Makaleler

Published on Haziran 10th, 2021

0

Mektuplar & Rüyalar: Herkes sıfatını seçmekte özgürdür | Naim Kandemir


Video savaşlarında Peker, iktidara karşı önde ve toplumun sessiz desteğini almış ve moral üstünlüğü de ele geçirmiş görünüyor…

Cengiz, gündem yine aynı.

Video günlerinde duyar olduk: Sol mafya niye yok? Devletle, devletteki görevlilerle irtibat halinde olmadan ve onlarla gayrimeşru işleri birlikte fırına vermeden mafya olmak mümkün değildir. Öyle olunca da sol mafya nasıl olsun?

Peker, Ergenekon’dan yargılanmış ve hapis yatmış. İçeriden çıktığında görmüş ki suyun başını, sandığı fethetmiş olan siyasal İslamcılar tutmuş. Devlet görevlileriyle birlikte iş tutmadan mafyatik işlerde başarılı olma şansı olamayacağını bildiğinden, yüzde yüz iktidardakilerin ideolojisine sahip olmasa da pragmatik olarak onlarla aynı takım içinde yer almış.

Böyle bir organizasyona girmenin farklı nedenleri olabilir. Öne çıkan, ilk başlarda belli bir oranda zenginlik sahibi olup gücünü pekiştirmek… Bunu yaparken de sosyal birtakım faaliyetler içine de girip ruhsal bir haz da alınmış olabilir. Çeşitli nedenlerle yapılan yardımlar gibi.

Fakat hayat akıyor. İktidar, avane eskitmekte ve harcamakta mahir. Liberaller, Kürt Hareketi, Fetöcüler… Suyu sıkılan limon gibi, iktidar posalarını zamanı gelince atıyor partnerlerinin.

Bu şutlanmalarda, liberallerin ve Kürtlerin kendisine fazla zarar verdiklerini söylemek zor. Fetöcüler, kendi kazdıkları kuyuya düşürüldükleri için, toplamda iktidarın ekmeğine yağ sürmüş oldular.

***

Son olarak da Sedat Peker vakasını izliyoruz toplumca. Bu meyanda bir kâr-zarar hesabı yapsak: Vitrinde görünen tek adam, bir tripod ve bir kamerayla 2 Mayıs’tan beri sallıyor iktidarı. Gerçi iktidar pek duyarlı değil, aldırmıyor gibi davranmaya çalışsa da biliniyor ki iktidar bloku içinde palalar bileyleniyor karşılıklı.

Video savaşlarında Peker, iktidara karşı önde ve toplumun sessiz desteğini almış ve moral üstünlüğü de ele geçirmiş görünüyor.

Video ifşaatlarının pek çok nedeni sayılabilirse de asıl nedenin Çakıcı’nın özel olarak içeriden çıkarılmasıyla, iktidardaki blok takımının durduk yerde! oyuncu değiştirmesidir. Hatta, oyundan aldıkları oyuncunun adeta jübile yapmasını da ister gibidirler. Bu noktada Peker’in sorusu haksız da değil: Gencim, yorulmadım, verilen görevleri yaptım, niye oyundan çıkarılıyorum? Tabii, bu soruların yanıtlarını biz bilmesek de iktidarın başındaki ikili biliyordur. Ama bunlar mahrem konular, halkı da hiç ilgilendirmez! Bu, vefasızlıktır; adam verilen her görevi yapmış, maç satmamış… Zorunuz ne?

Kim olsa içerler bu keleğe! Oyundan çıkarılan oyuncunun ekonomik hesapları da vardır elbette. Ama o kadar geniş kitlenin tanıdığı birinde bu durum, ağır izzet-i nefs sorunu haline gelir. Ondan sonra yükselen tansiyonla, işin nereye varacağını kendisi de kestiremeyebilir.

Peker’in videolarından bir diğer anladığımız da öyle pek bilindik klasik milli mafya figürlerine benzemediğidir. Bir mürekkep yalamışlık hali var ve bundan kendisi memnun gözüküyor. Bu durum okumuş kesimde de şaşkınlığa yol açıyor zaman zaman. Eski bir arkadaşım aradı, dediği şu:

Bizim eski filanca şeften daha çok kitap okumuş!

Arkadaşın söylediği bu ama, maalesef de acı…

Videoların bir düşündürdüğü de: Peker’in sol kesimi karşısına almak istememesi. Bunun bir nedeni, zaten yeterince büyük bir cepheye karşı savaşıyor, bir de yeni cephe olmasın, diye düşünmüş olabilir.

Şunu da eklemeliyim bu hususta: Peker, Hanefi Avcı’nın deyimiyle 30 yıldır sağ-İslamcı kesimle birlikte iş tutmuş ve bu süre içinde bu cenahın ne melanetleri içinde barındırdığını elbette görmüş ve pratik zekasıyla da şunu kendine söylemiş olabilir:

Solcular bunların yanında melek kalır!

***

Bu ülkede kitlesel başkaldırı azdır. Ama halkın, kalbinde zalime başkaldıranlara karşı hep bir kredi açma, sempati duyma özelliği vardır. Bu topraklarda, tarlasına bir metre gireni çekip vuran çoktur da, ülkeyi, toplumu soyana karşı harekete geçmek epey yavaştan alınır. Bunda devletin ceberrutluğunun halk tarafından bilinmesi kadar, halkın garantici olmasının da payı büyüktür.

Bu video savaşlarının yönü ve şiddeti 14-16 Haziran’daki Biden’la yapılacak görüşmeden sonra netleşir. Ana karar vericinin davranış çizgisi dikkate alındığında görünen o ki; iş sürüncemede bırakılırken, bu arada tarafları yıpratma girişimlerini yoğunlaştırıp, buradan da kendisine en az zarar verilebilecek bir yol bulmak, olduğunu görebiliriz. Bu noktada, ilk ve terk edilemez kural: iktidarda kalmaktır. Bu uğurda herkes, her şey feda edilebilir. Bu görüldükten, bilindikten sonra, videolara ne şekilde devam edilir, edilir mi; buna karar verecek olan da Peker’dir.

***

Dünyada örneği var mıdır, bilmiyorum. Karanlık bir dünyadan gelip, kirli geçmişinden tamamen sıyrılıp, kendisi için yepyeni bir sayfa açan, yeni bir hayat kuran var mıdır? İnsan kendisi için böyle bir karar verse de o hayatı kurdurmaya pisliğin en tepesinde oturanlar izin verir mi?

İnsan hayatı; yaşandığı kadar, kişinin nasıl hatırlandığıyla da ilgilidir. Kimisi, maharetleriyle sıfırdan gelip Kârun olup gider bu dünyadan ve ele geçirdiği zenginliği ölümünden sonra itibarını korumaya yetmez ve o Kârun öldükten sonra gerçek kimliğiyle hatırlanır: Hırsız!

Kimisi de karanlık bir geçmişten gelir ve geç de olsa o bataklıktan kurtulmaya çalışmak isteyebilir; zalime ve soysuzlara baş kaldırır, teslim olmaz; emeline kavuşur ve bugün kalbi desteğini fiili desteğe dönüştürmeyen halk, o bu dünyadan göçüp gitse de zalime boyun eğmedi diye hatırlar. Bu iki hal de kişilerin tercihleriyle belirlenir. Kimi kendine hırsız dedirtir, kimi kendine boyun eğmedi dedirtir. Herkes kendine yakışan sıfatı seçmekte özgürdür.


Naim Kandemir – 9 Haziran 2021

Tags: ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑