..." /> Mata işçisi yazdı: Irkçılık, linç, yağma değil; sınıf kardeşliği

İşçi Sınıfı

Published on Ağustos 19th, 2021

0

Mata işçisi yazdı: Irkçılık, linç, yağma değil; sınıf kardeşliği


“Bugün göçmen işçilere dayatılan çalışma koşullarını görmezden gelmek, yarın aynı koşullarda çalışmayı kabul etmek anlamına geliyor.”


Mata Otomotiv işçisi
İstanbul

“Bunlar’ yüzünden işsizlik artıyor, askerlerimiz savaşırken ‘bunlar’ ülkemizde nargile keyfi yapıyor, eşimizi kızımızı ‘bunlar’ taciz ediyor, ‘bunlar’ ülkemizin yaşam tarzına uyum sağlayamıyorlar, ‘bunlar’ devletten maaş alıp güllük gülistanlık içinde yaşıyorlar.”

Bu cümleleri duyunca insanların kimlerden bahsettiğini anlamak zor olmuyor. Memlekette kulaktan kulağa yayılan rivayetler, dedikodular, kendi ülkelerinden göçüp Türkiye’ye gelmek zorunda kalan mülteciler için sıkça ezberlenmiş cümleler.

“Fabrikalarda atölyelerde çalışan işçiler, Türkiye’ye göçüp ve yaşamlarını devam ettirmek için çalışmaları gereken mültecilere nasıl yaklaşıyorlar” diye baktığımızda, yukarıda yer alan söylemlerden pek de farkı olmayan yaklaşım çıkıyor karşımıza.

Bu söylemlere ek olarak “Bunlar’ ucuza çalışıyor diye patronların önceliği oluyorlar, ‘bunlar’ yüzünden iş bulamıyoruz” gibi sözler de karşımıza çıkıyor.

Geçtiğimiz günlerde Ankara Altındağ’daki saldırılar, tüm bu söylemlerin bir sonucu olarak görülüyor. Hem iktidarın ırkçı-şoven politikaları hem de muhalefetin başta Suriyeli göçmenlere karşı geliştirdiği söylemler olası göçmen karşıtlığını körükleyerek devam edecek gibi duruyor.

KİM DAHA UCUZA ÇALIŞMAK İSTER?

Peki göçmenler bizi gerçekten işsiz mi bırakıyor? Hangi insan bir işi daha ucuza çalışarak yapmayı tercih eder? Hangi işçi sigortasız, güvencesiz, ikinci sınıf vatandaş olarak görülüp en ağır işleri yaptığı fabrikada ya da atölyede çalışmak ister? Cevabını geçtiğimiz günlerde Erdoğan’ın Danışmanı Yasin Aktay “Çok önemli bazı yerlerden Suriyelileri bir çekin, Suriyeliler bir gitsin ülke ekonomisi çöker” diye vermişti. Hemen arkasından AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Şimdi bazı şehirlerde sanayiyi onlar ayakta tutuyorlar. Gaziantep sanayisine gidin yüz binlerce insan en ağır ve en zor işlerde çalışıyorlar” açıklamasıyla göçmen işçileri patronların neden tercih ettiğini açıklamıştı.

İşsizliğin artmasının sebebi göçmenler değil, onları sömürülmeye hazır, ucuz iş gücü görerek güvencesiz, insanlık dışı çalışma koşullarına mahkum bırakmayı tercih edenlerdir. Orta Çağ zihniyetiyle hareket edip insanı köle gibi sömürmeyi planlayıp, daha fazla kâr elde etmek isteyen patronlar ve bu çağ dışı sömürüyü görmezden gelip aksine kayıt dışı çalışmayı destekleyen Erdoğan iktidarıdır. Bu koşullarda çalışan göçmen işçiler biz işçilerin hedefi değil, aksine sınıf kardeşleri olur. Bugün göçmen işçilere dayatılan çalışma koşullarını görmezden gelmek, yarın aynı koşullarda çalışmayı kabul etmek anlamına geliyor. Eğer bir şeye itiraz edeceksek, göçmen işçileri sigortasız, güvencesiz, asgari ücretin altında çalışmayı ‘tercih’ eden patronlara ve onları destekleyenlere itiraz edip, göçmen işçilerle birlikte mücadele etmenin yol ve yöntemlerini aramalıyız.

MÜLTECİ İŞÇİLER SENDİKALI DA OLABİLMELİ

Kadın cinayetlerinin, tacizin ve tecavüzün katlanarak artmasının sebebini göçmenlere bağlamak, suçluyu inatla görmemek anlamına geliyor. Eğer bir suçlu arayacaksak bunu İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidarda aramalıyız. Tacizin ve kadın cinayetlerinin bu denli artmasının kaynağını, mahkemelerde inatla nasıl iyi hal indirimi veririm diye düşünen yargıda ve bu düşüncenin mimarı olan AKP’de aramalıyız. Ya da asker ölümlerine karşı bir söz söyleyeceksek, muhatabımız Ortadoğu’da hesapları olanlar olmalıdır. Her geçen gün çaresizlikten politikasını savaşa ve bununla beraber ırkçı-şoven söylemlere bağlayan Erdoğan, hem memleketi hem de bu ülkenin gençlerini kendi çıkarı için bataklığa sürüklüyor.

Elbette bu sorun sadece Erdoğan ve AKP politikalarıyla açıklanamaz. Ortadoğu bataklığının insanları ne denli çaresiz bıraktığını Afganistan Kabil Havaalanında tekrar gördük. Başta ABD olmak üzere emperyalist işgal politikaları halkları cihatçı gruplarla baş başa bırakıyor. Hem ülkemizde yaşayan göçmenlerle hem de Ortadoğu halklarıyla dayanışmayı büyütmek zorunluluğuyla karşı karşıyayız. Sadece biz işçiler değil, örgütlü olduğumuz sendikaları da açıklama yapmaktan öte, göçmen işçilerin sendikalarda örgütlenebileceği bir çalışma için adım attırmamız gerekiyor. (Evrensel)

Tags: , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑