Makaleler

Published on Nisan 5th, 2021

0

Mektuplar & Rüyalar: Rüyadan kâbusa – Naim Kandemir

Sevgili kardeşim!

Çok sık kullanırız: Herkes evinin önünü süpürsün… Lafı güzel de ülkenin ve toplumun getirildiği bu eşikte sorunu çözmüyor.

Muhalefetin yetersizliğinden bahsediyoruz ama öte yandan var olan muhalefette müthiş bir organizasyon eksikliği de var. Bir sünnet düğününde bile organizasyon şartken ve günümüzün moda işlerinden biri parti-organizasyon işletmeciliği olmuşken, muhalefetteki odaklar ayrı ayrı, birbirinden kopuk, sadece kendi kırmızı çizgileri ihlal edilince feveran ediyorlarsa, bu iş, iktidarın o tek tek feveran edenleri uhulet ve suhuletle ekarte etmesiyle sonuçlanır. Bunu da bilelim.

Birlikten kuvvet doğar, gibi yalın bir gerçek varken ve yıllarca bu söz halkın diline pelesenk olmuşken, muhalefetin öncü odakları yağmur durur, fırtına diner mi sanıyorlar?

Bu konuları dile getirince, birileri de çıkıp diyor ki; halk, tünelin ucunda ışığı göremiyor, o yüzden herkes çekinik… İş dönüyor yumurta-tavuk meselesine geliyor…

Bir araya gelip mücadele etmeden, bırakın tünelin ucundaki ışığı görmeyi, bunlar, inanın rüya görmemizi bile engellerler. Böyle giderse ancak kâbus görürüz.

Çöküşe doğru tahlil bombardımanından geçilmiyor. Her yazan kendi birikimine, algısına, üslubuna göre tespitler yapıp öngörülerde bulunuyor. Bunda bir sorun yok. Ne güzel, henüz insanlar marine edilmiş sözcüklerle kelime havuzuna düşmeden fikirlerini dile getirebiliyor!

Bakıyoruz; normal bir dış politika, iç politika, maliye politikası vb. alanlarda yazılar yazılıyor. Ama öte yandan ülkeye, iktidara vb. bakınca işin esasında böyle olmadığı, dolayısıyla da uygulanan politikaların nedenleriyle, doğru bulup uygulanmasını istediğimiz politikaların nedenlerinin çok farklı olduğu gerçeğini yaşıyoruz.

İçte ve dışta türlü politikalarda zikzaklar çiziliyor sürekli. Bunca yıllık devlet geleneği olan ve 100 yıllık Cumhuriyete sahip ülkede bu şaşkınlık veriyor insanlara haklı olarak. Fakat bu zikzakların nedeninin; iktidarın ve malum şahısların bekası, yararı ve kurtuluşu amacıyla tespit edilen politikaların sonucu olduğunu görünce tablo netleşiyor. Tablo böyle netleşince, yapılacakların daha kolay ve ivedi saptanıp yol alınması gerekmez mi?

İçte en az yüzde   elliden ret yiyen bir iktidar, aynı zamanda dışarıda yol aldığı denizlerde, okyanuslarda fırtınaya yakalanmışsa ne yapacaktır? Sığınacak liman arayacaktır. Kimse de liman sahiplerinin keyfinin kâhyası değildir! O limanlara girmek %34.3’le yönetimi alıp devleti ve ülkeyi kendi hanesine yazmaya benzemez! Limancılar istediğini limanına alır, istemediğini almaz! Her limana girişin bir faturası olur.

Fırtınada o limandan o limana koşarsın ama; geminin yakıtı biter, dümeni kilitlenir, tayfalar ayaklanır, kaptanı kaçar ve daha beteri de gemi kayalıklara çarpıp parçalanır.

Bizler filmini izleyip batışına ve içindeki 1513 kişinin boğulmasına üzülmüştük Titanic’in. Ama korkarım bu gemi Savarona olursa, üzülmek gideni geri getirmeyecektir. Giden ise çocuklarımızın geleceği olacaktır.


Naim Kandemir – 4 Nisan 2021 – Çanakkale

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑