Makaleler

Published on Nisan 25th, 2021

0

Yaralı kartalı avcıya teslim etmeyen bir yerdir Dersim! – Hüseyin Y.

Dersim’in 1915’te Ermeni soykırımı karşısındaki açık tavrı budur.

Her Avcı avını elde etmek için her yolu mübah bilir. 

DERSİM tarihi kendine yapılanları iyi bilir. Yapanlarıda iyi tanır. Elbette yeri geldiğinde af etmesininide, etmemesininide iyi bilir.

Özellikle 1915 Ermeni soykırımı ile iç Anadolu’dan binlerce insanın akın etmiş olduğu bir sığınak olmuştur DERSİM.

Dersimin bu açık tutumu Osmanlı’yı ve ardında gelenlerinde hep tepkisini çekmiş ve çileden çıkarmaya yetmiştir. 

Bir çok kez Dersimin ileri gelenlerine tehditler ve gözdağı ile iletilen bir çok mektup ve heyetlerle Ermenilerin korunmamasını veya onların devlete verilmeleri istenir.

Örnekler çok ama bunlardan biride ; “Hozat’ın Mutasarrıf’ı, İbrahim Ağa’ya bir yazı göndererek Dersim Kürtleri arasında saklanan 10 bin Ermeni’nin hükümete teslim edilmesi istenmektedir. Bir çok değişik yerden gelen ağalar ilkin bir evde toplanırlar. Mektubu okumuş biri olarak bilinen Nişan Akkuşyan’a okuturlar.

Topluca şu kararı alırlar:

”içimizde iki ihtiyar dışında Ermeni yoktur. Biri nalbant öteki ise semercidir. Bize çok gerekli olduklarından onları saklamaktayız. Eğer duysak ki dünya üzerinde başka hiç Ermeni kalmamış onları da biz öldürür bitiririz..” diye cevap gönderirler.

Fakat hükümet işin peşini bırakmaz. Jandarma eşliğinde daha sert bir yazı daha gönderirler.

Bu sefer Beko’nun evinde toplanan ağalar uzun uzun tartıştıktan sonra Beko ”benim yanımda erkek kadın toplam 24 Ermeni vardır. Ben onların saçının bir telini de teslim etmem ” cevabını verir. Aynı şekilde Beko’nun kardeşi Mehmet de ayağa kalkarak değneğini doğrultur; ” Kardeşimin sözleri ile hemfikir olan bu değneği öperek Ermeni’leri teslim etmemeye yemin etsin. Bu Hazreti Xızır’ın değneğidir. Xızır’ı seven öpsün ” der.

Bu çağrı üzerine bütün ağalar ayağa kalkar ve huşu içinde değneği öperek bir tek Ermeni bile teslim etmemek üzere yemin ederler. İkinci defa ret cevabı yazarak jandarmaya verip hükümete iletirler. Bu olay bütün Dersim’e yayılır. Artık hükümete hiç bir Ermeni teslim eden olmaz. Fakat bu durumu devlet ilerde hesaplaşmak için kuşkusuz bir kenara not etmiştir.

Müslüman olmayan Anadolu halklarının bu barbarlığa soykırım diyemeyen sol hareketlerin, ve bu konuda Sovyetlerinde bırakalım sosyalist olmayı. Birleşmiş milletlerin bu konudaki soykırımlar ile ilgili tanım ve açıklaması bile bunun bir soykırım olduğuna yeterde artar. 

Evet, Milyonlarca insanın yerinden yurdundan edilmesi, en barbar bir şekilde katledilmesi,  malına mülküne el konulması vb… yapılanlar soykırım değilse , soykırım nedir?

Evet bu konuda Sovyetlerin ve Türkiye sol hareketinin Dersim konusunda olduğu gibi Ermeni sorununda da boynu bükük ve ağır bir vebal altındadır!

Gün korkmadan hakikatlarla yüzleşme günüdür…

Hep sarı öküzü vermeyecektik deriz ya, evet eğer Ermenilere yapılana karşı Rumlar, Süryaniler, Keldaniler, Kürtler hep birlikte birleşmiş olsaydı yada sarı öküzü vermemiş olsaydı, bunca kanın bu denli dökülmesi önlenmiş ve ardında gelen öteki soykırım ve katliamlar önlenebilirdi.

Evet biz yaralı kartalı avcıya teslim etmedik ise de daha sonra o kartalı yaralayanlar bizimde kanatlarımızı kırdılar.

Acı ama tarihin künyemize düştüğü acı bir nottur.

Unutmayalım!

Yaşadığımız 100 yılın 

her bir  anı bize “Unutma”, devlete kara tarihinle  “YÜZLEŞ” diyor!

Xo vira nıkeme. UNUTMADIK!

Saygılarımla 


Hüseyin Y.

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑