Published on Eylül 3rd, 2020

Aytaçlar’ı yaşatalım! – Gül Güzel

Almanya’nın Ulm şehri, Münster meydanında, 12 haftadan beri açılan çadır nöbet eylemi 24. gününü arkasında bırakırken, eylem aktivistlerinin seslerine kulak verdik.

Sistemin fark gözetmeden bütün muhalif kesimlere baskı, hukuksuzluğu, sindirme politikası bitmek bilmiyor. Avrupa ülkelerinde yaşıyor olsak da, bu siyasetin hepimize gelip, değdiği de bir diğer gerçek. Bir de sistemlerin birbirine benzeşerek, karşımıza çıkıyor olması var. Özellikle baskı, inkar, gasp ve imhaların arttığı 2018 yılından beri, bir çok tutuklu Türkiye Cezaevlerinde açlık, ölüm oruçlarına giriyor ve Adalet talep ediyor. Ölüm orucuna giren bir çok tutuklu yaşamlarını kaybetti. Birçoğu da farklı hastalıklara yenildi. En son kaybımız ÇHD üyesi Avukat Ebru Timtik oldu. Ancak kendisiyle birlikte ölüm orucuna giren avukat Aytaç Ünsal’ın da oldukça yoğun sağlık sorunları yaşadığını takip ediyoruz. tüm bu duruma ve uygulanan adaletsizliğe karşı sessiz kalmamak için yurtdışında da türlü eylemler yapılıyor, ölüm orucundakilere destek verilmek ve seslerini kitlelere ulaştırılmak isteniyor.

12 Hafta = 24 Gün çadır eyleminde nöbet

Almanya’nın Ulm şehri, Münster meydanında, 12 haftadan beri açılan çadır nöbet eylemi 24. gününü arkasında bırakırken, eylem aktivistlerinin seslerine kulak verdik. ’’12 haftadan beri her seferinde iki gün çadır eylemimizi gerçekleştiriyoruz. Eylemimiz, burada(Almanya) yaşayan demokrat ve yurtsever göçmenler tarafından yapılmaktadır. Sebebi, Türkiye’de yani ülkemizde yaşanan hak ihlalleridir. Çadıra gelip, bizimle dayanışmada bulunan Almanlar da ülkemizdeki antidemokratik yaptırımların farkındalar ve bunu dile getiriyorlar.

Deniz, Mahir, Kaypakkaya’ların mirasçıları

Ölüm orucundaki Avukat arkadaşlarımız, Deniz, Mahir, Kaypakkaya’ların yolundan gidenlerdir. Kaypakkaya da işkencede lime lime edilmişti ama Ser verip Sır vermedi. Aynı şekilde Deniz de idama giderken sandalyeye kendisi tekme vurmuştu. Ancak hala adaletsizlikler, hak gaspları ülkemizde yoğun bir şekilde devam ediyor. Onun için direnmeler 40-50 yıl sonra bu şekilde, bu arkadaşlarla yeniden başladı. Çünkü ülkemizde artık sözün bittiği yerdeyiz. Bu mücadelede yer alan arkadaşlar bir şekilde bize Denizleri, Kaypakkaya’ların yeniden yaşatıyorlar. Hak – hukuk – adalet ve halkların kardeşliği için verdikleri mücadelede ölüyorlar.

Çağrımız: AYTAÇ’ları YAŞATALIM!!!

Tüm dünya insanlığına ve Türkiye’deki Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez, Ermeni, Asuri ile diğer bütün halklara, Alevi, Müslüman, Hristiyan inancındaki herkese sesleniyoruz: Ebru’yu yaşatamadık ama gelin hep birlikte Aytaç’ı yaşatalım. Susmayalım. Sustukça sıra bize gelir. Sıra bize geldiğinde arkamızda çığlıklarımızı duyabilecek kimse kalmamış olacaktır. Onun için, beklemeyelim! Aytaç’ları yaşatalım. Bunlar bize Deniz, Mahir, Kaypakkaya’dan kalan miraslarımızdır! Mirasımıza sahip çıkalım.

AYTAÇ’LARI YAŞATALIM!, AYTAÇ’LARI YAŞATALIM!, AYTAÇ’LARI YAŞATALIM!!!

Aytaç Ünsal derhal bırakılsın!

Yurtdışında yapılan çeşitli eylemlerle avukat Aytaç Ünsal’ın durumuna dikkat çekilirken, Türkiye’de de çeşitli kurumlardan Aytaç’ın özgürlüğü talep edildi.

Avukatlar, ölüm orucundaki meslektaşları Aytaç Ünsal için Yargıtay’a 10’uncu kez dilekçe verdi.

Dilekçede, Aytaç Ünsal’ın hayati risk sebebi ile ivedilikle tahliyesine karar verilmesi istendi.

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Adalet İçin Mücadele, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması ve Toplumsal Hukuk’un çağrısı ile bir araya gelen avukatlar, Yargıtay’a, ölüm orucundaki meslektaşları Aytaç Ünsal’ın tahliye edilmesi için 10’uncu kez Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne dilekçe verdi.

Avukatlar yaptıkları açıklamada, “Son çağrımızda ‘Ebru artık konuşamıyor. Artık son aşamadayız’ demiştik. Ebru’yu kaybettik. Aytaç’ı yaşatmalıyız. Yargıtay 16. Ceza Dairesi bu hafta muhtemelen tahliye ve esasa ilişkin karar verecek” denildi.

Gül Güzel – Ulm – 02.09.2020