Makaleler

Published on Mart 15th, 2021

0

Türkiye bir çınarını daha yitirdi – Erol Toy

Henüz 16 yaşında genç bir fidan iken bana okuma aşkını yerleştiren Erol Toy yok artık.

Çekirdek yazarlarımızdan, kendi kendisini yetiştirmiş; eşi ve benzeri çok az bulunan; Roman, Öykü, Deneme ve Eleştiri yazarı sevgili Erol Toy, 85 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Yazarın ölüm haberini kızı Ayşe Toy sosyal medya hesabından bir mesajla şöyle duyurdu: “Canım babam, yazar Erol Toy, uzun bir hastalığının sonunda yanımızdan ayrıldı, acımız tarifsiz. Babacım, merak etme, ömrün boyunca kaleminle anlatmak ve korumak için mücadele ettiğin laik Cumhuriyet bize emanet artık. Fikirlerin ölümsüz, huzur içinde uyu.”

1936 yılında yoksul bir aile çocuğu olarak Manisa’nın üzüm bağları ve Sarı Kız Maden Suyu ile ünlü, Roma döneminde Filadelfiya olarak anılan, Alaşehir kentinde doğdu.

Erol Toy, yoksul ailenin çocuğu olduğu için ortaokuldan sonrasını okuyamamış, küçük yaştan itibaren; baba mesleği fırıncılık, bankacılık, vurgun yiyen süngercileri sigortalama gibi işlerde çalışır.

Yazın yaşamına öykü ile başlayan Erol Toy’un ilk öyküsü 1951 yılında Liseyi okumak için gittiği İzmir’de Liseye başlamadan çalışma yaşamına başladığı yıllarda, 1952 yılında İzmir’de yayımlanmakta olan Çınar dergisinde çıkmıştır.

Erol Toy henüz çocuk yaşta çalışmak ve okul dışındaki boş vakitlerinde Alaşehir Halkevinde vakit geçirirken Türk ve Dünya edebiyatının başlıca eserlerini okuyarak edebiyatla bu küçük yaşında tanışmıştır.

Kitap okuyan insan hayal kurar. Hayal kuran insan düşünür. Düşünen insan neyin ne olduğunu sorgular. Sorgulayan insan kendisi ile barışık yaşar. Kendisi ile barışık yaşayan insan başkalarına zarar vermeden; yaşama, üreme ve üretmeyi belirli bir sosyal plan içinde gerçekleştirir. Henüz 16 yaşımda bana “İMPARATOR” romanı ile okuma aşkını yerleştiren Sevgili Erol Toy, çukurovanın çekirdekten yetişme romancısı Orhan Kemal gibi… tam da bu kişilikte değerlerden biriydi.

Erol Toy, Okumak için gittiği İzmir’de bir süre sigortacılık yaptıktan sonra kendisine Yapı Kredi Bankasından bir iş teklifi gelir. Yalnız bu sırada askerlik çağındadır. Askerliğini yazıcı Onbaşı olarak yaptıktan sonra tekrar İzmi’e gelir ve1963’e kadar Yapı Kredi Bankasında çalışır. Oradan kendi isteği ile ayrıldıktan sonra da tasfiye edilinceye kadar Birleşik Tasarruf Bankasında görev yapmıştır. Bu bankanın kapanmasının ardından çalışma hayatını Tütünbankta sürdürmüştür.

Yazar, bankacılık yıllarında aktif olarak sendikacılık faaliyetleri de yürütmüş, Bank-İş adlı sendikada genel sekreterlik yaptığı dönemde sürekli düzenlenen kongrelere katılmak üzere pek çok kez yurtdışına çıkmıştır. Birçok işte olduğu gibi, Fransızcayı da bu süreçte kendi çabalarıyla öğrenmiştir.

Erol Toy sendika deneyimlerinden sonra DİSK’in kuruluş çalışmalarında bulunmuş, akabinde 1980’de YAZKO yönetim kurulu başkanlığına getirilmiştir. 1983’te ise YAZKO’nun süreli yayınlarından biri olan “Somut Dergisi”nin yöneticiliğini de üstlenmiştir. Dergide yayımlanan işkence tutanağı dolayısıyla Kasım 1983’te genel yayın yönetmeni ve yazar olarak 16 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu olayın ardından tirajı artan derginin yazıları hakkında soruşturmalar açılmış, en sonunda  “Aydınlar Dilekçesi”nin açıklandığı gün “Somut Dergisi”de kapatılmıştır.

Milliyet gazetesinin açtığı “Bir Memleket Gerçeği” konulu röportaj yarışmasına gönderdiği “Yaşadıklarının Farkında Olmadıklarımız” adlı röportajıyla üçüncülük ödülünü aldıktan sonra adını duyurmuştur. Yazarın fıkra, inceleme ve makaleleri Akşam, Yön, May, Cumhuriyet, Milliyet, Barış ve Yeni Ortam dergi ve gazetelerinde yayımlanmıştır.

*Erol Toy’un “gerçekleri, insanların birbirine konumlarını abartmadan vermekle yaşam gerçeğinin her zaman sanat gerçeği olmayacağı savına dayanmış” olduğu tespitini yapmıştır (Doğan Hızlan, 1978)

*1975’te yayımlanan Fareler Cumhuriyeti, tek hikâyeden ibarettir. Eserde yaşlı farelerin gericilik ve korkaklık düzeyindeki gelenekçiliği karşısında genç farelerin cesaret ve ataklığı anlatılmaktadır.

*Sonraki çocuk kitabı Altın Saray (1980) iki düşman topluluğun çekişmelerini konu edinmiştir. 

*Avcı Kekliği başlıklı kitapta da avcının eline geçen bir yavru kekliğin eğitilmesi, bu sayede diğer keklikleri çekmesinin sağlanması anlatılır. Hikâyenin sonunda keklik, kardeşlerinden birinin vurulması üzerine avcının amacını anlayarak intihar eder. Böylece onurlu yaşamanın önemi vurgulanmaya çalışılır.

Çocuk kitaplarından sonuncusu olan Son Çağrı adlı hikâyede aşçı Mehmet Usta’nın ve ailesinin çok sevdikleri iki köpekle maceraları anlatılır.

*Erol Toy, öykülerinden ziyade romancı kimliği ile öne çıkmıştır. Yazarın çoğunlukla roman türünde eser vermesinin sebebi ise “daha çok insana daha fazla şey anlatmak”tır (Özkırımlı, 1981: 16-18).

*Yitik Ülkü’de (1995) ise Tanzimat, I. ve II. Meşrutiyet’in hazırlık aşamaları ve batılılaşma çabaları öne çıkar. 

*Azap Ortakları’nda (1973) Şeyh Bedrettin ve arkadaşlarının verdiği mücadeleler, Osmanlı Devleti’nin kuruluşu, taht kavgaları, kuruluş dönemindeki savaşlar ve muhtelif sosyal hadiselere yer vermiştir. 

*Son Seçim (1977) ve Doruktaki Öfke (1977) romanlarında Demokrat Parti’nin ortaya çıkışı ve iktidara gelişi ile bunun halk üzerinde yarattığı etkiler kurguyu oluşturan sosyal meseleler olarak okura sunulur.

*Tarihsel gerçeklikleri roman vasıtasıyla ortaya koyma dürtüsü, Erol Toy’un kurgusal yaratımının itekleyici güçleri arasında oldukça önemlidir. Yazarın “Aydın her zaman eksikleri belirtmelidir” (Toy, 1982: Rauf Mutluay, 1969 Varlık Yıllığı’nda eseri şu sözlerle değerlendirmiştir: “İki ciltlik Toprak Acıkınca adlı romanı, Kurtuluş Savaşımızın Ege dolaylarındaki (özellikle Alaşehir, Salihli) örgütlenişini anlatıyor. Halkta ulusal bilincin uyanışı önemli bir sorun olarak ele alınmaktadır. Bu bilinci işlemek için yazar köyle kasaba arasındaki ilişkilere de değinmektedir. (…) Kurtuluş Savaşı ve kasabanın yaşamı hakkında kuru bilgiler vermesi de Toprak Acıkınca’nın sakıncalı yanlarından” (Mutluay 1969: 57).

*1973’te yazarın yankı uyandıran romanı İmparator yayımlanmış, başkişisinin Türkiye’nin önemli iş adamlarından Vehbi Koç zannedilmiş olması oldukça tartışılmıştır. Fakat yazar bu kişinin aslında adı geçen iş adamını temsil etmediğini, Fehmi Çok’u Türkiye’nin bütün kapitalistlerinin bir sentezi olarak düşündüğünü dile getirmiştir. 

Aynı yıl yayımlanan Azap Ortakları romanında Şeyh Bedrettin ve yol arkadaşları Börklüce Mustafa, Torlak Kemal ve diğerlerinin verdiği mücadeleler anlatılır. Yanı sıra Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve yükseliş dönemlerindeki tarihsel gerçekliklere de yer verilir.

Erol Toy’un deneme-inceleme türünde verdiği eserlerde ise diğerlerine benzer bir şekilde sosyal, siyasal ve ekonomik meseleler ele alınmıştır. Yazarın politik görüşleri de bilhassa bu eserlerinde belirgin bir şekilde öne çıkmıştır. Bu tür yazılarının romanlarında işlenen konulardan tek farkı bu kez bilimsel ilkelere uygun bir şekilde mesnetli ve kaynak göstererek yazılmış olmasıdır.

Yazarın yayımlanmamış on dokuz oyununun yanı sıra dergi ve gazetelerde kalmış çok sayıda yazısı da bulunmaktadır. İlk yazısının yayımlandığı 1963’ten son eserlerine kadar Erol Toy, ideolojik bakışını, toplumcu gerçekçi hassasiyetini, sosyal ve politik meseleleri, ülke gündemini, tarihsel kırılma noktalarını farklı yazın alanlarında yazmayı sürdürmüştür.

Kaynaklar:
*Hızlan, Doğan (1979). “Erol Toy: Kuzgunlar ve Leşler Celali İsyanlarını irdelemiştir”.  Cumhuriyet Gazetesi. 19 Ağustos 1979.

*Mutluay, Rauf (1971).  “1970’te Roman ve Hikâyemiz”.  Varlık Yıllığı. İstanbul: Varlık Yayınları.

*Özkırımlı, Atilla (1981). “Romanı Yönlendirmeye Çalışmak Kimin Haddine Düşmüş”. Hürriyet Gösteri. Ağustos, 9, 16-18.

*Toy, Erol (1982). Aydın ve Çağı. İstanbul: Tomurcuk Matbaası.

Erol Toy’un romanları merak unsurunu önceleyen bir kurguya sahip olmanın yanı sıra didaktik(öğretme ereği güden) nitelik yönü öne çıkar. Örneğin “Gözbağı” romanı Türkiye ve dünyadaki işçi sınıfı hareketlerinin gelişimini çizgisini takip edecek derecede sosyal-siyasal yönü güçlü bir siyasi iradeye sahip nitelikte güçlü bir eserdir. Tiyatro oyun yazarlığı ile de öne çıkan Erol Toy, Osmanlı dönemine damga vuran, Seyh Bedrettin, Pir Sultan Abdal gibi hak ve adalet arayıcı kışilikleri öne çıkaran Tiyatro oyunları yazmıştır.

Genç yaşta, emeğinin, ekmeğinin peşine takılan Toy, 1986 yılında İstanbul’a yerleşir. Evli ve iki evlad babası olan Erol Toy, yaşamının geri kalan kısmını bu kentte geçirmiştir.

İsmail Göçüm – 15.03.2021

Tags: ,


About the Author



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to Top ↑