Yazarlar

Published on Kasım 20th, 2020

0

Çivi çiviyi söker, deli deliyi kovar! – Naim Kandemir


Yönetimde hep kerli ferli diktatörler var ama yönettikleri ülke berbat, halk açlığın kapısına gelmiş dayanmış. Tabii sistem gereği bu ülkede seçim de yapılıyor ve yıllardır nasıl oluyorsa açlıkla boğuşma noktasına gelen halk hep bu Konseyi seçmiş...

Mektuplar&Rüyalar-24: ÇİVİ ÇİVİYİ SÖKER, DELİ DELİYİ KOVAR!Naim Kandemir

Yaşar Altürk’e

***

Cengiz, bu corona günlerinde psikolojimiz de bozuluyor sanki. Rüyalarım bile tuhaflaştı. Kendi rüyalarımdan korkar oldum. Biraz okumaya ara versek mi? Şöyle bayır çayır temiz hava iyi gelir mi? Bu okumalar rüyalarımıza sızıyor Cengiz. Dün geceki rüyamı anlatayım sana, sonra konuşuruz.

***

Bir ülkedeyiz ama tam nerede olduğumuzu kestiremiyorum. Yönetim şekli de bir garip, Siyasal’da okuduğumuz Çağdaş Devlet Düzenleri’ne benzemiyor.

Ülkeyi yöneten kadroya bakıyorum, hepsini okumalarımdan tanıyorum. Hiçbiriyle şahsen tanışmadım, umarım tanışmam da.

Ülkeyi Konsey şeklinde yönetiyorlar. Devlet Başkanı: Caligula. Biliyorsun Caligula en eski diktatörlerden. İçlerinde en tecrübelisi o sanırım. Yanına yardımcı olarak Sezar’ı almış. Sezar, biliyorsun öyle böyle ama sonuçta adamda savaş dehası var.

Şimdi de Konsey üyelerini sayayım:

14. Erik diye bir adam var. Ben bunu eski İsveç Kralı olarak biliyorum. Bunda sürekli tahtının ele geçirileceği paranoyası vardı.

Bizden de 1. Mustafa var Konseyde. Hatırlarsın, sürekli öldürülme paranoyası içindeydi.

Diğer bir Konsey üyesi ise Avusturya İmparatorlarından 1. Ferdinand. O da epilepsili.

Bizans Kralı 2. Justin de Konsey’de. Bu da tuhaf biri. Hizmetçilerini ısırıyormuş. Bir de krizi gelince sakinleştirmek için kendisini büyük oyuncak bir kale içerisine koyup gerçek kalesinin etrafında gezdirirlermiş. Yine tutarsa krizi, belki yine bir kale bulunur oralarda.

Yine bizden Konseyde Deli İbrahim var. Biliyorsun İbrahim balıklarını altın sikkelerle beslerdi.

İdi Amin de var Konseyde. Bizim ilk gençlik yıllarımızda çok meşhurdu. Bir gazeteciye sorusu üzerine: “İnsan eti yemiyorum, bana tuzlu geliyor,” demişti. Bir de cinsel gücü artırıyor diye günde kırk portakal yermiş. Yine de iyi tabii, kudret narından ucuz portakal nasılsa.

Devlet Başkanına bağlı olarak da İstihbarat Kurumu’nun başına; Meksika’daki suç örgütü Sinaloa Karteli’nin infaz birimi ve suikast ekibinin başında, şuh bir kadın vardı, adı Claudio Ochoa Felix’ti hatırlarsın; işte onu getirmişler. Kafam iyice karıştı Cengiz.

Konseyin bir de sözcüsü var. Bu adamı bir yerden gözüm ısırıyor ama tam çıkaramadım. Belki sen hatırlarsın söyleyince. Hani eşini pusu kurdurup kalleşçe öldürtmüştü ya, ünlü bir mafya lideriymiş zamanında. Dünyadaki mafya liderleri arasında böyle yapan biri var mı bilmiyorum. İnsan olan eşini öldürtür mü Cengiz?

Yönetime bakınca denilebilir ki hepsi eski ünlü diktatörler. Bir araya nasıl gelmişlerse gelmişler. Rüya zaten… Rüyam bitmedi henüz. Yönetimde hep kerli ferli diktatörler var ama yönettikleri ülke berbat, halk açlığın kapısına gelmiş dayanmış. Tabii sistem gereği bu ülkede seçim de yapılıyor ve yıllardır nasıl oluyorsa açlıkla boğuşma noktasına gelen halk hep bu Konseyi seçmiş.

***

Yalnız rüyanın bir yerinde halk kitleler halinde koşuyordu. Koşarken de bağırıyordu hep bir ağızdan: Petro kurtar bizi! diye. Ben de katıldım kalabalığa. Yaklaştıkça tanıdım. Petro dedikleri, bizim Emin Oktay’ın tarih kitaplarından Deli Petro olarak tanıdığımız Petro. Bizimkiler kendi delilerini görmeyip elin adamına Deli demişler. Adamın yaptıklarına akılları ermeyince yaftayı yapıştırmışlar. Bilirsin Petro’nun yaptıklarını. Say say bitmez. Adam reformist. Petersburg’u yaratmış…

Rüyamda halk ona Deli Petro diyor ama peşinden de koşuyor. Sebebi basit: Çivi çiviyi söker, deli deliyi kovar! diyorlar. İlk seçimlerde onun kurduğu partiyle Konseyi devireceklerine inanıyor halk. Partinin amblemini de gördüm bayrakların üzerinde: bir değnek, bildiğin değnek Cengiz. Bu değneği bir kadın bir erkek eli birlikte tutup yukarı kaldırmışlar. Kime vuracaklarsa… Bizim 1. Mustafa’ya, İbrahim’e bak, bir de Petro’ya bak. Elâlemin delisi bile kaliteli. Allah sonumuzu hayretsin Cengiz.

Petro’nun yanında bir de Ma Baker(Fırıncı Ana) dedikleri bir kadın var. Çok sert bakıyor. Gençliğimizde Boney M müzik grubu onunla ilgili bir şarkı yapmıştı ya, ne çok dinlemiştik. İşte, o kadın da Petro’nun yanında ve eli silahlı diyor ki: O Konsey sözcüsünü bana bırakın! Savunmasız bir kadını öldürtmek erkekliğe sığar mı?” Kadın, Chicago’da gangsterlik yapmış. Biraz tuhaf geldi bana ama olsun be Cengiz; dinsizin hakkından imansız gelir!

***

Rüyam böyle işte Cengiz. Okumalara biraz ara verip kıra çayıra çıksak iyi olacak. Rüyalarım bile hayra alamet değil Cengiz.


Naim Kandemir – 20 Kasım 2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑