Makaleler

Published on Ekim 23rd, 2020

0

‘Lenin Şafağı’nda Cigerxwin 36. yılında da yaşıyor – Hilmi Toy

Devrimci Kürt şairi, yazar, araştırmacıdır Cegerxwin. “Kızıl Sel” şiiri gibi gibi gürül gürül akar şiirleri, bendini yıkar dili üzerindeki tüm yasakların. Barışçıdır, incitmek istemez ne karıncayı, ne ceylanları, ne de emekçi insanlığı. Ama öfkelidir sınıf düşmanlarına, ağalara beylere, şeyhlere öfkelidir. Öfkesini, isyanını aydınlık bilinciyle kaleminin gücüyle mısralara döker, adeta haykırır, daveti sadece Kürde değil, tüm dünya emekçi insanlığına, işçisi, köylüsü ırgatınadır. Eşitsizliğe, haksızlığa, baskı ve sömürüyedir isyanı. “Pamuk bizim, / Ama biz çıplağız … Bağların meyvesini onlar yiyor / Biz ise bekçileriyiz” der ağalarla köylüler, zenginle yoksul arasındaki çelişkiyi, sınıf farkını anlatırken bir şiirinde. Başka bir şiirinde sınıf farkını anlatırken, ağası patronu ile işçisi köylüsü kardeştir yalanına öfkesini haykırır: “Kardeşlik buysa, istemiyoruz böyle kardeşliği/ Eşek semerine bağlı kaldıkça yularımız/ Onlar ağa, bey; bizler zayıf, köle,/ Onlar düşmanın, biz de onların rençperleri oldukça…/ Hey işçiler, köylüler, ne zamandır, kalkın yeter// Ne güne dek ağa ve beylerin işçileri olacağız/ Ne güne dek köpeklerin ayakları arasında kemik?(…)”

Cigerxwin (Ciğerhun / yüreği yaralı) demek Türkçede. “1903-1984 yılları arasında yaşamış bir Kürt şairidir. 1903 yılında Mardin’in Gercüş ilçesinin Hesar köyünde doğmuştur. Şimdi Batman’a bağlı olan bir köydür. Asıl adı Şeyhmus Hasan’dır. Küçük yaşta önce babası sonra anası ölmüş olan Şeyhmus, evli olan kız kardeşine sığınır. Kız kardeşinin evi de yoksul bir evdir. Küçük Şeyhmus, bölgede bugün de pek çok yoksul çocuğun yaşadıklarını yaşar. Zengin evlere hizmetkar olarak verilir. On bir yaşına kadar ağa ve bey evlerinde, hodaklık, çobanlık, ırgatlık yapar. Sınıflararası çelişkileri yaşayarak öğrenir. 1. Dünya Savaşı’nın “Kaç Kaç” diye adlandırılan kargaşa günlerinde ailesiyle göçlerden birine katılarak, dün Suriye bugün Rojova sınırları içindeki Kamışlı’ya yakın olan Amud köyüne gider. Bu köydeki yaşayışı da, Mardin’dekinden farkı yoktur. Ancak çevresinde okula giden çocuklar vardır. Bu okullar dinsel eğitim veren medreselerdir. Bu medreselerde okuyan arkadaşlarından okuma yazma öğrenmeye, fırsat buldukça, el işinden kaçıp onlara katılmaya başlar. Okuma tutkusuyla bütünüyle kaçmasını engellemek için okumasına izin verirler. Medresede eğitim alır. Medereseden aldığı belgeyle cami imamı olur. Köy köy dolaşarak yaptığı imamlık ona çevresini, köylülerin yaşam tarzını daha iyi tanımasını, bilince çıkartmasını sağlar. Kendiliğinden bilinçtir biriktirip geliştirdiği. İnsan nasıl yaşarsa öyle düşünür diyalektik olarak. Cigerxwin’de yaşadığı gibi düşünmeye başlar. 1924 yılında yazmaya başlar. Şiirlerinin esin kaynağı yaşadıklarıdır.

Kamışlı’da Kürt Gençlik Derneği’ni kurdu. Bedirhan kardeşlerle ve Hawar ekolüyle tanışır. Celadet Ali ve Kamuran Bedirhan kardeşlerle 57 sayı yayınlanan Hawar dergisini çıkarmaya başlar. Bir çok şiiri bu dergide yayımlanır. Şiirleri çokça ses getirir. Hoybun örgütünde aktif olarak yer alır. Daha sonra bu örgütten de kopar.

1946 yılında Kamışlı’ya geçen Cegerxwîn burada aktif politikaya atıldı. Aynı yıl “Civata Azadî û Yekîtiya Kurd” (Özgürlük Meclisi ve Kürt Birliği) adlı siyasi yapılanmanın başına getirildi. Kendisi 1948 yılında Suriye Komünist Partisine üye oldu. Altı yıl sonra Suriye Parlamentosu’na girebilmek için bu partiden milletvekili adaylığını ilan etti. Ancak SKP içinde olmanın şartı Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkını savunmaması dayatılınca buna itiraz etti. Adeta kürtlerin hakkını savunması yasaktı partide. Bunu Cigerxwin “Hayat Hikayem” adlı kitabında “Ya bizi olduğumuz gibi kabul edin, ya da biz ayrı bir örgüt kuracağız, dedim. Kürt demokrat ve komünistlerinden yeni bir oluşum yaratacağız. Bu oluşumda Marksist Leninist klasikleri Kürtçe okutacağız. Aynı zamanda Kürt tarihini ve ulusal bilincini de işleyeceğiz. Bu nedenle sonradan birbirimize kötü olmayalım. Kürtlerin içinde marksist öğreti çokça öğrenildiğinden, Sovyet sempatisi geliştirilebilirdi. Suriye Komünist Partisi’nin (SKP) içinde, Irak’ta olduğu gibi bir Kürdistan Seksiyonu oluşturulmalı, bu Seksiyon komünistlere bağlı olarak çalışmalı. Benim bu önerime çok tepkiler geldi.” diye anlatır örgütlü yaşam hikayesini. (Hayat Hikayem, syf. 311)

1957’de Suriye Komünist Partisi’nden ayrılarak daha önce kurmuş olduğu “Azadî” (Özgürlük) örgütündeki kişilerle birlikte Suriye Kürt Demokrasi Partisi’ni kurdu. Örgütlü, partili bir ozan, şair, yazar ve araştırmacıdır Cigerxwin. “Hem partili, hem de partizan ol, /Bil ki, yücenin yücesi tek yol” der. (Kine Em? Pele Sor Yayınları. Syf.295) Örgütlenme ve mücadele perspektifi konusunda; „Kürt parti ve dernekleri ile humanist, demokrat ve ilerici Türk, Arap ve Acem örgütlerinin birlikte gericiliğe ve zulme karşı birleşmesi, el ele vermesi tek dileğimizdir. Hepimizin kendi özgür ve bağımsız ülkelerimizi kurcağımız gün yakındır. Bu o özgür ülkelerde, hep birlikte yaşayacağız.” der (Hayat Hikayem, syf. 405) . 1963 yılında siyasi düşüncelerinden ötürü Şam’da tutuklandı.

1969 yılında Kuzey Irak’a giderek orada bulunan Mustafa Barzani önderliğindeki Kürt ayaklanmasına destek verdi. 1973’te ise Lübnan’a geçerek şiir derlemeleri olan “Kîne Em?” (Biz kimiz?)’i yayımladı. 1976 yılında gizlice Suriye’ye giderek üç yıl boyunca İsveç’e kaçış planını hazırladı. Stockholm’e geldiğinde 76 yaşına giren Cigerxwîn burada diğer eserlerini yayımlamaya başladı. 22 Ekim 1984 yılında 81 yaşında Stockholm’da hayatını kaybeden şairin cenazesi daha sonra Kamışlı’ya defnedildi.

Lise ikinci sınıftaydık. Şiirlerini ilk okuduğum Kürt Şairdi Cigerxwin. Sıra arkadaşım Urfalı Mehmet armağan etti “Lenin Şafağı” adlı ilk Türkçeye çevrilmiş şiir kitabını. Bende ona Nazım Hikmet’in şiir kitabını armağan etmiştim. Birbirimize şiirler okurduk arkadaşımla okul sıramızda. O bana kendi dilinde Kürtçe şiir okurdu, ben ona Türkçe. Dillerimiz kardeşti. Ben onu Türkçe severdim bilirdi, o beni Kürtçe severdi bilirdim. Her iki şair de kendi dillerinde en güzel şiirleri yazmışlar. İşçi sınıfı, ezilenler için, kısacası emekçi insanlık için aydınlık günlere, mutlu günlere, güzel günlere umutla, inançla yazmışlar şiirlerini. Cigerxwin şiirlerinde başta Kürt işçisi, emekçisi, köylüsü, ırgatlarının yaşamını duru bir su gibi akıtır. Okuyan her işçi, köylü, emekçi, ırgat kendini bulur, kendi hayat hikayesini ve neden, niçin, nasıl mücadele etmesini öğrenir. Antepli Muharrem Usta’nın anılarını yazıyorum. Cigerxwin’in şiirlerinde Muharrem Usta’yı görüyor buluyorum adeta.

İşte o gün bu gündür severek okurum Cigerxwin’in dilime çevrilmiş şiirlerini.

Sevgili şair arkadaşım Nevin Koçoğlu’nun Cigerxwin’den paylaştığı şu dizeler ne kadar anlamlı değil mi? “Şeyhin elini öpmeyin

Mukaddes değil elleri

Bilin ki taç da kudret de

Emeğidir çıplak elin”.

Antep’te Hammal Husso adlı bir arkadaşımız vardı o yıllar. Yani 70’li yılların sonları. İyi saz çalar, güzel söylerdi. Cigerxwin’in kendi dilinden “Bırna kıma Bırna kım, riya Lenin danıkım” şiirinin bestelenmiş türküsünü okur söylerdi. Severek dinlerdik, hala o türkü ara sıra aklıma gelir, düşer dilime. Hep kendime kahrederim, Kürtçeyi, bu güzel kardeş dili öğrenemedim, öğrenmedim, Cigerxwin’i de kendi dilinden okuyamadım diye. “Bizim adımızı taşır yurdumuz, / Bizse içinde yurtsuzuz” der bir şiirinde Kürdün halini tanımlarken.

Cigerxwin Marks Engels’i sever, savunur. İşçilerin emekçilerinde sevmesini, savunmasını ister. Onları önderi olarak görür. “Haval Robson” şiirinde:

“Ey Robson yoldaş!
Benimle senin derdin dertlerin en ağırı,
Egemenlik başlayalı dünyada
Kimi insanlar derebeyi, hanedan oldular,
Kimisi de yoksul, perişan, boyundurukta.
Marks ile Engels dertlerimize derman oldu,
İki bilge insan işçi sınıfına önder oldu.
Onlar ki ölümsüzdürler, bize yol gösterdiler,
Onların yolunda kavga verilince uyandı işçiler.” der.

Marks’ı Engels’i sevdiği kadar Lenin ve Stalin’i de sever, savunur. Ekim devrimini savunur. Yine aynı şiirinde:

„Gün doğdu… Gün doğdu,
Doğu boyunduruktan kurtuldu,
Kızıl güneş, sarı güneş
Çıktı yola Moskova’dan,
Serpti ışığını Balkanlara,
Almanya’dan uzandı ta Çin’e,
Büyük Çin, güzel güçlü Çin
Şavkını vurdu doğunun Hindine
Dağıldı, yayıldı dünyanın tümüne.

Ey Robson yoldaş!
Uyandı köylüler, işçiler, emekçiler,
El ele tutuşup kalktılar tüm ezilenler.
Tanklarıyla, toplarıyla gidiyorlar savaşa,
Yükseldi sesleri, her yerden haykırıyorlar,
Onlar eşitlik, barış, özgürlük istiyorlar.
Onlar artık kaçmıyor, kaçmayacaklar!…
Şimdi artık düşman kaçıyor, korkudan ölecekler!
Zenciler, beyazlar ve dünyada ezilenler
Oldular arkadaş, oldular candan yoldaş.” diye yazarken bir başka şiirinde;

“Güç bela yetiştik / İşçilerin köylülerin safına, / Tutsaklık Perdesi’nin yırtılması için / Yolu göstermiştir Ekim Devrimi, / Körleri göz nuruna kavuşturmuş, sağır kulakları açmıştır!” diye tanımlar Ekim devrimini.

Savaşsız sömürüsüz, sınırların ve sınıfların olmadığı bir dünya için mücadele eder, özlemini dillendirir şiirinde:

„Ey Robson yoldaş!
Buyrun gidelim, serbestçe dolaşalım,
Birlikte okuyup, birlikte görelim, soralım,
Zorbaların olmadığı bir dünyada kimden korkulsun?
Sınırlar kalkınca ne edelim pasaportu!
Kız, kızan, gönülleri hoş birer ozan!
Buradan kahvaltı edelim bal ile,
Moskova’da öğle, Çin’de ikindi yemeğiyle;
New York’ta akşam, Londra’da geceyle.
Siyah derililer ile beyaz derililer kirve olalım,
Beraber kanatlanalım uçalım Merih gezegenine
Şirin ve Zeliha ile el ele tutuşalım.
Yanağında bir öpücükle seni emzirsin,
Bağrındaki susuzluğu senden gidersin!…
Söyle aziz dost söyle, şarkı söyle,
Herkes güzel sesini dinlesin,
Dinlesin de kendinden geçsin…
Ey arkadaş söyle, aziz dost,
Sazlı sözlü coşkuyla söyle.
Kahrolsun kölecilik,
Yıkılsın zorbalık!
Yaşasın özgürlük!
Yaşasın bağımsızlık!…

Ey Robson yoldaş!
Bu güzel dünya yeter hepimize,

….

Birlikte bilgili hep beraber bilinçli,
Uçuralım barış güvercinini, yücelsin,
Yelpaze gibi kanatlarıyla bizi serinletsin.
Birlikte paylaştıralım sevgiyi, yaşamı,
Ah Cigerxwîn,
Bahsettiğin dünya
Çok güzel bir dünya!…” der.

İkinci Dünya savaşı yıllarında Cigerxwîn 1943 yılında Rohani dergisinde kaleme aldığı Kızıl Ordu’yu desteklediği şiirinde şu dizeleri yazdı;

“Ey Kürt bil ki, dünya demu devrandır,

Özgürlük ve serbestlik kavgayla kazanılır,

Gerdanındaki zinciri kır, artık çık meydana,

Korkma büyük destekçin Kızıl Ordu’dur.”

Kimi Türkiye Sol hareketinin ve aydın.yazarlarında olduğu gibi Kürt Sol ve Ulusal hareketlerinin de, Kürt aydın. Yazar ve şairlerinde de yalan yanlış bilgiler, gerçek dışı varsayımlarla güçlü bir Stalin karşıtlığı, Stalin sevmezliği var. Ancak Kürt dili, edebiyatı, tarihi ve şiirine büyük emek vermiş, Kürt olduğu kadar enternasyonal bilinci ve kişiliği olan Cigerxwin Marks, Engels ve Lenin’i sevdiği, savunduğu kadar Stalin’i sever, savunur. Stalin’in ardından ona atfen şiirler yazar. İşte o şiirlerinden biri:

Stalin’în Yetmişinci Yaş Şenliği

Ey büyük Stalin, çok yaşasın ilkelerin
Kutlu, şen, diri olsun yetmiş yaşın senin

Marks ve Lenin’in yolunu tuttun boyuna
Kürt ve Dünya işçileri askerlerin senin

Kapitalistlerin bombaları kalpten zerre sökemez
Fikir, mal ve canın tamamı hep mülkün malın senin

İşçi ve ırgat işte elde orak, çapa
Hepsi bu yolda kılıç ve kalkının senin

Ezilen çiftçi Kürtler benim gibi inler
Yüz yıl yaşa, iyi olsun her yaşın senin“ diye seslenir.

Kürt olduğu kadar dünyalıdır Cigerxwin. Neruda, Lorca, Aragon, Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Mayakoviski, Berthold Brecht gibi dünyalıdır. Dar ulusalcı çitleri yoktur.

Devrimci, Lenin ve Stalin’i Marks Engels kadar seven şairi Anısına saygıyla selamlıyorum.

Not: Cigerxwin’in ESERLERİ
Şiirleri

Diwan Dîwana yekem: Prîsk û Pêtî, 1945 Şam.
Diwan Dîwana diwem: Sewra Azadî, 1954 Şam.
Diwan Dîwana siyem: Kîme Ez? , 1973 Beyrut.
Diwan Dîwana çarem: Ronak, Roja Nû Yayınevi, 1980 Stockholm.
Diwan Dîwana pêncem: Zend-Avista, Roja Nû Yayınevi, 1981 Stockholm.
Diwan Dîwana şeşem: Şefeq, Roja Nû Yayınevi, 1982 Stockholm.
Diwan Dîwana heftem: Hêvî, Roja Nû Yayınevi, 1983 Stockholm.
Diwan Dîwana heyştem: Aşîtî, Avesta Yayınevi, 2003 İstanbul.
Diwan Dîwana nehem: Salar û Mîdya, Avesta Yayınevi, 2003 İstanbul.
Diwan Dîwana dehem: Şerefnama Menzûm, Avesta Yayınevi, 2003 İstanbul.

Öykü
Reşoyê Darê, Lîs Yayınevi, 2008 Diyarbakır.
Cim û Gulperî, Lîs Yayınevi, 2008 Diyarbakır.

Dil ve Kültür Hakkındaki Eserleri
Destûra Zimanê kurdî (Kürt dil bilgisi), 1961 Bağdat.
Ferheng, perçê yekem (Sözlük, 1. Bölüm), 1962 Bağdat.
Ferheng, perçê diwem (Sözlük, 2. Bölüm), 1962 Bağdat.
Folklora Kurdî (Kürt Folkloru), Roja Nû Yayınevi, 1988 Stockholm.

Tarih İle İlgili Eseri
Tarîxa Kurdistan (Kürdistan tarihi) (bu eseri ölümünden sonra yayımlanmıştır), 3 ciltli, 1985-1987, Stockholm.

Türkçeye Çevrilmiş Eserleri
Lenin Şafağı, Kaynak Yayınları, İstanbul.
Hayat Öyküm, Evrensel Basım Yayın, İstanbul.


Simurg-News – 23.10.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑