Makaleler

Published on Haziran 7th, 2021

0

Su gibi olan azizim/azizem | Gül Güzel

Yaşadığımız kürede, bütün elementler birbirini tamamlar niteliktedir. Her şey bir diğerinin de varolmasına nedendir. O yüzden Hava, Güneş, Toprak ve Su’yun, yaşamın temeli olduğunu söylemeye bile gerek yok. Yaşamak için gerekli olan dört elementten biri olan SU bu yazımın konusu olacak. Geldiğim coğrafyadaki suya dair söylenen ‘’su gibi aziz ol!’’,’’sussuz hayat olmaz’’…ve benzeri halk deyimlerini de her su içtiğimde hatırlarım.

Sunun yaşamımızdaki benzerliklerine ve kendisinden alabileceğimiz tecrübelere gelin birlikte bakalım. Suyun doğası bir felsefeyi anlatır. Mesela, dağdan akan suyu düşünün. Akmak için en az direnç gösteren yolu seçer. Yani önüne bir kaya çıkacak olursa onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp akmaya devam eder. Suyun bu doğal felsefesinden alınan ilhama Sufiler şöyle der: “Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Etrafından dolanıp, yoluna devam et.”                    

Diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi. O zaman birikip, üstünden aşar. Yok eğer bu da olmuyorsa sabırla kayayı damla damla delmeye başlar. Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değildir tabii ki, damlaların sürekliliğidir ki buna da “Sabır” derler. Sabretmek hiçbir şey yapmadan oturmak değildir. “Sabır dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü hayal edebilmektir.” der Şems-i Tebrizi. Suyun doğası imkansızın bile başarılabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olduğunu öğretir.                                        

Kayayı delen su elbette yine yoluna devam eder. Su hep akar. Bilir ki aktıkça temizlenir. Bazen dere kenarlarında su birikintileri oluşur. Bu durumda akmayan su bulanır, çamurlaşmaya başlar. Üzerine pislik birikir ve Sufiler bu yüzden derler ki: “Sen su gibi ak. Her daim yenilen. Her gün yenilen. İki günün aynı olmasın. Dünü dünde bırak yeni şeyler öğren.”                         

Mesela su değişimden hiç korkmaz. Ama insanlar değişimi sevdiklerini söyleseler de aslında bundan çok korkarlar. Su değişimi ne de güzel anlatır. Bazen yağmur olur, bazen kar olur, bazen buz olur, bazen buhar olur. Buhar olduğunda çıkar gökyüzüne ve yağmur olup iner yine yere.                     

Ayrıca su uyumludur. Çayı bardağına doldurduğunda çay bardağının şeklini alır, kovaya doldurduğunda da kovanın. Sürekli bulunduğu yere uyumlanır ama doğası hiç değişmez. Her yere her şeye uyum sağlar. Unutmayalım ki dünyada her zaman doğaya uyum sağlayanlar hayatta kalır. Uyum sağlayanlar esnektir çünkü. Değişime direnenlerse katı. Fırtına en serti en güçlü ağaçları devirir ama esnek fidanlara, otlara hiçbir şey yapamaz. O yüzden esnek olanlar, uyum sağlayanlar hayatta kalır.                                                   

Aynı zamanda su akışa teslim olur. Teslimiyet içindedir. Çünkü bilir ki bütün dereler eninde sonunda büyük denizlere, okyanuslara akar. Elinden geleni yaptıktan sonra hayatın akışına teslim olmaktır bu.                                    

Su berraktır, şeffaftır. Olduğu gibidir yani. Paylaşımcıdır. Hep besleyicidir. İnsanları, hayvanları, doğayı besler. Hayatı başlatandır. Su olan her yerde bitkiler vardır, hayvanlar vardır, insanlar vardır.                                        

İşte suyun bu yapısından dolayıdır ki Sufiler birbirlerine  “Su gibi ol Azizim” derler”

SUYUN VÜCUDUMUZ, YAŞAMAMIZ İÇİN ÖNEMİ

Suyun önemi vücudumuza aldığımız gıdaların sindirimine yardımcı olmasıyla başlar. İnsan vücudunda bulunan kasların %75’ini su oluşturmaktadır. İç organların korunmasını ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayan madde de yine sudur.

Su hayatın, dolayısıyla bizlerin var olmamızdaki en önemli etkendir.

Su tarih boyunca medeniyetlerin en güçlü silahı, yeri gelince savaşların sebebi olmuştur.

Metabolizmamız için olmazsa olmaz, yaşamımızın kaynağı olan SU:

– İnsan vücudundaki su oranı cinsiyet, yaş, fiziksel özellikler ve günlük fiziksel aktivitelerine göre değişim gösterir. Çocukların vücutlarındaki su oranı %70 civarlarında iken, yetişkin bireylerde bu oran %50 – %60 oranında değişmektedir.

– Su, insan yaşamı için oksijenden sonra en önemli ikinci gereksinimdir. Kanın %83’ü, kemiklerin %22’si, beynin ve kasların %75’i sudur.

– Bu oranlardan da anlayacağımız gibi hiçbir canlı sussuz yaşayamaz; su, temel enerji kaynağıdır ve vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üreterek, bize yaşam gücü sağlar.

– Günlük aktiviteler sonucu vücudumuzda biriken toksinleri atmak için yaklaşık olarak günlük 2,5 lt ile 3 lt arasında su kaybı yaşarız. İdrar yoluyla 1,5 lt, deri yoluyla 0.5 lt, dışkı ve solunum ile 0.3 ‘er lt olmak üzere.

– Kaybedilen suyun vücuda geri kazandırılması, su ihtiyacımızın giderilmesi, yani hidrasyon; hayati fonksiyonlarımızın düzgün şekilde yürümesi için büyük önem taşımaktadır.

– Günlük olarak almamız gereken minimum sıvı miktarı, bireyden bireye değişmek kaydıyla, ortalama olarak 3 lt’dir diyebiliriz.

– Sağlıklı bir insan haftalarca yemek yemeden yaşayabilirken, susuzluğa dayanma süresi birkaç günü geçemez.70 kilogram ağırlığındaki bir erkeğin vücut su içeriğinin % 2 azalması ya da diğer bir deyişle 1,4 litre su kaybı yaşaması vücudun su dengesini bozmakta, günlük aktiviteleri sekteye uğratmaktadır.

– Eğer günlük olarak vücuttan atılması gerekenden daha fazla su kaybı yaşıyorsanız, bu duruma da dehidrasyon adı veriliyor. Kısaca, aşırı su kaybı da diyebiliriz.

– Dehidrasyon, doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunların temizlenmesine yardımcı olur.

– Vücudumuzda oldukça küçük bir yer kaplamasına rağmen, vücuttaki suyun büyük bir bölümünü kullanan ve susuzluk durumunda ilk tepkiyi veren organımız, beyindir. Susadığımızda ağzımız kurur ya hani, işte bu tepkiyi oluşturan da beynimizdir.

– Vücutta bulunan su miktarını her an kontrol altında tutan beyin, normalden fazla azalma gördüğünde, vücuttan atılan suyun miktarını kısar, bu da idrarımızın renginin koyu gözükmesine neden olur.

– vücudumuzdaki su dengesini sağlamamız durumunda, çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir. Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur, uykuyu düzenli hale getirir.

– Ağız, göz ve burun gibi vücut dokularının nem dengesini korur, cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur, gözlere canlılık ve parlaklık verir. Yaşlılar için alzheimer hastalığına yakalanma olasılığını azaltır.

– Günlük ihtiyacımız kadar su almaya başladığımızda; fiziksel aktiviteleri yapma becerilerimizin %15, zihinsel aktiviteleri gerçekleştirme, olaylara tepki verme hızımızın %100’e yakın, sorunlara çözüm üretme ya da algılama yetimizin %20’ye yakın gelişme gösterdiği görülmüştür.

Kısacası su; hayattır, doğanın biz insanlara sunduğu en etkili, en basit, en yan etkisiz ilaçtır. Suyun olduğu hayatta canlılık vardır, huzur vardır…Su gibi aziz olun!

Su üzerine farklı kültürlerden söylenmiş bilge sözler:

  • Su, damlaya damlaya kayayı deler.(Latin atasözü)
  • Akan su asla kirlenmez.(Çin atasözü)
  • İçmemeniz gereken suyun akmasına izin verin.(İspanyol atasözü)
  • Duran su kirlenir.(Gürcü atasözü)
  • Sudan gelen suya döner.(Fransız atasözü)
  • Su doğada kutsaldır.(İsveç atasözü)
  • Sıcak su, önceden soğuk olduğunu unutmaz.(Senegal atasözü)
  • Ekmek babaysa anne sudur.(Rus atasözü)
  • Sakin su daima derindir.(Fransız atasözü)
  • Suyun gücü kaynağından gelir.(Pers atasözü)
  • Aynı kaynaktan gelen su hem tatlı hem tuzlu olmaz.(Hint atasözü)
  • En berrak su için kaynağa gitmek gerekir.(Bask atasözü)
  • Ağır ağır akan su, bir kayayı bir şelaleden daha iyi deler.(Yunan atasözü)
  • Suyun hüküm sürdüğü yerde toprak itaat etmelidir.(Afrika atasözü)
  • Su akarken değirmeni döndürmek gerek.(Danimarka atasözü)
  • Su ayırımsız her şeyi yıkar.(Brezilya atasözü)
  • Uzaktaki su, bizi tehdit eden yangını söndürmez.(İtalyan atasözü)
  • Balık suda olduğu sürece ızgara ateş üstüne koyulmaz.(Rus atasözü)

Kısmen alıntı  ve derleme


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 07.06.2021

Tags: ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑