Kitap

Published on Şubat 21st, 2021

0

Dillerin katli

21 Şubat Uluslararası Anadil Günü vesilesiyle “Tehlikedeki Diller” odaklı bir okuma: David Crystal’ in “Dillerin Katli” adlı kitabından.

Kültürümün ve dilimin var olma hakları vardır ve hiç kimsenin bunu göz ardı etme yetkisi yoktur.

Dilimin artık insanların dillerinde olmadığını düşününce kendi ölümümden daha kötü bir ürperti sarar bedenimi çünkü bu, neslimin bir araya getirilmiş ölüleridir. (Avustralyalı Yazar David Malouf )

Bir dilin yeryüzünden silinmesi  tekrar yenilenemeyecek bir doğal kaynak gibidir. (Saha çalışması yapan bir dilbilimci)

Her dil, belli bir evren modeli, dünyanın anlaşılmasına yarayan bir gösterge sistemi oluşturur ve dünyayı tanımlamak için 4000 farklı yolumuz varsa bu bizi zengin kılar. Ekoloji konusunda olduğu kadar dilllerin korunması konusuna da eğilmeliyiz. (Rus Yazar, Vjacestav  Ivanov)

‘’ Cenedl heb iaith, cenedl heb galan ‘’ / ‘’ Dilsiz bir millet kalpsiz bir millettir.’’ (Gal Atasözü)

‘’ Kaybolan dilin yeri doldurulamaz ve bir halkın koca bir tarih boyunca biriktirdiği düşünce ve iletişimin damıtılmış halini temsil ettiğinden trajiktir.’’ (Marianne Mithun)

Her dil, içinde onu konuşanların ruhlarını  barındıran bir mabettir. (Oliver Wendell Holmes)

Dil bildiğimiz en devasa, en kapsamlı sanat, nesillerin bilinçaltının isimsiz dev eseridir. (Edward Sapir )

Milletin ruhunu büyük ölçüde dilinden tanırız; dil ki,  yüzlerce yıllık tarihinde her güçlü kişinin bir taş koyduğu abide gibidir. (Emerson)

Kişi ne kadar çok dile, ne kadar çok arkadaşa, ne kadar çok sanat ve mesleğe sahipse, o kadar çok adamdır. (Emerson)

Dünya bir imgelem mozaiğidir. Kaybolan her dille bu mozaiğin bir parçası kaybolur. (Aryon Dall’gna Rodriges)

İnsan erdeminin bütünü herhangi bir dilde değildir ve hiçbir dil tek başına insan irfanının tüm şekil ve derecelerini ifade edemez. (Ezra Paund)

Dil varlık evidir.  ( Heidegger )

Gün gelir daha küçük kültürleri ve dilleri korumak için savaşmak, tarih sahnesinden çekilmeden önce bizi insan yapan en önemli şeyleri korumak için savaşmak olur. (Ron Crow)

İnsanın kendi dilini terk etme kararı, dili konuşan toplumdaki özgüven azalmasından kaynaklanır. (Brezinger, Heine ve Sommer)

TEHLİKEDEKİ DİLLER İÇİN NE YAPILABİLİR?

1-      Tehlikedeki dil eğer konuşmacıları hakim toplum içinde prestijlerini arttırırsa gelişecektir.

        İnsanlar sizi fark etmeye başladığında prestij de beraberinde gelir. Bu yüzden tehlikedeki topluluk, toplum içinde varlığını hissettirebilmeli, meydana daha çok çıkmalıdır. Gelenkelsel olarak hakim kültürün hakimiyeti altındaki medyaya erişmek çok önemlidir. Örneğin, günlük bir gazetede düzenli bir köşe ya da kültürel veya dini bir kutlama gibi, dili radyoda ve televizyonda herkese gösterecek programlar yapılabilir. Ama medya yalnızca önemli bulduğu bir aktiviteyi yayınlayacaktır; bu yüzden, ilk adım kiliseler, kültür merkezleri ve belediyeler gibi kamu alanlarında aktiviteleri arttırmaktır.

         Uzun vadeli amaç, kamu alanının daha fazla kesiminde varlığını hissetttirmektir. İş, hukuk ve kamu idaresi dünyaları özellikle önemli hedeflerdir. Başlangıçta mektup başlıkları, şirket logoları ve benzeri şeyler yoluyla var olduğunu göstermekten öteye gitmez. Yerli dili siyasi desteği de arkasına alırsa yer isimleriyle, yol levhalarıyla ve diğer tabelalarla daha fazla görünür hale  gelebilir. Bütün bunlar genelde dilin toplum içinde kabul görmesinin gerçek göstergesidir ve etkinlikler bu yüzden daha çok bunlara yoğunlaşır.

          2) Tehlikedeki dil, eğer konuşmacıları hakim toplum içinde zenginliklerini arttırırsa gelişecektir.

         Grenoble ve Whaley,  ‘’ ekonomi tek başına tehlikedeki dillerin kaderini etkileyen en güçlü kuvvettir ‘’ gözleminde bulunmuşlardır. Bir dilin sosyal ve siyasi profilini yükseltmek elbette para gerektirir ve elbette para ancak zengin çevrede olur. Örneğin Katalonya’ nın güçlenen ekonomisi Katalancanın orada kullanılmasını sağlayan ana faktör olmuş ve Katalanca konuşulan diğer bölgelerde dilin prestijini arttırmıştır. Tehlikedeki dillerin ekonomik büyümeden en çok yararlandığı alanlar hizmet sektörü ve hafif üretim sanayidir.

        3) Tehlikedeki dil, eğer konuşmacıları hakim toplum gözünde meşru güçlerini arttırırsa gelişecektir.

       Yirminci yüzyılın son yıllarında dünyanın pek çok yerinde yerli dilleri kamuoyunun kültürel ve  dilsel haklara karşı gittikçe artan sempatisinden nasibini almıştır. Öte yandan bir şeylerin gerçekten yapılmasını sağlamak için devletler üzerinde uluslararası, ulusal ve yerel seviyelerde baskıyı devam ettirme ihtiyacı bu yüzden her zamankinden daha acildir. Şu an dünyada dil haklarını ihlal eden veya görmezden gelen ülkeler, destekleyenlerden daha fazladır. Bu yüzden gevşememek lazımdır.

         4) Tehlikedeki dil eğer konuşmacıları eğitim sisteminde güçlü bir varlığa kavuşursa gelişecektir.

         Tehlikedeki herhangi bir dilin öncelikle ev içindeki kullanımını arttırmak asli önceliktir. Gördüğümüz gibi bütün sorumluluğu eğitim sistemine bırakan düşünce şekli çözüm getirememektedir.. Ama dil, okul sistemi içinde ilkokul ve ortaokul seviyelerinde hiç yer bulamıyorsa gelecek karanlık olacaktır. Eğitim dilbiliminde onlarca yıl süren bazı araştırmalardan ve tartışmalardan sonra bir çocuğun ana dilini kullanmasında okulun rolü artık iyi bilinmektedir.

      Eğitim, tehlikedeki diller konusunda bir ölçüde hem nimet hem külfet olabilir. Öncelikle öğrencileri dillerini tehlikeye sokan yabancı etki ve değerlerle bizzat tanıştırır. Aynı zamanda eğitim sürecinin kazandırdığı bilgi ve bilinç çocukların güvenini arttırıp onların yararına olabilir. Bir dilin tarihi, folkloru ve edebiyatı hakkında bir şeyler bilmek önemli bir güven kaynağıdır. Okul elbette bu bilginin tek kaynağı değildir. Dil konusundaki bilincin ve sosyal birlikteliğin önemli bir kaynağı, bir topluluğun dil koruma programının parçası olarak ayarlayabileceği okul dışı aktivitelerdir. Dil yarışma grupları,  yazın yapılacak dil kampları, usta-çırak programları veya iki dilli tatiller bunların arasında sayılabilir. Bu eğitim ortamlarının aynısı toplumun daha yaşlı bireyleri içinde geçerlidir.

        Ancak hiçbir eğitim programı iyi materyaller olmadan başarılı olamaz ve iyi materyaller bunları kullanmak için eğitilmiş öğretmenler yoksa anlamsızdır. Bu yüzden, tehlikelilik durumlarının çoğunda öğretmen eğitimi çok önemlidir.

        5) Tehlikedeki dil, konuşmacıları dillerini yazabiliyorsa gelişecektir.

        Okuryazarlığın bir dilin korunmasında ve yaşatılmasında eşsiz bir rolü vardır. Bir dilin sırf yazılmış olması tabii ki otomatikman hayatta kalacağı anlamına gelmez. Ancak buna rağmen bir dil ev içinde nesiller arasında nakledilme aşamasını geride bırakmışsa, yazılması geleceğini daha fazla teminat altına alır. Standartlaşma, dil güçlendirmesinde tek başına en önemli teknik bir konudur. Yazılı materyallerin kaydedilmesi için önce bu meselenin çözülmesi gerekir.  Okuryazarlık programı tehlikedeki yüzlerce dil için başarıyla uygulanmıştır ve canlandırma projelerinde öncelik taşımaktadır.

       6) Tehlikedeki dil eğer konuşmacıları elektronik teknolojisini kullanırsa gelişecektir.

         Elektronik teknolojisi özellikle de internet, tehlikede olup da yazısı bulunan dillere henüz faydalanılmaya başlanmamış potansiyeliyle yepyeni fırsatlar sunmaktadır. Gazetede bir yer ayrılması, radyo ve televizyonda zaman verilmesi ucuza gelmez. Ancak daha ‘zengin’ diller bu tür iletişim araçlarını düzenli kullanmaya güç getirebilir. Ama internette herkse eşit duruma gelmiştir. Katılımcı ister İngilizce, İspanyolca, ister Galce veya Navajo’ca yazsın web sayfasının masrafı aynıdır. Şu anda internette muhtemelen 500’ den fazla dil bulunmaktadır.

Öne sürdüğüm altı şart, pastayı benim tarzıma göre kesmektedir ve bunun başka pek çok yolu vardır. Yine de, terminoloji ve vurgu değişse de benzer konular tekrar etmektedir. Örneğin, Akira Yamamoto ‘ küçük dillerin korunmasına ve gelişmesine yardımcı olacak ‘ dokuz faktörden bahseder.

    1. Dil çeşitliliğine olumlu bakan bir hakim kültürün varlığı,

   2. Tehlikedeki toplum içinde güçlü bir etnik kimlik anlayışı

  3. Tehlikedeki dil ve kültür hakkındaki eğitim programlarının desteklenmesi,

  4. İki dilli / iki kültürlü okul programlarının oluşturulması,

 5.  Anadil konuşmacılarının öğretmen olarak eğitilmesi,

 6.  Konuşma topluluğunun bir bütün halinde katılımı,

 7. Kullanılması kolay dil materyallerinin hazırlanması,

 8. Hem sözlü hem de yeni yazılı edebiyatın geliştirilmesi,

 9. Dilin kullanılması gereken çevrelerin oluşturulup güçlendirilmesi.

Ve Lynn Landweer  tehlikedeki bir dil için sekiz tane ‘ etnodilbilimsel yaşamsallık göstergesi ‘ vermektedir.

1. Hakim şehir kültürünün etkisine karşı gösterdiği direncin boyutu,

2.  Kullanıldığı alanların sayısı,

3.  Akıcı konuşmacılarının kritik kütlesinin varlığı,

4.  Sosyal ilişkiler içinde konuşmacıların dağılımı,

5.  Grubun içeriden ve dışarıdan ayrı bir toplum olarak tanıması,

6.  Çevredeki dillerle kıyaslandığında nispi prestij,

7.  Ekonomik temelde sürekli erişim

TEHLİKEDEKİ DİLİN CANLANDIRILMASI

              Bir dilin kurtarılması kararlılık, sorumluluk, açık bir yön duygusu ve çok farklı özel beceriler gerektirir. ‘ Pek çok dilin yaşaması ilmesine bağlıdır.’ İşte bu yüzden dünyanın pek çok yerinde dil koruması konusunda ekip yaklaşımının ortaya çıkışına tanık olmaktayız. Bu da yapılacak işin ne denli büyük olduğunu göstermektedir. Durumlar fazlasıyla farklılık gösterse de atılması gereken pek çok adım vardır ve bu adımların aşağıdaki göre gitmesi zorunlu değildir.

·          Toplum  üyeleri ve  dışarıdan gelen saha çalışanları bir araya gelir, birbirlerini tanır ve aktif bir grup kurarlar,

·         Sorunun doğası üzerine anlaşmaya varmak şarttır – dil gerçekten tehlikededir, bu konuda bir şeyler yapma sorumluluğu topluma aittir ve bu konuda bir şeyler yapılabilir,

·         Dikkat edilmesi gereken sosyopolitik veya dini hassasiyetler ve orjinallik, standartlaştırma, sahiplik ve kontrol gibi diğer meseleler göz önüne alınarak yerel durum genel olarak değerlendiririlir,

·         Kısa vadeli acil işler olup olmadığına ve uzun vadeli dikkatin anadil öğrenimine mi, ikinci dil öğretimine mi yoksa her ikisine birden verilip verilmeyeceğini karar vermek için dil kullanım araştırması yapılır,

·         Koruma şekline karar verilmesi gerekir – ihtimaller hakim kültür içinde sembolik miras varlığının sağlanmasından günlük konuşma ve yazma aracı olarak tam ölçekli bağımsız varlığa değişebilir,

·         Uzun ve kısa vadeli planlamaya ilişkin olarak takım üyelerinin yükümlülüklerinin doğasına ve boyutuna karar verilir,

·         Kaydetme, dökümantasyon, öğretim, materyal yazımı ve benzerlerine ayrılacak aktivitelerin dengesi dahil acil hedefler belirlenir, veri toplanması gerçekleştirilir.

·         Dilin yapısının dilbilgisi ve sözlük vs. şeklinde belirlenmesi amacıyla verilerin analizi yapılır,

·         Hem konuşma hem de yazma için standartlaştırma süreci başlatılır ve halk tarafından kullanılabilecek bir alfabe tasarlanır,

·         Evde ve diğer yerel ortamlarda dilin kullanımını geliştirmek için stratejiler saptanır,

·         Yazı dilinin halk içinde kullanımını yaygınlaştırmak için stratejiler ortaya konur,

·         Konuşma dilinin halk içinde kullanımını yaygınlaştırmak için stratejiler ortaya konur,

·         Dili öğretim dili yapmak amacıyla okullara sokmanın stratejileri ortaya konur,

·         Hem çocuk hem de yetişkin kullanımı için müfredat materyalleri hazırlanır ve basılır.

·         Hikayeler, şiirler, gazete makaleleri gibi halkın genel ilgisini çekecek metinler yazılır ve basılır.

·         Dilin resmi bölge dili olarak tanınması için ilkeler belirlenir.

Sonsöz:

‘’ Toplum ve yalnızca toplum yaşayan bir dili koruyabilir. Eğer toplum görevini yabancılara veya ( öğretmenler gibi ) toplum içinden birkaç kişiye devrederse dil ölecektir. Dil koruma çabaları toplumun bir parçasını değil tamamını dahil etmelidir.

Yaşayanlar için dilin ölümü korkunç bir kayıptır. ‘’ Dilin veya kültürün yok olmasıyla yüzleşmek ölüm sürecinde yaşanan acılarla aynı aşamaları paylaşır.’’ Bu acıyı hissedip bu acıya tepki vermek için tehlikedeki topluluğun bir üyesi olmamız gerekir.

‘’ Tehlikedeki diller için destek toplama işine girişmeden önce uzun uzun beklediğimiz için dillerin eşsizliklerini kutlamak yerine cenazelerin ardından ağıtlar yakabiliriz .’’

 Özetleyerek Sunan:   Mutlu CAN

Tags: , , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑