Halklara mı saldırılıyor? - Erol Ars

Yazarlar

Published on Mayıs 7th, 2020

0

Halklara mı saldırılıyor? – Erol Ars

Kapitalizm  egemenliğini sürdürebilmek için yapamaz sanılan en acımasız olanı bile yapar…

Bilim ve teknolojiyle toplumlar her geçen gün daha etkin şekilde kontrol ve denetim altına alınmaya başlandı. İnternet, cep telefonu,  ardından – takip işlevli – akıllı telefon, facebook, twitter, instagram vb. “hesaplar” aracılığıyla 7 gün 24 saat kontrol ve denetim altındayız. Fakat kapitalizm için bu yetmiyor. Asıl amaç tam anlamıyla yönetme, yönlendirme…

An itibarıyla insan vücuduna (parmak ucuna ya da avuç içine) kimlik, ehliyet, banka ve yaşam bilgilerinin yer aldığı – pirinç büyüklüğünde – çip yerleştirilmesi konuşuluyor. Bunun bir sonraki versiyonu ise insanları  tamamen kontrol altına almak. Bu konuda korkunç iddialar var. Bazı  hastalıkları  önlediği yalanıyla insanlara -çip işlevi gören-  haplar verilerek robotlaştırılacakları, yani tamamen esaret altına alınacakları ifade ediliyor. Geliştirilen teknolojiyle birlikte her şeyin paraya uyarlandığı,  teknoloji bilimin yanı sıra tıp bilimin de kendilerine bütçe tahsis eden kapitalizme  hizmet etmesi geleceğe dair  umutların ağır ağır yok olmasına neden olmakta. 

“Umutsuzluk katliam gibidir…” gerçeğine karşın, böyle de bir umutsuzluk var.

Dünya halkları olarak hepimiz teknolojinin pençesinde çırpınmaktayız. Öyle ki, çırpınışımıza bile  bağımlı hale getirildik… 

Varlığını fazla kazanç, kâr, sömürü temelleri üzerine kuran kapitalizm,  kendisini ve üst siyasi yapıyı belirleyen alt ekonomi yapının en güçlüleriyle birlikte dünya halklarını, işçi sınıfını robotlaştırarak, tamamen güdümü altına almaya hazırlanıyor.

Dünyanın bir anda nasıl karantinaya, korku gezegenine dönüştürüldüğüne hep birlikte tanık olduk.

Gözle görülmeyen “koronavirüs” denen acımasız düşman gerçekten  hayvandan mı ortaya çıktı?

Ya da labaratuvarda mı var edildi?

Bütün yeryüzünü karantinaya çeviren bu virüs salgını “halkları kayıtsız şartsız teslim alma provası mı?” diye düşünmüyor da değilim. Çoğu insan bendeki bu düşünceyi “saçma bir senaryo, bir kurgu” olarak düşünebilir. Fakat bu konuda kaleme alınmış onlarca makaleler, yazılar var. Yani bendeki bu “kurgusal düşünce” salt bana özgü değil. 

7.5 milyarı aşkın dünya nüfusunu yarıya düşürme doğrultusunda projelerin olduğuna ilişkin yazılar, makaleler de okumaktayız, bilim kurgu filmler, diziler izlemekteyiz…

Bu doğrultuda  “korkunç” olarak ifade edilebilecek  pojelerin gerçekleştirilmesi için bilim teknoloji destekli, tıp biliminden biyokimya uzmanlarıyla birlikte çalışmalar başlatıldığı iddia ediliyor.

Demem o ki bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.

Tahminim odur ki, düğmeye basıldı…

Kafamda dönen düşünce yanılgı da olabilir. Fakat kapitalizmin ne denli sömürgeci, yoksullaştırıcı, savaştırıcı, öldürücü, yok edici.. olduğunun bilincinde olduğumdan -yanılsam da- düşüncem gerçeğe uzak değil.

Çünkü kapitalizm  egemenliğini sürdürebilmek için yapamaz sanılan en acımasız olanı bile yapar. Kapitalizm öylesine acımasızdır ki, gerekirse kendisiyle birlikte  dünyayı da yok eder…


 Erol Ars –  07.05.2020

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑