Makaleler

Published on Mart 23rd, 2021

0

Yaşarken mahrum edildiği Dersim’inin bağrına gömüldü Abdurrahman Dayımız – Gül Güzel

O, Özgür bir Kürdistan ve Önder’inin sevdalısıydı! Benim gibi bütün Stuttgartlılar O’nu senelerdir Abdurrahman Dayı olarak tanırlardı. 1991 yılından beri nerede bir yürüyüş, miting ve benzeri eylemler olsa, Abdurrahman Dayı- Ataş her zaman en ön saflarda giydiği yeşil-kırmızı-sarı renkli ceketiyle yer alırdı. 30 yıldan beri Kürt halkı, Kürdistan, Kürdistan şehitleri ve de Önderliği için Stuttgart ve çevresinde yapılan bütün programlar onsuz geçmemiştir. Çok az konuşup, sesini yükseltmese de yüreği özgürlük hasreti çığlıklarıyla taşar taşar yine taşardı…Ve 19 Mart Newroz heyecanına boğulan 2021 yılında alıp başını Dersim’in ana toprağını üstüne örttürdü…YASTAYIZ ABDURRAHMAN DAYI!!!

SEN BANA BABAMI TANITTIN!!!

Abdurrahman dayımla son defa vedalaşmak için 20 Mart’ta Ludwigsburg Alevi Kültür merkezi lokalindeki başsağlığı programına gittim ama dayımın cenazesi vefatından sonra yetkililer tarafından aileye değil; morga kaldırılmış ve oradan da Dersim’e gönderilecekmiş. Eşi ve çocuklarına başsağlığında bulunduktan sonra yanımıza gelen en küçük oğlu bizimle sohbet etmeye başladı. Sohbet sırasında birden gözlerinin içi güneş ışıklarıyla dolmuş gibi benim yüzüme bakarak,’’aaa ben sizi tanıyorum. Sizin sayenizde ben babamı tanıdım! ’deyince ben hayretle yüzüne bakarak, ’Nasıl yani? Ben sana Abdurrahman dayıyı nasıl tanıttım ki?’’ deyince, ’babamla pek konuşamazdık; kendini bize anlatmazdı. O yüzden senin babamla yaptığın röportajı okuyunca, babamı tanıdım’ ’dedi. Ve ben de o güzel insanı kendi çocuklarına tanıtmış olma mutluluğunu yaşadım giderayak. Tabutuna örtmek için götürdüğüm yeşil-kırmızı-sarı renkli şalım elimde kalarak☹(

Bu bölümde Abdurrahman dayım ile 14 Nisan 2014 tarihinde yaptığım röportaj vasıtasıyla kendisini biraz daha tanıyalım

Yine bir gün yapılan bir salon programında yanıma gelerek, heyecanla aldığı mavi renkli mülteci seyahat pasaportunu gösteriyor, ‘’bak fotoğrafta parti bayrağı rozetim yakamda var ama fotoğraftaki rozetime rağmen bana bu pasaportu verdiler’’ diyor. Ardından sevinç ve heyecanla pasaportundaki fotoğrafın olduğu sayfayı açıp, gösteriyor. Son süreçte uzamış sakalıyla bugünkünden epeyce farklı görünse de gerçekten yakasında parlayan parti rozeti yakasında. Fotoğrafı görünce o zaman ben de çok duygulanıp, sevinmiştim. Gerçekten parti bayrağı rozetli fotoğrafı pasaportundaydı. Ben çok heyecanlanarak, ‘’dayı seni nasıl kutlayacağımı bilemiyorum ama lütfen bırak da elini öpeyim’’ diyorum. Utangaç bir şekilde estarfullah deyip elini çekiyor nezaketlice. Yine bir erdemlilik yapıp, elini dahi öptürmüyor Abdurrahman dayım. Ama çok memnun olduğunu ve teşekkür ettiğini belirtiyor…

Bu büyük aşk ve sevda O’nu hep umutlandırarak, bütün zor şartlara rağmen dirençli kılıyordu. Çünkü Abdurrahman Dayı da bu yola başını koymuş bir çok insan gibi çift taraflı baskı, dışlanma ve hor görülmelere uğrayanlardan biriydi. Ama bütün iç ve dış baskılara rağmen, güçlü iradesi, Özgür Önderlik ve Özgür Kürdistan heyecanı O’nun beslendiği gıdası oldu yaşadığı sürece…

Mart 1950 Dersim doğumlu Abdurrahman Dayı, 30 Mart 2014 seçimleri öncesinde hüzün ve kısmen de çelişki dolu bakışlarını Sterk tv ekranlarından ayırmadan saatlerce tv ekranına takılıp kalıyordu. ‘’Dayı Dersim belediyesini alacak mıyız? dediğimizde ‘’Ma halkın artık iradesine sahip çıkarak, Dersim’i Faşizane partilerin eline bırakmaması lazım!’’ diyordu. Seçim sürecinde günlerce yüzü gülmeyen Dayı, seçimlerden sonra üniversite sınavlarını büyük bir başarıyla kazanan öğrenciler gibi huzurlu ve mutlu bir hal almaya başladı. Günlerce heyecana bürünen yüzüne Gamzecikler yerleşti. Haklıydı, Dersim belediyesini kaybetmek bir felaket olurdu çoğumuz için. Bunun mutluluğunu, heyecanını yaşamamak mümkün mü hiç?

Abdurrahman Dayı’yı ilk önce sarı-kırmızı-yeşil ceketiyle tanımıştım. Mülteci konumu ve Kürdistan sevdası onu çok zorluyordu. Oturduğu evin balkonuna parti bayrağını astığı için Alman resmi mercilerle ayrıca sorun yaşıyordu. Ama bu konudaki tutumuna inatla devam ediyor; ser verip, taviz vermemek prensibiyle tavır oluşturuyordu. Zaten sarı-kırmızı-yeşil ceketi nereye gitse, onu hemen ele veriyordu. Senelerce sırtında çıkarmadığı bu ceketi giyilemeyecek kadar eskiyene kadar. Dayı’ya söz vermiştim, o ceket gibisini nerde bulsa alacaktım. Ama hala bulamadım(!) maalesef…

Abdurrahman Dayı ve şehit oğlu Bilal

Dayı sen ne zaman, ve niye Almanya’ya ilticacı olarak geldin? diye sorduğumda, hüzünlü gözlerini uzaklara çevirerek ‘’Bilal yani Bilal Ataş (Alişer) adlı oğlum Marmara üniversitesi tıp bölümüne başladıktan sonra örgüte katıldı. Bundan sonra oralarda(Dersim) yaşamamız imkansızlaştırıldı. O yüzden 1991 yılında buraya ilticacı olarak Ailemle birlikte gelip, iltica ettim. Şimdi yalnız bir oğlum Dersim’de yaşıyor. Bilal’de bildiğiniz gibi Marmara üniversitesi 3. sınıf tıp dalında okurken o yıllarda Kürdistan’da yürütülen devlet zulmüne daha fazla katlanamayarak, 1993’te dağa çıkıp, gerilla oldu ve aynı yıl Ovacık/Pulur’da şehit düştü’’ diyerek buğulu gözlerini yana indiriyor.

Dağa çıkardım

Abdurrahman Dayı sen Almanya’ya gelmeseydin başka ne yapardın diye soru yönelttiğimde ise hiç tereddüt etmeden ‘’Ma ne yapacaktım, Dağa çıkardım! Diyor. Ama bunu söylerken o kadar heyecan ve gür bir ses tonuyla söylüyor ki adeta dağa çıkıyormuş gibi heyecandan gözlerinin içi gülüyor.

Dayı, Kürdistan’ın en küçük parçası olan Rojava Demokratik Özerkliğini ilan etti. Sen bu konuda bize ne diyeceksin? Soruma ise, ‘’Rojava için elimizden ne geliyorsa onu yapmaya hazırız. Yalnız Rojava için değil, Kuzey Kürdistan ve diğer parçalar için de. Demokratik özgürlüğümüz için her şeyi yapmalıyız. Tabii en başta Apo’nun özgürlüğü için. Çünkü, O’nun özgürlüğü gerçekleşmedikçe, Kürt halkı ve Kürdistan özgürleşemez. Bu mücadelede Kürt, Arap, Ezidi, Müslüman, Alevi, Hristiyan velhasıl inkar edilip, bastırılan, katledilen, sömürülen ve kimliksiz bırakılan tüm halkların birlikteliği ile gerçekleşmeli. Önderliğimiz özgürleşene kadar bu mücadelemize devam edeceğiz ve bu konuda mücadele ederken de her şeyi göze alacağız. Bu konuda Kürt halkıyla birlikte mücadele eden tüm diğer halklara ve Kürt halkına başarılar dileyerek, teşekkür etmek istiyorum.

Önderliğin, Kürdistan ve Kürt halkının özgürlüğüne kadar mücadele!

Abdurrahman Dayı her konuda çok hoş görülü ama söz konusu Önderliği ve Kürdistan olunca akan sular duruyor. Bu konuda, Ali Haydar Cilasun’un bir gün bana, ‘Abdullah Öcalan’ın özgürleşmesini bekliyorum. O özgürleşmeden ben kesinlikle ölmem! Apo’yu özgür gördükten sonra ölürüm’ demesi gibi, Abdurrahman Dayı da Önderlik özgürleşmeden, Kürdistan Demokratik Özerkliğine kavuşmadan rahat etmeyeceğini ve bu konuda mücadelenin bir elzemlik olduğunu dile getiriyor. ‘’ bir an önce Parlamentomuzun inşa edilmesi gerek. Böylelikle Demokratik Özerkliğimizi gerçekleştirmeliyiz. Bu konuda Avrupa ve Kandil başta olmak üzere 4 parça Kürdistanı kapsayacak şekilde birlikte siyasi mücadele verilmeli. Bu konuda tüm yerli ve yapancı siyasi parti ve siyasi temsilcilerin desteğini almamız gerekiyor. Kürt halk Önderi, Kürdistan ve halkımız ya özgürleşecek, ya özgürleşecek! Başka bir yol ve alternatif yok! diyen Abdurrahman Dayı, aslında gerekirse ileri yaşına rağmen mücadele için Kandil’e kadar gitmeye de her an hazırdı. Onun için, Şehid oğlu Bilal (Alişer)’in yolundan giderek, felsefesini yükselterek, hem şehid’lere sahip çıkıyor, hem de bu doğrultuda Stuttgart ‘Şehid Aileleri İnisiyatifi’nde yer alarak, hizmetlerine devam ediyordu. Çünkü, Özgür Kürdistan oluşmadan Mavi renkli mülteci pasaportuyla Abdurrahman Dayının, Dersim merkezindeki kendisi gibi dedesinin de doğduğu, baba evini ziyaret etmesi mümkün değil.

 Abdurrahman Dayımız, baba evine gitti. Hem de doğduğu Mart ayında. Newroz’un harlanan ateşi sürecinde.

Rahat uyu o kutsal toprağında Abdurrahman Dayı. Sen hep verdiğin onurlu duruş, mücadelenle kalbimizdeki yerini koruyacaksın. Rahat uyu Ana toprağında – Dersim’inde – Dersim’in oğlu…


Kadının Kaleminden: Gül Güzel – 23.03.2021

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑