..." /> Mektuplar & Rüyalar: Canı yanan herkes omuz omuza | Naim Kandemir

Makaleler

Published on Mayıs 1st, 2021

0

Mektuplar & Rüyalar: Canı yanan herkes omuz omuza | Naim Kandemir


Cengiz!

Sana anlatacaklarım var. Genç bir iş adamı arkadaşım kendi sektöründe kısa sürede başarılı oldu ve halen işini sürdürüyor. Dünyalarımız farklı ama yazıp-çizdiklerimi okur. Nadiren de olsa “Abi, n’olacak bu işler?” diye memleket ahvalini sorar. Yine bu soruyu sorunca anladım ki onun da işlerinde ya bir tıkanma var ya da ne olacağına dair ilerisini göremiyor.

Başladım kendi bildiğimce ve üslubumla anlatmaya:

Teorik laflara gerek yok. Hayattan basitçe örneklerle anlatayım. Bir insan düşün: işini becereksizliğinden dolayı kaybetmek üzere veya veznedar ama kasadan götürmüş ve müfettişler basıp her an zimmet suçuyla hapsi boylatacak korkusu var. Yahut da evli ama sürekli metresleriyle evliliğini bir arada yürütmeye çalışıyor veya işveli bir kadın mahallede herkese işmar ediyor… İşte, bu ve benzer ruh halinde olan insanların ne zaman ne yapacağını kestirmek zordur. Kendini kurtarmak için her tür melanete çözüm diye sarılabilir. Bunun sonucunda da hem kendini, hem yakınındakileri perişan eder.

İşte memleket de bu haldeki insanlar gibidir; benzer durumlarda ne olacağını bilememek, bir adım ötesini görememek doğal sonuçtur. Argoda bu durumdakilerin ne yapabileceklerine kısaca: Şaşıran ördek kıçtan dalar! derler.

***

Peki, tepedeki durum buyken, yönetilenler ne durumda dersen, onu da bu haftaki bir gözlemimle anlatayım:

Yurtdışında akademisyen olan biri Türkiye’ye bu kezki gelişinden sonra yurtdışındaki görev yerine dönerken sosyal medya hesabından takipçilerine bir iç dökümü yapmış ve sorusuna takipçilerinin yanıtlarını yazmalarını rica etmiş. Bu akademisyen popüler biri ve on binlerce takipçisi var sosyal medyada. Mealen takipçilerine dediği şu: Memlekete bu kezki gelişimde gençlerle, akrabalarla, arkadaşlarımla, esnaflarla, ebeveynlerle… yaptığım konuşmalarda, hepsi söz birliği etmişçesine, ülkede umutsuzluk ve mutsuzluğun tavan yaptığını, hatta arkadaşlarımın, “Git hayatını yaşa! “ dediğini, anlatıp takipçilerine: “Gerçekten ülkenin durumu böyle mi?” diye soruyor.

Bu sorunun ilk bir saat içindeki beş yüzü aşkın yanıtını tek tek okudum. Şimdi bu okuduğum yanıtları nasıl değerlendirdiğimi sana anlatayım, sen de soruna cevabı buradan çıkar.

Sosyal medyada cevap verenlerin hemen hepsi eğitimli kişiler; beyaz yakalı ve çoğu eğitimci bir grup ve yarıdan fazlasının da çocuğu var. Genel olarak ortalama profil bu. Yanıtlarda gördüğüm ortak karakteristik şöyle:

1-Yanıtlayanlar kelimeleri öyle titiz seçip, cümlelerini öyle güzel marine etmişler ki; bir yanıyla bravo! diyorum, hani baskı koşullarında Ezop Dili’ni öğrenmiş halkım, diye. Öte yandan da böylece ülkedeki korkunun, baskının şiddetini de ölçebiliyorum.

2-Soruyu yanıtlayanların çoğu çocukları için endişelerini ve tedirginliklerini dile getirseler de, Fransız işgal kuvvetlerinin Urfa’da isot tarlalarına girmeden Urfalıların harekete geçmedikleri gibi de, bir hal içinde olduklarını anlıyorum. Bu noktada; söylediklerinin mi, gördüğümün mü doğru olduğuna sen karar ver.

3-Soruyu yanıtlayanlar söz birliği etmişçesine-üçü beşi hariç- ülkedeki umutsuzluğu, mutsuzluğu uzaydan ülkenin üstüne düşmüş bir göktaşı gibi tarif ediyorlar! İnsanın bilmediğini öğrenerek cahilliğini aşması anlaşılabilir de bildiğini söyleyememesi akla ziyan.

Ha şimdi tepede ve tabanda hal bu iken ne olur, dersen… Yanıtımı uzatmayacağım: İhale yine halk çocuklarına kalacak! Niye? Çünkü onların özgürlüklerinden ve onurlarından başka kaybedecek daha kıymetli şeyleri yok. Zaten onlar; 15-16 Haziran’da, Kızıldere’de, Zonguldak Büyük Madenci Yürüyüşü’nde ve Gezi İsyanı’nda bunu gördüler, bunu yaşadılar.

Bu adil mi? Değil! Sınıfların karakterleri icabıdır, der bitirebilirim de şu soruyu sosyal medya yanıtçılarına sormak istiyorum:

-Ya halk çocukları bu kez derlerse ki;

Siz önden buyurun!

Yanar mı o zaman gülüm keten helva?

O halde yol belli:

Canı yanan herkes omuz omuza!


Naim Kandemir – 30 Nisan 2021

Tags: ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑