Seçtiklerimiz

Published on Eylül 27th, 2020

0

Türkü Ustası türküleriyle türkülerde yaşıyor – Hilmi Toy

“Bana Öldü Demeyin! Yoruldu gitti deyin” demişti türkü ustalarından Neşet Ertaş. Bugün, yorulup gideli 8 yıl oldu Ustanın.

Kırşehir’de doğup büyümüş, babası Muharrem Ertaş’ın hem sazını hem sözünü almış, türkülerine yoldaş olup geleneğini yaşatmış biri Neşet Ertaş. Yolu gurbete düşmüş ‘Garip’ yaşamış. Yokluktan, yoksulluktan türküleriyle göç eylemiş, ahir ömründe acılar yaşamış, hasretlikler çekmiş bir derviş misali. Bir süre de Avrupa’da yaşamış. Dönmüş yine türküleriyle Anadolu’suna. Aklına düşmüş onca yıl sonra bir devletlünün “devlet sanatçısı ödülü” vermek istemiş. Ama Neşet Ertaş “Devlet sanatçısı ödülü”nü reddetti, “ben halkın sanatçısıyım” diyerek. Halkın sanatçısı olarak halkın ödülünü aldı. Avşarelleri’inden kalkıp Anadolu’yu kilim kilim türkü güzelliğiyle dokuyup, türkü dilinde ses olan Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş bugün türkülerle yaşıyor.

“Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur” demişti haklı olarak. Türküleri olan bir halkız, halklarız. Bundandır türküleri yasaklanır. Nazım Hikmet “Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robinson” demişti. Ama nafile türküler susmaz hiç bir yerde. İçeri de dışarı da türküleri söyleyen bir kuşağız. Hapishanelerde “Hapishanelere güneş doğmuyor” türküsü en çok söylenen türkülerdendi ya da adaletsiz dünyaya tepkisi olanlar “Ah yalan dünya” türküsünü söyler hep. Anasını, yarini özleyenlerin “İki büyük nimetim var, biri anam biri yarim” türküsü düşer dillerine insanın. “Möhür gözlüm seni elden sakınırım kıskanırım” türküsü duvarları delerdi çokluk. Türküsü çok, türküsü güzel bir halkız. Geceleri tutuşturur türkülerimiz, gündüzleri aydınlığa kavuşturur Neşet Ertaş gibi ustaların sayesinde.

“Analar insandır biz insanoğlu” diyordu. Analık hakkı, analık hukukunun kutsallığına inançla. Analara kıyıyorlar usta, ağlatıyorlar bu düzende. Ellerindeki karanfilleri bırakacak bir Mezar, Mezar taşı arıyor kimi analar. Nizamiye kapısında ahlarını bırakıyor kimileri. Gözaltı yollarını bekliyor hala kimi analar. Görüşmeci sırasında kimileri. Dilleri yasak kimilerinin, türküleri yasak. Analara kıyıyorlar hala usta.

“Ne zaman ki aşk biter,

O zaman yorulur insan!” derken ne kadar haklıdır usta. Yüreğin yorulursa taşımak zor gelir bir çok şeyi, ufkun yorulursa herkesi yorgun sanırsın, aşkın biterse çekilmez olur bir çatı altında, bir yastıkta yaşamak, yorulursun. Yorgunluğu pay edersin ancak. Aşksız kalmayacaksın o vakit, hayatta kavgasız olmayacaksın diyor Usta.

“Sessizliğini duymayan birine sevdanı verme. Göynün incinir, uykuların ziyan olur…” derken, sevgi karşılıklı, iki gönlün bir olması, gam kederin, tasanın paylaşılması, sesine ses olunmasını salık verir usta. Göynünüz incinmesin, uykularınız ziyan olmasın o vakit.

“Bana Öldü Demeyin! Yoruldu gitti deyin” demişti bir söyleşisinde. Yorulup Gideli 8 Yıl Oldu Avşar Elli Usta. “Bozkırın Tezenesi” Neşet Ertaş, Abdal geleneğinin onurlu bir temsilcisi, türkü diliydi. Türkülerinde yaşatmak, türkülerinle anmak bize düştü. Türküleri bu halka en güzel ödülüydü. Halkın sevgisi de onun ödülü oldu hep. Elinde sazı olanı görsem aklıma hep Neşet Ertaş gelir, Ruhi Su gelir. Ruhun şad olsun Usta


Hilmi Toy – 27.09.2020 – Avrupa Olay

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑