Makaleler

Published on Ağustos 13th, 2020

0

Yalancı güneşin altında – Naim Kandemir


Biz 42 yıl sonra bu fotoğrafa baktığımızda, her şeye rağmen o yılları çok özlediğimizi adımız gibi biliyoruz.

Yıl 1978. Lise sondayım, yaş 17. Samsun’un Çiftlik caddesinin ara sokaklarından birinde, arkadaşım Osman’ın eli omuzumda. Üzerimde kahverengi kadife kabanım ve yün boğazlı kazağım var. Belli ki yalancı bir güneşin altında poz vermişiz. Mevsim kış.

Arkamızdaki duvarda hesabını soracağız! yazdığına göre Türkiye gibi Samsun’da da öldürmeler başlamış. Samsun’da ilk öldürülen devrimci Nurettin Altaylı’ydı (18 Kasım1977).

Biz de bizim kuşağın çocukları gibi ergenlikten çıkmadan erkenden yola koyulmuşuz bizden öncekilerin ayak izlerine basarak. Gönüllü stajer olmuşuz Karadeniz Dev-Genç’te!

Fotoğraftaki gibi güneş yalancı, mevsim kış olsa da zihnimin en mutena köşesindeki Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne, arasta halkının deyişiyle “Gominizmin Merkezi”ne girdiğimi Haziran ayındaki üniversite sınavından sonra öğreneceğim. Babam ve arasta halkı kaymakam olacak diye sevinecekler o zaman.

***

Yıl 1978’in kışı. Henüz; savcı Doğan Öz, Bedreddin Cömert, Abdi İpekçi, Ümit Kaftancıoğlu, Kemal Türkler kalleşçe evlerinin önünde veya yakınında pusu kurularak öldürülmemişler.

17’mizde bu yalancı güneş altında 12 Eylül 1980’de gece saat 03.59’da darbeyle bozgunun başlayacağını nereden bileceğiz?

Biz bu pozu verirken; 7 Ekim 1980’de Ulucanlar Cezaevi’nde Necdet Adalı’nın cuntanın ilk idamı olacağını, 7 Kasım 1980’de Mamak Cezaevi’nde ring aracının içinde Muzaffer Erdost’un dövülerek öldürüleceğini bilemezdik elbette.

***

Biz 42 yıl sonra bu fotoğrafa baktığımızda, her şeye rağmen o yılları çok özlediğimizi adımız gibi biliyoruz.


Naim Kandemir – 13.08.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑