Makaleler

Published on Ocak 12th, 2021

0

Sol’un dil açmazı – Binali İpek

Ülkemizde Sol siyaseti, Mustafa Suphi’ler dönemini baz alarak başlatırsak, Ülke siyasetine  dilin doğru kullanımı anlaşılabilirliği üzerinden Sol, sosyalist, sosyal demokratlarda dil sorunu olduğunu söylemek mümkündür.

Topluma, kitlelere ulaşmada temel öğe önce doğru anlaşılabilirliği siyasetin kurması gerekir diye düşünüyorum.

Yüzyılı aşkın bir süredir Sol siyasetin bunu yeterince başardığını söylemek bana doğru gelmiyor.

Toplumun kültürel köklerinin, yöresel dil ve ağızların, bölgesel yada Ülke çapında kanıksanmış değerlerin farkında olmak, bu farkındalığın getirdiği dil ile kitlelere hitap amaçlanan doğruların aktarılmasına katkılarda bulunacağı muhakkaktır.

Halkın dilini doğru anlaşılabilir konuşan elbette meramını,maksadını doğru şekilde aktaracaktır.

Sol Jargon diye bir takım betimlemeleri duymuşsunuzdur.

“Jargon ” dar bir çevre içinde konuşulan bozuk dil demektir.

Oysa siyaset kitlelere ulaşmayı hedeflemektedir.

Dolaysıyla İstanbul yada Trakya’da oraya koyduğunuz söylemin birebir aynısını, Trabzon, Urfa, Erzurum, Diyarbakır’da, yada Ağrı’da, Kırşehir’de, Denizli’de, Adana’da, Dersim’de  konuşamazsınız. İçeriğine göre aynı olmasına dikkat ederek, anlaşılabilir terim ve sözcükler vurgularla kitlelere ulaşma şansınız artar diye düşünüyorum.

Kendine has otantik değerinde olan, “gerçeğe dayanan, gerçek olan, aslına uygun, doğru, özgün.”dil kullandığınızda  kitleler sizi daha iyi anlayacaktır.

Toplumun eğitim kalitesi,sevyesi kültürel gelişmişlik hali siyasetin kalitesine diline etki yapacağıda gerçekliktir.

Toplumun dilini konuşmak demek,toplumsal geriliği onure etmek, okşamak demek değildir.

Aksine dili doğru ve yerinde kullanarak geriliğe karşı etkin şansın yükseleceğine inanıyorum.

Bunun için siyasetçinin birikimli, hatip entellektüel “aydın veya münevver, zekâsını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da şahsî amaçlarına erişmekte kullanan kişi”olması gerekir.

Bilindiği üzere Ülkemizde demokrasi özgürlük, temel insani hakların kullanılmasına yönelik ciddi sorunlar vardır.

Toplumsal barışı,anlaşılabilirliği  ,taleplerin doğrudan aktarımına sözcülük siyasetin işlevidir.

Kulanılan siyasi dilin özgünlüğü,toplumun dokusuna doğrudan temas ettiğinde karşılık bulacaktır.

Ülkemizde, Emek sorununu dilini bilmeyenin, Kürt sorununun dilini bilmeyen, Alevi sorunu, kadın sorunu, emek sorunu, İslam tarihini dilini Ülkedeki etnik kültürel ,inançsal kimliğin dilini bilmeyen siyaseti toplumsal dil ve duyarlılığı esas almadan yapan, elbette başarıya ulaşmada derin sorunlar yaşayacaktır.

Maalesef Sol Sosyalist ve Sosyal Demokrasi üzerinden siyaset yapanlar bu konuda son derece sorunludur.

Yoksa Ülkedeki bu geri dönüşüm bu boyutlarda olmazdı,sağ siyasal muhafazakar siyaset yüzde 80’lere dayanmazdı.

Bundan bütün Ülkedeki insanlık kaybetmiştir.

Siyaseti ülkedeki dil kültürel köklerin inançsal değerlerin dilini bilmeden yapmak ciddi açmazlar yaratmıştır.

Savrulmalar,ilkesizlikler, ihanetlerin yaygılık kazanmasında ciddi temel oluşturmuştur.

Elbette eksiklerin, yanlışları  doğru tesptiler üzerinden  yüzleşebildindiğince  gelişime o oranda katkısı olacaktır.

Elbette konumuz Sol  Siyasetin dili olduğundan diğer açmazlar hatalara buradan bir bütün olarak değinmek  mümkün değildir.

Toplumsal dinamiklerin/ ” Toplumun değişen koşullarının, gelişiminin, yani toplumun ilerleme yasalarının incelenmesini kapsar.” /hareket geçirilmesi, toplumun şifrelerini yani her koşulda dilini  bilmekten geçtiği de aslında açık bir durumdur. Yeri gelmişken dilin anlaşılabilirliği üzerinden hikaye edilen, bir kısa anlatı ve şu sözü hatırlatmak isterim/” Gül istemek var..! Gül istemek var. !”/ anlatı şu şekilde geçmektedir./” Günün birinde bir adam eşeği ile yolculuk etmektedir,  eşek bir ara adamın tuvalet ihtiyacını gidermek için çalılıklara yönelmesi ile gözden kaybolur. Adam eşeğini aramak için telaşla  yola çıkar çevresine bakınır, tarlasında çift sürmekte olan bir köylü görür ve seslenir .

-Kolay gelsin bereketli ola.

– Eyvallah hoş geldin.

-Sana bir şey sormak isterim

-Buyur beğim..

– Az evvel simsarı selvi ağacına bağladım, gittim.  zevku sefa eyledim, geldim ki, simsar yoktur.! Acaba nerededir.?

Der ve bunu köylü, çiftçiye bir kaç kez tekrarlar .

Köylü ,adamın söylediklerinden bir şey anlamamıştır.

Şaşkın anlamsız boş gözlerle adama bakmaktadır.

Şaşkınlık geçmiş köylü sinir olmuştur.

Köylü ne söylediğini anlamadığı adama okkalı bir tokat atar.!

Ve söylenir.

– Ne dersin be adam küfürmü edersin?

Adam tokatın etkisi ve sarsılmayla

-Haşa küfür değildir . Eşeğimi kaybettim der.

Bu örnek,te olduğu gibi dilini bilmeyen kitlelere siyaset yapanlar.

Ancak onun tokadına talip olurlar.!

Sol siyasetin onlarca yıldır aynı hata ve eksiklerde ısrar etmesi, artık sona erdirilmelidir.

Tüm dünyada çokça örneğini gördüğümüz Sol siyasi başarıların Ülkemizde  olmaması artık şüpheli olmanın ötesine geçmiştir.

Elbette gönlümüzden Sol, un etkin olduğu kendini toplumsal alanda kanıtladığı kitlelere erişimin  sağladığı günlere özlemle.. mücadelede bedel ödüyenlere saygı ile…


Binali İpek – 12.01.2021

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑