Yazarlar

Published on Mayıs 27th, 2020

0

Mazlum olanın yaşadıkları – Ali Çarman

Katledilen Zeynep Şenpınar’ın annesinin iki dilde yakmış olduğu ağıtlar bizlere her şeyi anlatıyor...


Bir bayram günü gazeteler sayfalarında küçük puntolarla kara bir haber daha verdiler. Ömrünün en nazlı yıllarındaki gencecik bir kadın bir alçak tarafında katledildi. Zeynep Şenpınar, Pazarcık bölgesinin Kürt ve Alevi köylerinden Dehliz’de hayata merhaba demiş. Köy hayatını bilenler bilir temiz hava soluyup temiz insanların anlatımlarına kulak kabartıyorsun. Lakin, insan demek hele bir de genç isen ha bıre nice nice hayaller kuruyorsun. Ve bu hayallerin gerçekleşmesi için her şeyi göze alarak, bilmediğin, tanımadığın yurtlarda yaşam kavgasına giriyorsun.

Zeynep Şenpınar, geleceğini en güzel meslekler arasında yer alan öğretmenlikte aramış. Üstelik insan ilişkilerini ve hayatını doğrudan ilgilendiren Sosyal Bilimler dalını seçmiş. Kıt-kanat, ailesinin yardımları ve kendi çabasıyla okulunu bitirir. Ve devletten, hükümetten öğretmenlik hakkının verilmesini bekler. Sistem, partizanlık, kayırganlık, milliyetçilik ve mezhepçilik üzerinden işletilmektedir. Eğer ki; Kürt ve Alevi isen atama sırasının sana gelme ihtimali en son olur!

Katil üreten sistem

Birçok canlı misali insan da yalnız yaşamaz. Zorlukları ve güzellikleri paylaşmak için bir hayatdaş arar. Safsın, temizsin en önemlisi de gencecik bir kadınsın. Kalbinin sesine kulak verirsin.. ve çoğu zaman hayat adeta sana zehir olmaya başlar. Bu kez kurtulmak, özgür olmak, kendi geleceğini kendin belirlemek istersin!

Gücünü kapitalist sömürü ilişkilerinden alan erkek egemen anlayışı bir ejderha gibi karşına dikilir. İnsanı insanlıktan çıkaran bu sömürgen sistem devam ettikçe daha çok cinayetlere tanıklık edeceğiz.

Kürtçe-Türkçe birbirine karışan ağıtlar

Mazlum olanın yaşadıklarını anlatmaya sayfalar yetmez.. Kadın mazlumdur. Bu mazlumiyet zavallılıktan gelen bir mazlumluk değil. Tam aksine yüreğin insan sevgisi ve insana güven ile dolup taştığı bir mazlumluk. İnsanlık için bir felaket olan bu koronalı günlerde Zeynep Şenpınar için Pazarcığın Dehliz köyünde düzenlenen cenaze merasimi sırasında yaşananlar bir kez daha bizlere kadın cinayetleri karşısında susmayı, yada “Allah’ından bulsunlar”denmesinin kabul edilmeyeceğini gösterdi. Dahası böylesi bir tutum ve beklenti yeni cinayetlere kapı aralar.

Bizim yöremiz Pazarcık ve çevresinde gençler için yakılan ağıtlara dayanmak gerçekten çok çok zor. Karalara bürünmüş olan Zeynep’in annesi evladının toprağa verilişi esnasında ciğeri patlarcasına Kürtçe-Türkçe “katil katil katil ciğerparemden ne istedin, beni öldürseydin” diye feryad figan ederek bütün insanlığa artık yeter mesajı vermekte.

Zeynep Şenpınar’ı unutmamak ve kadın cinayetlerinin sonlanması için…

Dünyadaki bütün güzelliklerde erkeklerden daha çok payı olan kadınlar hala göz yaşı dökmeye devam etmekteler. Katledilen her kadın için insanlar, ciğeri patlarcasına artık yeter, artık yeter diye haykırmakta..

Lakin, böylesi bir durumda dahi hayvani histerikler de çıkmıyor değil!. Ve ne yazık ki gün bunların, devran bunların devranı hisleri başımızda dolanıp duruyor. Bir alçağın bıçak darbeleriyle can veren Zeynep Şenpınar’ın o duru sesinden dinlediğimiz ‘’taş duvarlar sıkar beni, hey gönlüm dağlarda’’ dizeleri içimizi kan ağlatır.

Kadın cinayetlerinin son bulması için, sorumluların en ağır cezalara tabii tutulması için ve gerçek manada özgürlüklerin egemen olduğu bir dünya için birleşip-örgütlenip-mücadele etmeliyiz. Annenin iki dilde yakmış olduğu ağıtlar bizlere bunu söylüyor…


Ali Çarman – 27.05.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑