Ekoloji

Published on Mayıs 12th, 2020

0

Salgın ve Ekolojik Yıkım Raporu: Biz ev ve iş yerlerine tıkılırken rantçılar tam gaz yağmaya devam etti

Salgının başladığı ilk andan itibaren rant projeleri Türkiye’nin dört bir yanında hız kesmeden devam etti. Onlarca ÇED olumlu raporu verildi. Hayvan hakları rafa kaldırıldı. Zehir saçan santrallere dokunulmadı. Salgına rağmen yapımında ısrar edilen projelerin başında enerji ve madencilik sektörünün yatırımları geliyor.

Halkevleri Ekoloji Çalışma Grubu tarafından hazırlanan “Salgın ve Ekolojik Yıkım Raporu”nda iki aylık süre boyunca doğayı ve insan sağlığını tehdit eden yağma projelerinin hız kesmeden devam ettiğine dikkat çekildi.

Rapor ülkemizde ilk COVID-19 vakasının ortaya çıktığı 11 Mart tarihinin üzerinden geçen iki aylık süreçte gündemden düşmeyen yıkım ve rant projelerini, bu projeler gerçekleşebilsin diye AKP/Saray iktidarının sermayeyi nasıl desteklediğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın rant projeleri için nasıl çalıştığını, bu projeler yüzünden oluşacak su ve hava kirliliğinin bu süreçte insan sağlığını nasıl etkileyeceğini ve bu sürecin hayvan haklarını nasıl etkilediğini içeriyor.

Salgının başladığı ilk andan itibaren rant projeleri Türkiye’nin dört bir yanında hız kesmeden devam etti. Salgına rağmen yapımında ısrar edilen projelerin başında enerji ve madencilik sektörünün yatırımı olan projeler geliyor. Toprak, su ve hava kirletiliyor. Kamu kaynakları bu projelere ayrılıyor.

Rantçılar salgını fırsat bildi

Saray iktidarı salgın sürecinde halkın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını koruyacağına, şirketlerin bu süreçteki zararlarını karşılamayı, ihale işlerini kolaylaştırmayı, doğal alanların statülerinin değiştirilip yapılaşmaya açılmasını sağladı. Korona süreci AKP ve onunla palazlanan şirketler için tam bir fırsata dönüştürüldü.

Bu iki aylık süreçte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 20 yeni ÇED olumlu kararı verdi. Göstermelik halk katılımı toplantılarının bile yapılamayacağı bu dönemde ÇED süreci başlatılan projeler de cabası.

Hayvan hakları rafa kaldırıldı

Salgın dönemi doğa kadar hayvan haklarını da etkiledi. TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, TBMM Genel Kurulu’nda değerlendirilmişti ve kanun teklifine dönüşmek üzereydi. Ancak ilk rafa kalkan düzenleme olması bir yana salgın fırsatçılığının en çarpıcı göstergelerinden biri olan infaz yasasıyla hayvanlara karşı suç işleyenlerin cezaları da düşürüldü.

Zehir saçan santrallere dokunulmadı

Koronavirüsün solunum yoluna etkileri biliniyorken Türkiye’de en ciddi hava kirliliği nedenlerinden bir olan ve bulundukları bölgelerde solunum yolu hastalıklarının fazlalığı bilimsel olarak tespit edilen termik santraller denetlenmedi. Raporda örnek olarak ele alınan 4 termik santralde de hastalık yapıcı maddelerin değerleri mevzuatta belirlenen değerlerin çok üstünde olduğu halde bu santrallar hala çalışır durumda.

“Salgın ve ekolojik yıkım raporu” iktidarın ve sermayenin doğaya ve yaşama düşmanlığının iki aylık belgesi niteliğinde.

İktidarın tercihi

Rapor’un sunuş metninde iktidarın halk sağlığını değil şirketlerin kârlılığını gözettiği salgın döneminde yapılan tercihlerle örnekleniyor:

“Halkın sağlığı için çalışan bir hükümet bu süreçte inşaat şirketleri için yapılan bütün köprü, otoban, hava limanı, kanal gibi rant projelerinden vazgeçer ve bu projeler için harcanacak parayı veya bu şirketlere verilen garanti ödemelerini salgınla mücadele için kullanabilirdi. Bu süreçte doğaya müdahale eden bütün projeleri durdurup yenilerinin yapılmasını engelleyebilir, başta termik santraller olmak üzere çevre kirliliğine neden olan santralleri kapatabilirdi. İlkim krizine karşı acil eylem planı oluşturabilir su kaynaklarının korunması için yasal düzenlemeler yapabilirdi. Tarım alanlarını rant projelerine açmayıp doğayla uyumlu bir tarım politikası geliştirebilir, küçük üreticiyi destekleyen önlemler alabilirdi… Bu iki ayda bunların hiçbiri olmadı. Ekoloji mücadelesi verenler ‘salgına rağmen rant fırsatçılığı yapamazsınız’ derken ülkeyi yönetenlerin yüzü bile kızarmadı.”

Halkevleri Ekoloji Çalışma Grubu, “normalleşme” sürecinde öncelikli olarak birçoğu kent suçu olan ve insanları kapalı çarşılara mahkum eden AVM sahiplerinin gözetilmesine dikkat çekerek “Saray iktidarının tarafı belli. Doğayı ve yaşamı savunanların da. Beton sevicilerin, enerji şirketi koruyucuların iktidarının son bulduğu; doğanın, hayvanların, halkın haklarının korunduğu sağlıklı günler için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” diyor.

(Sendika.Org)

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑