Yazarlar

Published on Mayıs 20th, 2020

0

Kılıçdaroğlu ateşle oynuyor – Erol Ars

“Her şey değişkendir. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir”
Umarız değişirsiniz.


“Baskın seçim” olarak tanımlanan 24 Haziran 2018 genel seçimlerde İYİ Parti’ye grup kurması için 15 milletvekili vererek seçimlere girmesini sağlayan Kılıçdaroğlu, benzeri bir “baskın seçim” durumunda Ahmet Davutoģlu’nun kurduğu Gelecek Partisi ve Ali Babacan’ın kurduğu DEVA Partisi’ne de grup kurmaları için aynı desteği verebileceklerini söyledi.

TBMM’de salt çoğunluğa ulaşmayı hedefleyen Kılıçdaroglu, HDP’nin desteği olmadan Millet İttifakı’nın bunu başaramayacağını bildiğinden olsa gerek ki Davutoğlu ve Babacan’a göz kırpıyor.

Kılıçdaroğlu’na sormak gerekir: Cumhuriyetçi, aydın, çağdaş, demokrat, sosyalist kesimin dünya görüşüne tamamen ters, zıt bir görüşe sahip olan Davutoğlu ve Babacan’a milletvekili desteği verme inisiyatifinin salt siz de olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Düşüncesi sabıkalı, vicdanı kanlı olanlara destek vermeden, birlikte siyaset yapmayı düşünmeden önce CHP seçmeninin bu konuda ne düşünduğünü düşündünüz mü hiç?

Her türlü olumsuzluğun, hukuksuzluğun, yargısız tutuklamaların, infazların yaşandığı; insanları canlarıyla, kadınlarıyla, çocuklarıyla tehdit edenlerin serbestçe dolaştıkları bu karanlık gidişattan çıkmanın, aydınlığa ulaşmanın yolu Davutoğlu ve Babacan ile siyaset yapmaktan mı geçiyor ?

Irak’ta, Suriye’de Kürtlere, Şiilere, Şii Türkmenlere, Şii Araplara, gayri müslümlere,  Ezidilere,  Keldanilere, Süryanilere,  kendilerine biat etmeyen Sünni Araplara karşı toplu katliamlar yapan, iki Türk askerini yakarak öldüren; Reyhanlı’da, Suruç’da, Ankara’da, İstanbul’da, Türkiyen’in 13 noktasında gerçekleştirdiği bombalı ve silahlı saldırılarda 211 insanı katleden, yüzlerce insanı yaralayan, çok sayıda insanı sakat bırakan IŞİD”i “öfkeli gençler” olarak tanımlayan Davutoğlu’nun, 103 insanın can verdiği Ankara Garı Katliamı’yla ilgili sorulara, “Elimizde canlı bombacıların listesi var. Ama eylem yapmadan onları tutuklayamayız” şeklinde yanıt vermesi, “Ankara’daki saldırı sonrasında anket yaptık, oylarımızda yükseliş trendi var.” şeklindeki sözleri unutulmuş değil.

İktidar kanatından kendisine karşı başlatılan  yıldırma politakaları karşısında sinirlenen Davutoğlu’nun “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok kişi insan yüzüne çıkamaz” sözleri kafalarda büyük soru işaretleri oluşturdu ve bu sorular hala yanıtını bulmuş değil. 

Davutoğlu’nun bu sözleri; HDP’nin Diyarbakır, Adana mitinglerine yapılan bombalı saldırılar dahil Türkiye’nin bir çok noktasında saldırılar gerçekleştiren teröristlerin nereden beslendiklerine, nereden talimat aldıklarına ilişkin bir çok karanlık noktaya ışık tutacak bilginin sahibi olduğunun itirafı değil mi? 

Sayın Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun kim olduğunu, hangi kaynaklardan türediğini, hangi kaynaklardan beslendiğini, neler yaptığını, neleri bildiğini bildiğiniz halde hangi akıla, vicdana dayanarak kendilerine destek verebileceğinizi söyleyebiliyorsunuz?
Davutoğlu ve Babacan’a vereceğiniz desteğin demokrasinin gereği olduğuna ilişkin sözleriniz insanların aklıyla alay etmektir. Dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldiğinde “Anayasaya aykırı ama destekleyeceğiz” derken, demokrasinin ne olduğunu bilmiyor muydunuz ?

Esad’ın hedefe konmasında,  Kaddafi’nin katledilmesinde, ülkelerinin iç savaşa sürüklenmesinde, parçalanmasında kimin, kimlerin gölgesi var ?
Bunuda mı bilmiyorsunuz?

Suriye, Irak işgalinde, iç çatışmalarda yüzbinlerce insanın can vermesinin, binlerce insanın sakat kalmasının,  milyonlarca insanın evlerini, yurtlarını terketmesinin; yağmurda, karda, kışta, dondurucu soğuklarda çadırlarda yaşamak zorunda kalmalarının, Avrupa ülkelerine gitmek için çoluk çocuklarıyla sularda can verenlerin, bu  perişan yaşamın sorumluları arasında Davutoğlu’nun da olduğunu bilmiyor musunuz ?

Erdoğan’ın bir zamanlar eşbaşkanlığını yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin koordinatörü de Davutoğlu’dur.
Bunuda mı bilmiyorsunuz?

Ha biliyor da  “siyaset kaygan zemindir, sağa sola yalpalanma olabilir” diyorsanız, “hak, hukuk, adalet” sloganını, sevgi ve barış söylemini dilinizden silin; altı oktan biri olan “halkçı”lığı da kullanmaktan vazgeçin, size büyük geliyor…

“Her şey değişkendir. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir”

Umarız değişirsiniz…

Tags:


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑