Makaleler

Published on Ağustos 16th, 2020

0

Timtik ve Ünsal adil yargılanma hakkı istiyorlar, ölmek değil – Resul Erenler

Bir burjuva mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi ölüm orucundaki avukatlar; Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın tahliyesi için yapılan başvuruyu reddetti. Düzenin ve mevcut sistemin devamı için var olan bu vb. Mahkemelerden başka bir şey de beklenemezdi zaten. Onlar (mevcut mahkemeler) doğrudan yana ve yanlışları düzeltmek için var olmamışlardır. Tek var olma nedenleri-amaçları; efendilerinin emirlerine uygun ve sermayenin ve bu faşist sistemin korunmasından yana tercihlerini kullanmak.

Sömürü, burjuva demokrasilerinin varoluş nedenlerinin en vaz geçilmez kuralıdır. Sömürü yoksa burjuva devlet biçimi de yok demektir. 

Bugün kadar burjuva hukukçuları hukuk kavramını hep tartıştılar ve halada tartışmaktalar. Bu konuda bir fikir birliğine içinde olmadıkları da bir gerçek. 

Marksistlerin, sosyalistlerin, devrimcilerin hukukla ilgili bir dertleri yok. Çünkü onlar için hukuk; “üretim ilişkileri tarafından belirlenen; düzenin devamı için yeniden üretim işlevi gören bir üstyapı alanı ve ideolojik aygıtıdır” da ondan. 

Bugün burjuva anlamda hukuk; mevcut müesses nizamı yani kurulu düzeni, korumayı hedefler. Adaleti, eşitliği, ortak ve kolektif bir yaşamı değil. 

Sömürülen ve ezilenlerin, asırlar boyu verdikleri mücadeleleriyle sağlanmış ve elden edilmiş birtakım haklar ve özgürlükler evrensel bir hak olarak kabul görüyor olsa da burjuva demokrasilerinde hukuk karşısında her kesimin eşit olduğu, insanı ve insan haklarını savunur gibi bir yükümlülük yüklense de hukuka, sosyal yaşamda durum daha çok farklı. Burjuva hukukun esas amacı, burjuvazinin, sermayenin ve tekellerin haklarını korumaktır. Ezilenlerin, emekçilerin ve yoksulların haklarını savunanların değil.

Gerekse devletler arası ve gerekse devletlerin iç meselelerinde hukuk, pazarlık konusu yapılarak ve bir takım değiş tokuşlarla ne menem bir şey olduğunu yaşayarak gördük. 

Burjuva hukuku ve adaleti, insanlar arası ilişkilerde ve mevcut sömürü sisteminin çizdiği sınırlar içinde birtakım kırıntılarla toplumu dizayn etmekle sorumlu ve yükümlü bir kurum. Ezilenden ve haksızlığa uğrayandan yana olmadığı, olsa olsa mevcut sömürü sistemine insanları entegre, alıştırmak gibi bir sorumlulukla donatılan bir burjuva kurumudur. 

Bugün mevcut tüm iktidarlarda olduğu gibi, Akp iktidar da kendisinden görmediği ve kendileri gibi düşünmeyenlere ve hazmedemediği siyasal akım ve bireylere karşı en etkili kullandığı kurumların başında hukuk-adalet kurumu gelmektedir. Ve en aşağılık saldırılarını bu kurum üzerinde yaparak, toplumu hizaya getirmeyi, kabullenici bir topluluğa dönüştürmeyi amaçlamaktadır. 

Tutsak aldığı insanları (Devrimcileri, Sosyalistleri ve Kürt politikacılarını) savunan avukatlara karşıda, saldırgan ve çirkin yüzünü gizleme gereği bile duymadan, ele geçirdiği devlet olmanın avantajını da kullanarak daha çok pervasızlaşmakta. 

Ülkede avukatlar (devrimci avukatlar) her tür baskıyla karşı karşıyadırlar. Bugün adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’da bunlardan ikisi. Adli tıbbın, cezaevinde kalamayacakları yönündeki kararına rağmen Yargıtay kalmalarının devamına karar verdi. Çünkü kaçak sarayın soytarısı öyle istiyor. Düşünebiliyor musunuz, adli tıp o koşullarda bu insanların yaşamalarının imkânsız olduğunu söylüyor Recebin karşısında iliklerini ilikleyen ve onun peşine takılarak çay toplamaya giden yargı olmaz diyor pes doğrusu.

Mevcut devletin ve onun tavizsiz savunucusu olduğunu avazı çıktığı kadar bağıran ana muhalefet partisi olmak üzere bu parlamentodakilerin etkili ve caydırıcı bir tutum geliştirmeleri için daha ne olması gerekir doğrusu merak ediyorum.  

Adaletin yok edildiği, baskının, şiddetin hatsa-faya ulaştığı ve ailesinin geçimini sağlamakta zorlanan insanların intihar ettiği bu dönemde daha ne olması gerekir ki bu beyler, kitlelere önderlik edebilsinler… Ve her gün millet meclisi kürsüsünde avazı çıktığı kadar bağıran başta Ana muhalefet vekilleri olmak üzere tüm vekiller, adalet için bedenlerini ölüme yatıranların seslerini neden duymazlar? 

Burjuva anlamda da olsa adaletin yok edildiği, adil yargılanmanın olmadığı bir ülkede ne kardeşlikten ne barıştan ve nede huzurdan söz edilmez. Bu haklı ve meşru direnişte herkesin bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum…Başta kendilerini halkın vekili sayanların bu konuda üzerine düşeni yapmaları, sorumluluk duymaları her şeyden önce insani bir sorumluluk olsa gerek! 

Bu ülkede hukuk yok. Varidiyse de burjuva anlamda birtakım kırıntıları, bu iktidar onuda tamamen ortada kaldırdı. 

Bugün ülkede uygulanan burjuva hukuku değil. Şeriatla yönetilen ülkelerdeki gibi; kısasa kısas rövanşist duygularla insanlar yargılanmakta ve keyfi olarak içerde tutulmaktalar. Özellikle Corona salgınıyla birlikte tutsakların ölüme terk edildiği bu süreçte tüm insanların daha duyarlı olması ve bu konuda mevcut faşist iktidar üzerinde baskı kurması gerekmektedir.  

Avukat Ebru Timtik ve Avukat Aytaç Ünsal Adil Yargılanma Hakkı İstiyorlar Ölmek Değil.

Onların ölümüne seyirci değil, yaşamaları için bir şeyler yapmalıyız.


Resul Erenler – 16.08.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑