketi ile bağlantılı olduklarına ilişkin sahte bir itirafnameyi imzalamaya zorlandıklarını anlattılar.

HDP-Demirtaş

* Erdoğan hükümeti PKK ile, 2018 genel seçimlerinde %11,7 oy alarak, 2019 yerel seçimlerinde ise 65 belediye başkanlığı kazanarak demokratik olarak seçilen HDP arasında bir ayırım yapmayı reddediyor.

* Partinin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ 2016 yılından beri hapiste tutuluyorlar. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi yönünde 2020 yılında verdiği bir kararı uygulamayı reddediyor.

Kayyımlar

* İçişleri Bakanlığı, HDP’den seçilmiş 48 belediye başkanının 2019 Ağustos’undan bu yana görevden alınmasını, söz konusu belediye başkanları hakkında PKK ile bağlantılı olarak soruşturma veya kovuşturma açılmış olmasıyla gerekçelendiriyor.

* Hükümet 2016-17 yıllarında gösterdiği yaklaşımı yineleyerek, güneydoğudaki belediye başkanlarının yerine Ankara’dan atanmış il valilerini ve vali yardımcılarını “kayyım” olarak getirdi.

* Bu satırlar yazıldığı sırada 19 belediye başkanı tutuklu olarak cezaevinde bulunuyordu. Mart ayında, Diyarbakır’ın görevden alınmış büyükşehir belediye başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Diyarbakır’daki bir mahkeme tarafından, Mızraklı’yı PKK ile iltisaklı olmakla suçlayan bir tanık ifadesine dayanarak, dokuz yıl hapis cezasına mahkum edildi. Dosya temyiz aşamasında.

* Ekim ayında Ankara’daki bir mahkeme 2014 yılındaki protesto gösterilerinde oynadıkları iddia edilen role ilişkin bir soruşturma ile bağlantılı olarak Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ile 16 HDP yöneticisinin tutuklanmasına karar verdi.

Vekilliklerin düşürülmesi

* Haziran ayında HDP milletvekilleri Leyla Güven’in ve Musa Farisoğlu’nun milletvekillikleri terör örgütü üyesi olmak suçundan aldıkları mahkumiyet kararının Yargıtay tarafından onanmış olması gerekçesiyle, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Enis Berberoğlu’nun milletvekilliği ise, Suriye’ye gönderilen silah kamyonlarının yer aldığı video görüntülerini Cumhuriyet gazetesi ile paylaşarak devlet sırlarını açıkladığı gerekçesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından düşürüldü.

Kaftancıoğlu

* İstanbul’daki bir bölge adliye mahkemesi, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu’na, yıllar önce attığı tweetler nedeniyle verilen 10 yıla yakın hapis cezasını Haziran ayında onadı. Dava bir sonraki temyiz aşamasında.

Raporun Türkiye’yle ilgili bölümünün tamamı için tıklayın

(bianet)

Tags: , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑