Sömürgecilik

Published on Ekim 22nd, 2021

0

Kobane davası: Sebahat Tuncel, HDP’yi Prometheus benzetti

Kobanê davasının bugünkü duruşmasında konuşan DBP önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP’yi Prometheus benzetti, “O yeni bir süreci başlattı. HDP de Türkiye’de mevcut gidişe, insan hak ve özgürlükleri konusunda yaşanan sorunlara, Kürt sorununun çözümsüzlüğüne ‘dur’ dedi. Ateşi tüm halka yaymaya çağırdı. Burada yargılanıyor olmamızın sebebi de bu” diye konuştu. Davanın bugünkü oturumu tamamlandı. Duruşmaya 25 Ekim pazartesi günü devam edilecek.

IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı Türkiye halklarının 6-8 Ekim 2014 tarihinde gösterdiği direnişin yargılanmak istendiği davaya devam ediliyor.

Aralarında HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, dönemin MYK üyeleri ve milletvekillerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 kişi hakkındaki davanın bugünkü duruşması Sincan Hapishanesi Kampüsü’nde başladı.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya HDP milletvekilleri, HDP Mersin ve Ankara il, ilçe üye ve yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda avukat ve izleyici katıldı. Sincan Hapishanesi’nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı hapishanelerde rehin tutulan HDP’li siyasetçiler, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak söz alan eski milletvekili ve TJA aktivistlerinden Ayla Akat Ata, tutukluluk durumuna dair konuştu.

‘KONJONKTÜR DEĞİŞİNCE SUÇ DA DEĞİŞİYOR’
Kendisi üzerinden çözüm süreci ve kadın barış mücadelesinin hedef alındığını kaydeden Ata, 2013 yılında İmralı Hapishanesi’ne giden ilk heyette yer aldığını hatırlattı. O süreçte attığı twitlerin bugün suç olarak görülmesine tepki gösteren Ata, “Türkiye’deki konjonktür değişince suç unsuru da mı değişiyor. Eğer bir takım eylem ve söylemler içinde bulunduysak o gün yargıya taşınmayıp bugün yargı konusu olması kafamızda soru işaretleri bırakıyor” dedi.

SEÇİM ÇALIŞMASINA KATILMAK SUÇ!
Dosyaya sonradan eklenen 3 ekin tutukluluğuna devam gerekçesi yapıldığını hatırlatan Ata, dosyaya eklenen iddialar arasında bulunan, Kobanê’ye giden heyette yer aldığı yönündeki iddiaların yalan olduğunu söyledi. Tutuklamaya gerekçe yapılan diğer ekin seçim çalışmalarına ait olduğunu kaydeden Ata, “Seçim propagandası yapmak için Urfa’nın bir ilçesine gitmemiz tutuklanma gerekçesi yapıldı. Orada yalnızca seçim propagandası yapan arkadaşların yanında bulunuyor ve konuşma bile yapmamıştım. Ama orada bulunmam tutuklanma gerekçesi yapılıyor. Anayasa’da güvence altında olan seçim propagandasına katılmam suç sayılmış. Ayrıca Avrupa’dan gelen sol sosyalist partilerin bizi ziyaretindeki toplantıya katılmam suç sayılmış” diye konuştu.

‘YENİ BİR İDDİANAME Mİ HAZIRLANACAK’
İddianame dışında yargılama yapılabilmesi için ek iddianame hazırlanması gerektiğinin altını çizen Ata, “Beni yargılayacaksanız ek iddianame hazırlayabilirsiniz ama olmayan şeyler üzerinden belge topluyorsunuz. Bana burada sorabilirdiniz. Hakkımda yeni bir iddianame hazırlama planı var mıdır” diye sordu.

‘KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜMSÜZLÜKTE ISRAR’
Erdoğan’ın 2005’te Başbakan olarak Diyarbakır’da yaptığı ve ilk kez Kürt sorunu ifadesini kullandığı konuşmasını hatırlatan Ata, “2005’in üzerinden çok şey geçti. Ama demokrasi sağlanmadı, hala çözümsüzlükte ısrar ediliyor” dedi.

Ardından Kürt PEN üyesi ve Kürt Edebiyatçılar Derneği yöneticisi yazar Nezir Çakan, HDP önceki dönem MYK üyeleri Ayşe Yağcı ve Bircan Yorulmaz savunma yaptı.

TUNCEL: HDP ATEŞİ HALKA YAYDIĞI İÇİN BURADAYIZ
Kobanê davası kapsamında tutsak edilen DBP önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel konuşmasında HDP’ye Prometheus’a benzetti. Tuncel şöyle konuştu: “Özgürlük tercih işidir. Bunu seçen bedelini de öder. Tıpkı Prometheus gibi. O yeni bir süreci başlattı. HDP de Türkiye’de mevcut gidişe, insan hak ve özgürlükleri konusunda yaşanan sorunlara, Kürt sorununun çözümsüzlüğüne ‘dur’ dedi. Ateşi tüm halka yaymaya çağırdı. ‘Başka bir çare mümkün’ dedi. Burada yargılanıyor olmamızın sebebi de bu. Bu dava suç ceza kapsamına alınacak bir dava değil. Cumhur İttifakının birlikte yürüttüğü, yönlendirdiği bir dava.”

‘HER YARGILAMADA DAHA ÇOK BÜYÜYOR VE GÜÇLENİYORUZ’
KCK davalarında, İstiklal Mahkemelerinde yüzlerce insanın, siyasetçinin yargılandığını hatırlatan Tuncel, yargılamaların mücadelelerini daha da büyüttüğünü ve güçlendirdiğini söyledi. Türkiye’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala ile ilgili AİHM kararlarını uygulamadığını kaydeden Tuncel, “Şimdi kara para aklama, yolsuzluk meselesinde gri listeye alındı. Artık Türkiye demokratik hukuk devleti değil. Otoriter, faşizan, tekçi bir yönetimle karşı karşıyayız. Bir beyefendinin iki cümlesine bağlı her şey. Bir gecede İstanbul Sözleşmesini kaldırır, bir gece bakarsınız Merkez Bankası’nın görevlilerini görevden alır. Hitler, Mussolini örneği var. Onların da bir kitlesi vardı ama sonlarını görüyorsunuz. En nihayetinde demokrasi ve insan hakları kazanacak, o yüzden mücadele diyoruz” dedi.

‘TÜRKİYE’NİN YAŞADIĞI KRİZLERİN NEDENİ KÜRT KARŞITLIĞIDIR’
Neden tutuklandıklarının farkında olduklarının altını çizen Tuncel, “İddianame önünüzde. Ben DBP’nin Eş Genel Başkanlığını yaptım, 2 dönem milletvekilliği yaptım. HDP’lilere ayrı CHP’ye ayrı MHP’ye ayrı yasayı kullanıyor. Onlar için söylenenler düşünce ve ifade özgürlüğü ama biz söyleyince ‘terörizm’ oluyor. Bu yurttaşlıktan çıkarılma meselesidir. Şimdi bakın TV’lerde bize ‘terörist’ diyenlere, o dönem Kürt sorununun çözümünden bahsediyorlardı. Türkiye’nin bugün yaşadığı tüm krizlerin nedeni Kürt karşıtlığıdır. Bu ülkedeki demokrasi ve insan hakları konusunda bu kadar geri gidiş, kadın katliamlarının artışı ve diğer tüm sorunların hepsi Kürt karşıtlığından kaynaklıdır. Çünkü siz bir haksızlığa ‘evet’ derseniz diğerlerinin de önü açılır” diye konuştu.

‘BU DOSYA IŞİD’İ DESTEKLEME DOSYASIDIR’
“Suriye tezkeresini niye uzatıyorsunuz” diye soran Tuncel, AKP-MHP iktidarının tek derdinin ? ‘Kürtlerin statü elde etmemesi’ olduğuna dikkat çekti.

Rojava’daki Kürtlerin direnişi sayesinde IŞİD’in dünyanın başına bela olmasının engellendiğini hatırlatan Tuncel, “Tüm dünya Kürtleri ayakta alkışlıyor. Kobanê’de direnen Kürt kadınları, dünya kadınlarına özgürlüklerini verdi. O IŞİD canilerine karşı yürütülen mücadele kadınların, çocukların seks kölesi olarak kullanmasını engelledi. Böyle muhteşem bir şey yaratanları yargılıyorsunuz. ‘Niye HDP IŞİD’in yenilmesine sevinmiş’. Bu dosya IŞİD’i destekleme dosyasından başka bir şey değil” değerlendirmesinde bulundu.

Yaşanan ekonomik krize de değinen Tuncel, doların 11 liraya dayandığını hatırlattı, “Herkesin mutfağında yangın var. Çocuklar okula gidemiyor, insanlar evlerine ekmek götüremiyor. İşsizlik almış başını gidiyor. Tüm bunların nedeni savaş politikasıdır. Biz bunlara itiraz ediyoruz, gelin barışalım dediğimiz için yargılanıyoruz” dedi.

Direnişlerini tüm alanlarda sürdüreceklerini kaydeden Sebahat Tuncel, mahkeme heyetine hak ve özgürlükler konusunda sorumluluklarını hatırlattı, “Yarın bu iktidar değişti ne olacak? Sizin yapmanız gereken şey iddianameyi kabul etmemekti” diye bir kez daha uyardı.

‘GERÇEK SORUMLULAR YARGILANMALI’
Kobanê direnişi döneminde Türkiye’de yapılan eylemlerde 37 kişinin yaşamını yitirmesinden devletin sorumlu olduğunu belirten Tuncel, “Kim buna zemin hazırladı bunların sorumluluklarının açığa çıkarılması gerekir. Gerçek sorumlular yargılanmalıdır. Ama siz burada HDP üzerinden yargılama yaparak gerçeği gizliyorsunuz. Yargı bunu üstlenmemelidir. Eğer bağımsızsanız, iktidara değil normlarınıza uyun. Eğer onu yaparsanız arkadaşlarımızın hepsini tahliye etmeniz gerekiyor. Kendi açımdan bir talebim yok ama tüm arkadaşlarım için tahliye talebinde bulunuyorum. Tarih bu davayı da yazacak. Biz gerçekten demokrasi, özgürlük, barış ve ekolojik bir yaşam için ne yaptıysak halkımızla birlikte yaptık, özgürlük mücadelesini birlikte yürüttük. Nerede olursak olalım bu direnişi devam ettireceğiz” diye konuştu.

AKDENİZ: TECRİT ALTINDA TUTULUYORUZ

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda HDP önceki dönem MYK üyesi Sibel Akdeniz, Kürtçe konuştu.

Sebahat Tuncel ile birlikte 25 Nisan’dan bu yana Sincan 3 Nolu L Tipi Hapishanesi’nde kaldıklarını aktaran Akdeniz, hapishanenin erkekler için dizayn edildiğini, kantinde ihtiyaç duydukları kişisel ürünleri bulamadıklarını aktardı.

Tecrit amacı taşıyan adına da “pandemi cezaevi” denilen hapishanesine getirilen karantina süresince tutulduğunu aktaran Akdeniz, Sincan Kadın Kapalı Hapishanesine götürülmeleri gerekirken bu işlemin yapılmadığını söyledi. “Ama hiç kimse Sebahat arkadaşla birlikte neden L tipinde tutulduğumuzu bilmiyor. Bu durum ancak heyetin kararıyla değiştirilebilir. Zaten cezaevi idaresi de bizim kadın cezaevine gitmemiz gerektiğini ve burada kalmamızın kendilerine bağlı olmadığını ifade ediyor. Savcı da bize böyle yanıt vermişti” dedi. 

Mahkeme heyetine kadın hapishanesine gidişlerinin neden engellendiğini soran Akdeniz, “Cezaevinde tecrit altındayız. Siyasi süreç ve politik gelişmeler sonucunda bize karşı baskılar da artıyor. 7 Ağustos’ta gardiyanlar bize saldırdı, sonrasında ise bize disiplin cezası verdiler. Bu fiziki saldırıdan sonra ben ve Tuncel güvenlik sorunumuz olduğunu size yazdık. Güvenlik sorununa bağlı olarak bilgisayar başında çalışmaya da gidemiyoruz. Birçok evrak birikti. Ama biz hala araştırma yapamadık. Biz bunları araştırmadan savunma veremeyeceğiz” diye konuştu.

‘HER YERDE KAMERALAR VAR’
Tutuldukları hapishanesinin içinde, dışında, hatta banyo kapısında bile kamera bulunduğunu aktaran Akdeniz, “Duruşmalar sırasında da ben ve Tuncel diğer arkadaşlardan ayrı bir koğuşta kalıyoruz. Bunu da anlamış değiliz. Bu durum her haliyle tecridi gösteriyor” diye belirtti.

Akdeniz Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride karşı hapishanelerde yapılan açlık grevi eylemlerini hatırlattı, ağırlaştırılmış tecridin bütün hapishanelere yayıldığını söyledi.

ÖLBECİ: HÜKÜMET YETKİLİLERİ DE SANIK OLARAK BURADA OLMALI
HDP önceki dönem MYK üyesi Zeynep Ölbeci de “kopyala-yapıştır”dan ibaret bir iddianame hazırlandığını söyledi. Asıl sorumlunun hükümet yetkilileri olduğuna işaret eden Ölbeci, “Yargılama bu şekilde olacaksa hükümet yetkililerinin de sanık olarak burada olması, yargılanmaları gerekiyor” dedi.

Mahkeme heyetinin tarihe kara bir leke olarak geçeceğini söyleyen Ölbeci, “Bu dosya AKP eliyle hazırlanıp mahkemeye sunuldu” diye konuştu.

Dosya kapsamında kısa bir süre önce tutuklanan Aynur Aşan’ın ardından HDP önceki dönem PM üyesi Mesut Bağcık ve önceki dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak söz aldı.

Dosyaya 4 bin 600 ek klasör konulduğunu belirten Gültan Kışanak bilgisayar kullanımına izin verilmediğini, bu koşullar altında savunmaya hazırlık yapmalarının mümkün olmadığını söyledi. Toplamda 50 bin sayfa olan dosyanın tarafına fiziki olarak gönderilmesini isteyen Kışanak, dosyayı inceleme olanağı sağlanmadığı koşullarda savunma yapamayacağını söyledi.

Kışanak’ın konuşmasının ardından duruşmaya 25 Ekim’e kadar ara verildi.

Tags: , , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑