Emek

Published on Ekim 24th, 2021

0

İşçi ve emekçiler Kartal’da seslendi: Emeğimiz ve özgürlüğümüz için mücadele edelim

Kartal Meydanı’nda düzenlenen İşçi Emekçi Mitingi’ne yağmura rağmen yüzlerce kişi katıldı. Yapılan konuşmalarda “Emeğimiz ve özgürlüğümüz için mücadele edelim” diye vurgulandı.

Sendikalar, siyasi partiler, direnişçi işçilerin aralarında bulunduğu yaklaşık 40 kurumun organize ettiği ve yüzlerce kişinin katılımıyla “Emeğimiz ve Özgürlüğümüz İçin İşçi Emekçi Mitingi” Kartal Meydanı’nda gerçekleştirildi.

Marmaray’ın Başak İstasyonu’nda toplanan işçi ve emekçiler pankartları ve sloganlarıyla miting alanına yürüdü. “Emeğimiz ve özgürlüğümüz için birlik olalım mücadele edelim”, “Sermaye düzenini tarihin çöplüğüne süpüreceğiz” ve “Biz bu oyunu bozarız” pankartlarının taşıyan işçi ve emekçiler, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Genel grev genel direniş” ve “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atıldı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Serpil Kemalbay, Musa Piroğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş da mitinge katıldı.

YÜZLERCE İŞÇİ VE EMEKÇİ KOD-29 İLE FİŞLENDİ
Kortejlerin alana girmesinin ardından yapılan saygı duruşu ile miting başladı. Mitingde ortak açıklamayı Nazlı Şen ve Tamer Doğan okudu. Açıklamada “Bizler pandemi sürecinde daha da yoksullaşan, işsiz kalan, güvencesiz çalışmaya itilen milyonlarız. Pandeminin ve krizin faturası bizlere kesilirken sermaye sahipleri bu dönemde karlarına kar kattılar. ‘İşten atmak yasaklandı’ dendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin pandemi sürecinde Kısa Çalışma Ödeneği, Ücretsiz İzin ve İşsizlik Ödeneği’nden 8 milyon kişiye ödeme yapıldığını açıkladı. ‘İşten atmak yasaklandı’ dendi. Madde 25/2’den (Kod-29) işten atılanların oranı yüzde 70 arttı. Pandemi döneminde günde ortalama 500 işçi Kod-29’la işten atıldı. Nasıl ki KHK’larla yüzbinlerce kamu emekçisi fişlenip, sosyal ölüme terk edildiyse yüzbinlerce işçi-emekçi de Kod-29’la fişlendi” dedi.

Devletin Kod-29’a karşı verilen mücadeleler sonucunda “Kod-29’u kaldırdık” demek zorunda kaldığını ifade edilen açıklamada, “Ancak farklı kodlar vererek Madde 25/2’yle işten atmalar devam ediyor” diye belirtildi.

İŞ CİNAYETLERİ HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR
Yeterli denetim yapılmadığı, önlem alınmadığı için başta inşaat işkolu olmak üzere iş cinayetlerinin hız kesmeden devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “İşsizlik ve gelecek kaygısı sebebiyle intiharlar artıyor. Gelecek kaygısı yaşayan kesimlerin başında gelen gençler; işsizlik, iş olduğunda da düşük ücretler dayatmasıyla boğuşuyor. Diğer yandan EYT’lilerin yaşadığı hak gaspları pandemi sürecinde devam ediyor. Emine Erdoğan’ın Sıfır Atık Projesi ile oluşan rant için atık kağıt işçileri hedefe çakılıyor. Emeklerine sahip çıkan atık kağıt işçileri polis saldırısına uğruyor, depoları kapatılıyor, tutuklanıyor” diye konuştu.

İş yerlerinde çalışma koşulları her geçen gün kötüleşirken en basit korona önlemleri dahi alınmadığına tepki gösterilen açıklamada “Diğer yandan yükselen enflasyon karşısında ücretlerimiz eriyor. Temel tüketim maddelerine, faturalara, ev kiralarına gelen zamlar karşısında düşük ücretler dayatılıyor. İnsanca yaşamaya yetecek ücretin çok altında olan asgari ücret genel ücret haline getiriliyor” denildi.

Ücretsiz izin gibi uygulamalarla güvencesiz çalışma, genel çalışma biçimi haline getirildiği, belirli süreli iş sözleşmesi ve İŞKUR üzerinden işe alımlarının arttığına dikkat çekilen açıklamada, “‘Kamuda çalışan taşeron işçilere kadro müjdesi’ diyerek sözde kadroya alınan işçilerin hakları gasp ediliyor” ifadeleri kullanıldı.

MÜLTECİ İŞÇİLER ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA ÇALIŞIYOR
Bir yandan “mülteci” düşmanlığı kışkırtılırken diğer yandan “mülteci” işçiler asgari ücretin de altında ücretlerle, güvencesiz çalışmaya zorlandığı vurgulanan açıklamada, “Türkiyeli işçilere kölece çalışma koşullarını kabul ettirmek için patronların elinde silaha dönüşen mülteci işçiler en ağır sömürü koşullarına maruz kalıyor. Kapitalistler Türkiye’den yurtdışına götürdükleri işçiler
e de aynı koşulları dayatıyor. Ücretleri başta olmak üzere tüm haklarını gasp ediyorlar. Kısacası taşeron ve güvencesiz çalışma biçimleri artıyor. Ayrıca pandeminin en ağır faturası kadın işçi ve emekçilere kesiliyor. Pandemi sürecinde ev içi yükleri artan kadınlar işyerlerinde de en fazla hak gasbına uğrayan kesim oluyor. İlk olarak kapının önüne yine işçi kadınlar konuluyor. Diğer yandan işyerlerinde kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik taciz, mobbing, şiddet gibi saldırılar da pandemi sürecinde artıyor. Kadınlar ve LGBTİ+’lar bu tarz saldırılarla yıldırılmaya ve ağır çalışma koşullarını kabul etmeye zorlanıyor” diye belirtildi.

Tüm baskı ve saldırılara karşı işçilerin “sendikalı olma hakkına” dört elle sarılmaya devam ettiği söylenen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kod-29’a, keyfi işten atmalara, hak gasplarına, sendikal faaliyetin engellenmesine, kölece çalışma koşullarına, kadın işçilere yönelik tacize-mobbinge karşı pek çok yerde işçiler direnişte. Sinbo, SML, Bakırköy, Bayrampaşa ve Şişli Belediyeleri, Tur Assist, Alba Plastik, Bel Karper, AdkoTurk, Xiaomi Salcomp, Kentpar, CarrefourSa, Baldur, Uzel, Cargill, Rönesans Holding, Tanzim Market, A101, Kayı İnşaat işçileri ve daha birçok işçi direniş ve mücadele bayrağını yükseltiyor.

‘BİZ MEŞRUYUZ’
“Direnişçi işçiler keyfi yasak ve engellemelere rağmen kararlılıkla mücadele ediyorlar. Nasıl ki 1 Mayıs’ta pandemi önlemi adı altında dayatılan keyfi yasaklar fiili-meşru mücadeleyle boşa düşürüldüyse aynı kararlılık devam ediyor. Sinbo Direnişçileri Kod-29’un kaldırılması talebi ile Ankara’ya yürüdüler. Her gün karşılarına çıkan polise ‘Biz meşruyuz, asıl siz suçlusunuz, dağılın!’ seslenişleri hala hepimizin kulaklarında. Migros Direnişçileri’nin ‘Bizden çaldıklarınızı geri alacağız! Korkmuyoruz yine geleceğiz!’ seslenişini unutmuyoruz. Coşkumuzu, maden işçilerinin haklı ve meşru mücadelelerinden aldıkları güçle önlerine çıkan jandarmaya ‘Öyle mi alay komutanı!’ seslenişinden alıyoruz.”

TALEPLER
“Özgürlüğümüzü kendi ellerimizle yaratacağız” diyen Nazlı Şen ve Tamer Doğan, işçi ve emekçilerin taleplerini şöyle sıraladı:

* Madde 25/2 (Kod-29) kaldırılsın!
* Herkese iş ve gelir güvencesi sağlansın!
* Taşeron çalışmak yasaklansın!
* İş yerlerinde taciz, baskı, mobbing son bulsun!
* KHK’lar iptal edilsin!
* Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın!

‘SÜRECİ BİRLİKTE ÖRGÜTLEMEK HEPİMİZİN GÖREVİ’
Ortak metnin okunmasının ardından kürsü direnişçi işçilere bırakıldı. İlk sözü alan TOMİS üyesi Sinbo direnişçisi Dilbent Türker, süren metal grup toplu iş sözleşme sürecine değinerek şunları ifade etti:

“Biliyoruz ki Grup TİS’de elde edilecek kazanımlar toplu ve tekil iş sözleşmesi yapılan her fabrikayı, her işkolunu, sendikasız işçi ve emekçileri doğrudan etkiliyor. Ne yazık ki metal patronlarının karşısında sendika ağaları yer alıyorlar. Kapalı kapılar ardında görüşmeler yaparak Grup TİS kapsamındaki işçi kardeşlerimizin bilincini bulandırarak süreci tamamlamaya çalışıyorlar. Bu duruma son verecek tabandan birliğini kuracak işçilerdir. Başta Grup TİS kapsamındaki fabrikalar olmak üzere her yer de söz yetki karar hakkının gerçek anlamda işçilerde olduğu, fiili- meşru mücadele hattının hayat bulduğu bir süreci birlikte örgütlemek hepimizin görevidir.”

‘YAŞAMLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Türker’in ardından CarrefourSA direnişçisi Gülbin Demirel söz aldı ve direnişe başlama sürecini anlattı. Demirel, “Bugün yapmak istedikleri şey bizleri asgari ücrete mahkum etmektir. Bugün direnişteyiz, pandemi sürecinde sağlık emekçilerinden sonra market sektörü en fazla etkilenmiştir. Bugün aramızda çok sayıda işçi var. Market, kağıt işçileri, haksız yere işten atılan işçiler var. Bugün direnişimizin 37. günü. Direnişimiz bugün son bulmayacak. Ağır çalışma koşullarına karşı direniyor ve mücadele ediyoruz” diye kaydetti. “Kadınlar olarak direniyoruz” diyen Demirel konuşmasında “Yaşamlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” vurgusu yaptı.

‘TEKSTİL İŞÇİSİ ÖRGÜTLENMEDİĞİ ZAMAN SÖMÜRÜ ARTIYOR’
Neo-Trend Tekstil direnişçisi Mehmet Bilal Doğan ise konuşmasında direniş vurgusu yaptı. Doğan konuşmasında
polisin işçileri korkutmaya çalıştığını söyledi. Doğan, “Tekstil işçileri örgütlenmediği zaman sömürü artıyor. Son dönemde Kod-29’a sığınıyorlar. Biz korkmuyoruz. 125 gündür haklarımız için direniyoruz. Haklarımızı alana kadar direneceğiz haklıyız kazanacağız” diye belirtti.

‘KADIN İŞÇİLERE YÖNELİK SALDIRILARA KARŞI BİRLİK OLMALIYIZ’
Ardından SML Etiket’te 136 gün boyunca keyfi işten atmalara ve sendika düşmanlığına karşı direnen Seçil Arı söz alarak kadın işçilerin yaşadığı katmerli sorunlara değindi. Arı konuşmasının devamında kadın işçilerin mücadelede en ön saflarda olması gerektiğinin altını çizdi. Arı, “Biz kadınlar işyerlerinde, fabrikalarda, sokakta mücadelenin her alanında olmayız. Nasıl ki İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline karşı sokaklara çıktıysak çifte sömürüye, işyerlerinde karşı karşıya kaldığımız taciz, baskı, mobbinge karşı da sokaklara çıkmalı, mücadele etmeliyiz. İşyerlerimizde komitelerimizi kurmalı, kadın işçilere yönelik saldırılara karşı taleplerimiz için birlik olmalıyız. Biz işçi kadınlara yönelik saldırılar işçi sınıfına yönelik saldırıların bir parçası. Bu sebeple yaşadığımız sorunlara karşı işyerlerimizde erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte mücadele etmeliyiz” diye kaydetti.

‘DEVLET EKMEĞİMİZE GÖZ DİKTİ’
İstanbul Geri Dönüşüme Katkı Derneği (İGEKATDER) Başkanı Mesut Aygün de “Öfkeliyiz” diyerek, “Yandaş şirketlerin yüzlerce milyonluk vergi borcunu silenler, günde 100 TL’li zor kazandığımız çekçeklerimize göz dikti. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzeninin adaletsizliğinden bıktık. Müslümanlığı ile övünen iktidar, her gün milyonlarca insanın aç kalmasına neden oluyor. İşte sizin düzeniniz” diyere tepki gösterdi. 

‘BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM’
Alba Plastik direnişçileri adına Ender Konda “Direnişimizin 69. gününde buradayız. İki ayı aşkındır kadın düşmanı, işçi düşmanı, sendika düşmanı yönetime karşı direniyoruz. Biz tüm bunları yaşarken üyesi olduğumuz sendikamız Petrol İş yönetimi sessiz kaldı, görüp de görmezlikten geldi. Saraylarda pozlar verirlerken Alba direnişinin yolunu bir türlü bulamadılar. Sahiplenme çağrılarımız yanıtsız kaldı. Yetki olmayan yerde bir şey yapmayız dediler. Ama yetki almak için üyelik çalışmaları yapan işçileri de yalnız bıraktılar. Önemli bir mücadele deneyimi olan Flormar direnişinde yetki alamamalarını, bu direnişin kendilerine 2 milyon liraya mal olmasını söyleyip kişi ve maliyet hesabı ile kendilerini aklamaya çalıştılar. Sizden hiçbir maddi beklentimiz yok, bir şapka bir önlük istiyoruz işçi arkadaşlarımız sendikanın varlığını hissetsin yeter dedik, yanaşmadılar. Bu direniş önemlidir diyen şube yöneticileri de basiretsiz kaldılar, kendi kişisel kaygıları ile davrandılar. Petrol İş’in yöneticileri, temsilcileri, üyeleri ile görüştük; fabrika fabrika işçi kardeşlerimize sesimizi taşıdık. Direnişimiz sendika hakkını savunma, keyfi işten atmalara boyun eğmeme, tacize sessiz kalmama çağrısıdır. Direnişimiz sendikaların hantal, bürokratik tablosuna rağmen sendikal mücadeleye sahip çıkma, sendikal bürokrasiden hesap sorma, mücadeleci bir sendikal çizgi yaratmak için seferber olma çağrısıdır” diye kaydetti. Sendikal bürokrasiye karşı tabandan mücadelenin öneminin altını çizen Alba direnişçisi “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” dedi.

‘KHK’LAR GİDECEK BİZ KALACAĞIZ’
KHK’lılar adına yapılan konuşmada ise şunlar ifade edildi: “Sadece işimizden ihraç edilmedik, yüzlerce insani hakkımız yok sayıldı. KHL’lar devlet eliyle işlenen hukuksuzluk, siyasi işkencedir. Bize kader tayin eden, ağaç kökü yeyin diyenlerden adalet talep etmektense direndik, mücadele ettik.”

KHK’lılar Platformu’nun kurulma sürecinin anlatıldığı konuşmada talepler sıralandı.

‘YAŞASIN İŞÇİ SINIFININ DAYANIŞMASI’
Bakırköy Belediye işçileri adına söz alan Nazife Toprak, DİSK Genel-İş Sendikası adına kitleyi selamlayarak konuşmasına başladı. Direniş sürecini anlatan Toprak, sendikal haklarının gasp edildiğini ifade etti. 2018 yılından bu yana hak mücadelesi yürüttüklerini belirten Toprak, 2 kişinin Kod-29 ile işlerinden edildiğini belirtti. Sendikadan istifa ettirildiğini söyley
en Toprak, işçilere baskı yapıldığını vurguladı.

Toprak, “Bunların hepsi haktan, hukuktan bahseden sosyal demokrat olduğunu söyleyen Bakırköy Belediyesi’nde yaşandı. Ben bir arkadaşım daha sendikal faaliyet nedeniyle işten atıldık. Süreçte olumlu bir adım kaydedemedik. Bakırköy Meydanı’nda 62 gündür direniyoruz” dedi. Miting alanındaki birlikteliğin umut verdiğini ifade eden Toprak “Yaşasın işçi sınıfı ve işçi sınıfının dayanışması” dedi.

‘HAKLARIMIZI SAVUNDUK’
Bayrampaşa Belediye işçileri adına İzzet Akan da işten atılma sürecini anlattı ve dayanışma çağrısı yaptı. Akan, “Her seçimde söz verdiler her seçimde kadro sözü verdiler. Bizi açlıkla kölelikle terbiye etmeye çalışıyorlar. Sözde taşeronu bitirecektiler. Hep yalan söylediler. Hep haklarımızı çaldılar” diye belirtti. “Ben çocuklarımın yüzüne bakamıyorum ama saraydaki sefa sürüyor” diyen Akan hesap sorma çağrısı yaptı.

İşçilerinin konuşmalarının ardından miting çekilen halaylar ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganıyla sona erdi.

MİTİNGİ DÜZENLEYEN KURUMLAR
Mitingi düzenleyen sendikalar, siyasi partiler, direnişçi işçiler şöyle:
4. Vardiya İşçi Dayanışması, Alba Plastik Direnişçileri, Avukat Dayanışması, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), Bakırköy Belediye Direnişçileri, Bayrampaşa Belediye Direnişçisi, Birleşik İşçi Kurultayı (BİK), Carrefour Direnişçisi, Devrimci Hareket, Devrimci Parti, Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL), Devrimci Turizm-İş Sendikası (DEV-TURİZM İŞ) Marmara Bölge Şubesi, Dostluk ve Kültür Derneği (DKDER), Ekmek ve Onur, Emeğin Gücü Derneği, Emek ve Adalet Platformu, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Genç İşçi Derneği (GİDER), İnşaat Emekçileri Sendikası (İNŞAAT-SEN), İstanbul KHK’lılar Platformu, İşçi Hareketi Koordinasyonu, İşçi Kadın Meclisleri, İşçi Temsilcileri Konseyi (İTK), İşçinin Kendi Partisi (İKEP), Kaldıraç, Kırmızı Gazete, Mağaza Market İşçileri Sendikası (MAĞAZA MARKET-SEN),Mücadele Birliği, Neo-Trend Tekstil Direnişçileri, Proleter Devrimci Duruş (PDD), Sinbo Direnişçisi, SML Etiket Direnişçisi, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Sosyalist Kadın Hareketi (SKH), Tekstil İşçileri Sendikası (TEKSTİL-İŞ SENDİKASI), Tur Assist Direnişçisi, Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS), Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS), Yeni Demokrat Gençlik (YDG)


(ETHA)

Tags: , ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑