Sağlık

Published on Kasım 7th, 2021

0

Tam aşılamaya rağmen Covid bulaşması başarısızlık mı demek?

Tam aşılı oldukları halde Covid-19’a yakalananların sayısı giderek artıyor. Peki bu durum, aşıların işe yaramadığının bir kanıtı mı?

“Bakım evinde aşıya rağmen 15 yeni vaka, iki ölü” Bu ve benzeri başlıklara son günlerde sık sık rastlanıyor. Bu tür haberler birçok insanı tedirgin ediyor ve zaten var olan kimi endişeleri daha da körüklüyor. Doğal olarak akıllara hemen şu soru geliyor: Korona aşıları, sanıldığı kadar etkili değil mi?

Tam aşılı olmalarına rağmen Almanya’da Covid-19’a yakalanan ve hastalığın tüm semptomlarını gösterenlerin sayısındaki artış, resmi verilerle de tescillendi. Federal Hükümetin merkezî hastalık gözetim kurumu olan Robert Koch Enstitüsü’ne göre, 1 Şubat 2021 tarihinden bu yana tam aşılı olduğu halde koronaya yakalananların sayısı, toplam 117 bin 763  olarak tespit edildi (28.10.2021). Enfekte olan ancak semptom göstermeyen tam aşılılarsa bu kapsamın dışında tutuldu. Onların da dahil edilmesi durumunda sayının çok daha yüksek olacağı aşikâr.

Aşı etkisinin kırılması başarısızlığın ifadesi mi?

Hayır. Genellikle sosyal ağlarda yapılan ve tam aşılıların enfekte olmasının, aşıların başarısızlığını veya etkisizliğini kanıtladığı iddiası yanlış. Bununla birlikte, şimdiye kadar hiçbir korona aşısının enfeksiyona karşı yüzde 100 koruma sunmadığı ise doğru.

ABD kamu sağlığı kurumu CDC tarafından yapılan bir araştırmaya göre, aşılanmış kişilerin yeni bir enfeksiyondan korunması yüzde 85 ila yüzde 95 arasında değişiyor. Alman Robert Koch Enstitüsü (RKI) tarafından yapılan hesaplamalara göre ise Almanya’da 18-59 yaş grubunda ortalama aşılama etkinliği son dokuz ayda yüzde 83 oldu. 60 yaşın üzerindekiler için bu değer yüzde 81.

Ancak son dört hafta içinde enfeksiyonlara karşı koruma azaldı. RKI, 18-59 yaş grubu için tahmini aşılama etkinliğini yüzde 75’e çekerken, 60 yaş üstü yaş grubu için ise yaklaşık yüzde 73 olarak açıkladı. Bu değişimin temel nedenlerden biri ise çok daha hızlı bulaşan Delta varyantı.

Aşı korumasında en önemli faktörlerden biri de zaman. DW’ye konuşan Alman İmmünoloji Derneği (DGfI) Başkanı Christine Falk, “Burada bir yıldan uzun süre önce aşı olan kimse yok. Bu nedenle, aşı korumasının tam olarak ne kadar sürdüğünü henüz söyleyemeyiz” diyor. Bununla birlikte bünyedeki antikor seviyesinin altı ila dokuz ay sonra azaldığı biliniyor.

Hannover Tıp Fakültesi Transplantasyon İmmünoloji Enstitüsü öğretim üyesi Falk, “Delta olmasaydı fazla endişelenmezdim, çünkü önceki varyantlardan çok daha bulaşıcı. Spike antijenine karşı antikorların aşılanmasıyla oluşturulan bağışıklık savunmasının etkisi zayıflıyorsa, virüs bu savunma hattını kırabilir, bir hücreye girebilir ve bir enfeksiyonu tetikleyebilir” diyor. İşte bu duruma “aşı etkisinin kırılması” adı veriliyor.

Enfeksiyonlara karşı koruma zamanla azalsa bile, ciddi hastalıklara karşı koruma kalır. CDC’ye göre, aşılanan kişilerin “enfekte olma olasılığı sekiz kat, hastaneye yatırılma veya ölme olasılığı 25 kat daha düşük.

RKI’nın son haftalık raporu da bunu doğruluyor. Almanya’da 1 Şubat’tan bu yana tespit edilen 117 bin 763 tam aşılı Covid vakasının sadece yüzde 0,55’i yoğun bakım ünitesinde tedavi gördü. 18-59 yaş grubunda tam aşılamanın yoğun bakım tedavisine karşı koruma oranı yüzde 94 olurken, 60 yaş ve üstünde bu oran yüzde 92 seviyesinde.

Tam aşılılar arasında vaka sayısı arttı mı?

Evet. RKI’ya göre, 27 Eylül-24 Ekim arasında, 18-59 yaş grubunda 40 bin 467 tam aşılı yeni vaka tespit edildi. Böylece bu yaş grubundaki semptomatik Covid vakaları arasında tam aşılı hasta oranı, Almanya’daki aşılama kampanyasının başlangıcından bu yana yüzde 10,9’a yükseldi.

Ancak, sadece son dört hafta baz alındığında bu oran 37,5’e çıkıyor. Yoğun bakım ünitelerinde bu yaş grubundaki aşılı hastaların oranı yıl başından bu yana yüzde 3,2. 24 Ekim itibarı ile son dört hafta esas alındığında ise oran yaklaşık yüzde 12’ye yükseliyor.

60 yaş üstü içinse tam aşılı olmasına rağmen Covid’e yakalananların oranı bir yıllık ortalamada yüzde 16,1 düzeyindeyken, son dört hafta baz alındığında yüzde 58,9’a çıkıyor. 24 Ekim itibariyle son dört haftada yoğun bakıma yatırılan tam aşılı Covid-19 hastalarının oranı ise yüzde 33,4’e yükseldi.

Ancak RKI’ya göre, artan aşılama atılımlarının bu gelişimi “giderek daha fazla insanın aşılanması ve SARS-CoV-2’nin şu anda tekrar yayılması nedeniyle bekleniyordu. Bu, tamamen aşılanmış bir kişi olarak virüsle temas olasılığını artırıyor”, diyor haftalık rapor.

Aşı etkisinin kırılmasından aşısız insanlar mı sorumlu?

Hayır. Ancak aşısızların, salgının seyri ve ulusal sağlık sistemleri üzerindeki aşırı yüklenmede ciddi etkileri olduğu da bir gerçek.

İmmünolog Falk, “RKI haftalık raporuna göre, hastaneye yatıştaki artış, şu anda neredeyse sadece 60 yaşın üzerindeki aşılanmamış insanlar arasında söz konusu,” diyor ve ekliyor: “Hastaneye yatmak zorunda kalan çok az sayıda aşılı insan da yine ağırlıklı olarak 60 yaş üstü gruptan.”

Sonbaharla birlikte beklenen yeni korona dalgasında ilk etapta aşısızların enfekte olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu belirten Falk, ancak tam aşılananların da enfekte olabileceğini belirtiyor ve bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Çünkü şu anda dolaşımda olan virüs sayısı ve çeşidi çok fazla.”

Aşı koruması ne zaman ve ne ölçüde azalır?

Bu kişiden kişiye değişiyor. Zira aşı korumasının süresini ve etkinliğini belirleyen pek çok faktör var: Kişinin yaş, önceden var olan hastalıklar, aşı dozlarının hangi aralıklarla yapıldığı ve aşını kendisi, en önemli faktörler arasında sayılabilir. Özellikle yaşlılarda, kanserli veya organ nakli olmuş hastalarda aşı koruması, diğer gruplara göre bariz şekilde azalır.

Bu nedenle Almanya Daimi Aşı Komitesi (Stiko), 7 Ekim’de yayınladığı açıklamada, özellikle 70 yaşın üzerindekiler için üçüncü doz aşı önerisinde bulundu. Aynı şekilde yaşlı bakım yurtları veya hastanelerde görevli personele de hatırlatma dozu ivedilikle önerildi.

RKI’ya göre, Almanya’da üçüncü doz aşı yaptıranların sayısı 1,8 milyona ulaştı. (28.10.2021) Ülkede 55 milyondan fazla tam aşılı olduğu göz önüne alındığında, üçüncü dozu yaptıranların oranı yüzde 3,26’ye karşılık geliyor.

İngiltere’de bu oran yüzde 14,7 (27.10.2021) olarak gerçekleşirken İsrail’de 3,4 milyon kişi hatırlatma dozu yaptırdı. Ülke nüfusunun 9,3 milyon olduğu gerçeğinden hareketle İsrail halkının üçte biri, üçüncü dozla aşılanmış durumda.

(DW – AstridPrange De Oliveira)

Tags: , , , , , , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑